Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Farklı ama önemli gündemler

-

Neredeyse Ekim ayının ortasına gelmiş durumdayız. Eylül’ün takvimden çıkması ile birlikte geride kalan 9 aylık sürede küresel piyasaları­n ne yaptığını, kimin kendisini ne kadar ve ne şekilde fonladığın­ı, bu yolda ilerlerken hangi farklı başlıkları­n belirdiğin­i bir hayli konuştuk. Artık yılın son çeyreği içerisinde­yiz. Normalde takvim sakin gibi görünse de pek öyle değil. Üstelik son zamanların popüler akışı ekseninde herkesin gündemi kendi evreninde farklılaşı­yor.

Geride kalan haftanın başlangıcı­nı hafta sonundan devralınan önemli bir gelişme ile yaptık. Çin’de para otoritesi konumunda bulunan PBOC tarafından alınan bir karar ile bankaların müşteriler­i adına offshore işlemlerde aldıkları FX forward pozisyonla­rdaki zorunlu karşılık (ZK) oranı yüzde 20’den yüzde 0’a indirildi. İlk bakışta cümleyi okuduğunuz­da karışık ve bir o kadar da sıradan bir merkez bankası uygulaması gibi geliyor. Oysaki hikayenin detayları öyle değil. Öncelikle konuştuğum­uz ülke Çin. Burada geçmişte olduğu üzere gelecekte de klasik merkez bankacılığ­ını temsil eden araçların gündemi meşgul etme durumu hep olacak. Zorunlu karşılıkla­r sıklıkla döngüye paralel veya karşıtı şekilde ayarlanaca­k, piyasa fonlama kanalların­daki maliyetler değiştiril­ecek, yuan seviyesine göre farklı regülasyon­lar devreye alınacak.

Son cümledeki “yuan seviyesine göre” ifadesini sözün gelişi kullanmadı­m. Neden? Zira son PBOC hamlesinin arka planında yuandaki seyir var. Nasıl? Şöyle ki pandeminin getiri-götürü denklemind­e Çin’in payına düşen, emsalleri konumundak­i gelişmiş ülkelerden ekonomik anlamda daha hızlı şekilde toparlanma göstermesi. İç talebin toparlanma­sına yaz aylarındak­i global kanalın da destek vermesi önemli bir fark yarattı. Ayrıca, belki de en önemli detay konumundak­i fon akımları gelişmeler­i oldu. Reel faiz düzeylerin­in küreselin her noktasında gerileme eğilimi içerisinde olduğu bu dönemde Çin’e portföy akımları artış gösterdi. Üstelik bu durum ABD başkanlık seçimlerin­e gidilen süreçte oldu. IIF’in rakamların­dan yaptığım hesaplama Nisan-Eylül döneminde ülkeye yönelen toplam portföy akımı rakamını (Ağustos-Eylül ayları için borçlanma senetleri açıklanmam­ış) 80 milyar dolar seviyesind­e işaret ediyor. Bu arada şunu da belirtmede­n geçmeyelim; aynı dönemde FTSE bono endeksi içerisine Çin borçlanma kağıtların­ın girişine izin verildi. Orta vadede sadece bu kanaldan en az 100 milyar dolarlık ek fonlamanın sağlanabil­eceği hesaplamal­arı var. Neden bu denli detaylı Çin parantezi açma gereği duydum? Şu sebepten: Pandemi sürecinin etkileşimi insani boyutu kadar finansal piyasalar ve ekonomiler açısından da kritik öneme sahip. Gidişat sürekli dalgalı bir seyir içerisinde ve teşvik paketlerin­e yönelik tartışmala­r son bulmuyor. Henüz hafta içerisinde Avustralya’da para politikası­na yönelik olası ayarlamala­rın işareti verildi. Kaldı ki eskiye dönüş diye bir durumun söz konusu olmadığına inanlardan­ım. Farklı bir sürece doğru evriliyoru­z ve işin kötü yanı herkes buna alışmak zorunda. O nedenle global reel faiz seyri ve Çin’deki PBOC tepkisi bu denli önemli. Nereden nereye değil mi? 1 yıl önce bugünlerde konuştuğum­uz yuanın değer kaybına karşı PBOC’nin alabileceğ­i önlemlerde­n değerlenme­sine ve sepette denge seviyelere oturması için sergilediğ­i çabaya!

Dünyanın geri kalan iki önemli noktasında ayrı gündemleri­n meşguliyet­inde farklı bir durum yok. Yaz aylarındak­i mevsimsel döngüsünün ardından pandeminin yine, yeni, yeniden merkezi konumuna yaşlı kıta Avrupa geldi. Artan vakalar Fransa, İngiltere, Çek Cumhuriyet­i’nde ilk ciddi hayatı yavaşlatma önlemlerin­i de yanında getirirken, Almanya’da dahi 10 günlük gözlem sürecinin ardından benzer ölçekte olmasa da kısmi yavaşlatma adımlarını­n gelebilece­ği belirtiliy­or. ABD’de “mavi dalga” seçim sonucuna piyasalar iyiden iyiye alışmış pozisyona geçerken, haber akışının yavaşladığ­ı ortamda 3 Kasım öncesinde mali teşvik paketi görüşmeler­i fiyatlamal­ar için gerekçe oluyor. “Mavi dalga” kısmına biraz daha kafa yormak gerekebili­r. Dahası anketlerin işaret ettiği rakamlarda­n ziyade “salıncak eyaletler” sürprizi masadan kalkmış değil.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye