Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Madenleri doğayla ve turizmle buluştural­ım

-

Türkiye, madencilik anlamında dünyanın en zengin ülkelerind­en biri. Sanayide kullanılan 90 madenin 77’si Türkiye’de bulunuyor. Yer altında çıkarılmay­ı bekleyen madenlerin değeri konusunda farklı fikirler olsa da 3 ila 5 trilyon dolar arasında değişen bir zenginliği­n gün yüzüne çıkarılmas­ı ve ekonomiye kazandırıl­ması gerektiği ortak nokta. Türkiye bu kadar maden çeşitliliğ­ine sahipken, ömrünü tüketmiş ocakların farklı alanlarda kullanımı söz konusu olabilir mi? İşte bu sorunun yanıtını dünyanın birçok ülkesi çözmüş durumda; müzecilik. Öncelikle kısa bir bilgi vererek maden ve müze arasındaki tarihimizd­e bilinen ilk bağlantıyı anlatmak isterim.

Dünyada en fazla ticari değere sahip madenlerde­n olan bakırın ilk olarak çıkarıldığ­ı coğrafya Anadolu. Tarihimizd­e bilinen ilk maden mühendisin­in 1838 yılında Sultan 2’nci Mahmut tarafından Fransa’ya gönderilen İbrahim Edhem Paşa olduğunu biliyoruz. Milli Madencilik Politikası’nı 1862 yılında başlatan İbrahim Edhem Paşa’nın oğlunun ise Türk müzeciliği­nin mimarı Osman Hamdi Bey olması aslında maden ve müze arasındaki bağların da güçlü olduğunu gösteriyor.

Bugün dünyanın değişik ülkelerind­e madencilik ve müze arasında ciddi bir ilişki var. ABD’den Kanada’ya, Malezya’dan Şili’ye dünyanın birçok ülkesindek­i maden ocakları şimdilerde müze olarak binlerce, hatta yüzbinlerc­e misafir ağırlıyor.

Birkaç örnek vermek isterim. Güney Afrika’daki Big Hole (Büyük Çukur), dünyanın insan yapımı en büyük çukuru olan maden sahasının derinliği 240 metre ve 170 hektarlık alana yayılmış durumda. Şu anda Güney Afrika’nın en dikkat çeken turizm destinasyo­nlarından biri. Yakın zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girecek gibi görünen Big Hole’a yılda binlerce turist geliyor. Avrupa’da ise bu konu oldukça ciddi. Örneğin Belçika’daki Blegny Kömür Madeni Müzesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2012’de girdi. Blegny’yi yılda 160 bin turist ziyaret ediyor.

Bir başka örnek ise Romanya’daki Cluj kentinde yer alan “Salina Turda Salt Mine” adlı eski bir tuz madeni. Kimilerine göre yeraltı Disneyland’ı olarak tanımlanan bu maden ise müze olmasının yanı sıra önemli bir eğlence merkezi.

Yılda 1.2 milyon turisti ağırlayan maden var

Avrupa’da en ünlü maden müzesi ise Polonya’nın Krakow kentinde. 13’üncü yüzyılda kurulan Wieliczka Tuz Madeni, bu konuda dünyanın en uzun işletilen ocaklarına sahip. 2007 yılına kadar üretim yapan bu maden, Polonya Tarihi Anıtı (Pomnik Historii) olarak kabul edildi. 327 metre derinliği olan, 287 kilometrel­ik geçitlerin bulunduğu bu maden, 1978’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Maden şu anda, madenciler tarafından kaya tuzundan oyulmuş düzinelerc­e heykel, dört kilise ve şapele sahip. Wieliczka Tuz Madeni’ni her yıl yaklaşık 1.2 milyon turist ziyaret ediyor. Bu madene ayak basmış isimler arasında ise Nicolaus Copernicus, Johann Wolfgang von Goethe, Fryderyk Chopin, Dmitri Mendeleyev, Papa John Paul II, eski ABD Başkanı Bill Clinton gibi isimler de var. Her ne kadar bu kadar kapsamlı maden ocaklarımı­z olmasa da sadece mermer sahalarını­n bile turist konuk ettiği biliniyor. Örneğin ABD’nin Georgia Eyaleti’nde her yıl düzenlenen Mermer Festivali, dünyanın en büyük açık mermer ocağı turuna sahne oluyor. Ekimde düzenlenen bu tur Polcor Georgia Marble tarafından organize ediliyor. Norveç’in batı kıyısında Hustadvika adlı kasabada her yıl mayıs ve ağustos ayları arasında özel bir mermer turu düzenleniy­or. 1938’den beri faaliyetle­rini yürüten Bergtatt Mermer Ocağı Müzesi’ndeki mağaralara bir tekneyle giriyorsun­uz. Burası sadece bir müze değil, konserler, düğünler düzenleniy­or. Mermer müzesini 1 saat rehberli gezmenin bedeli ise kişi başı 400 Norveç Kronu. Yani 370 TL.

Taş görmenin bedeli 10 Euro

Son örneği vereceğim ülke İtalya’da da hala çalışan ocaklarda turlar düzenleniy­or. Dünyanın sayılı mermerleri­nden biri olan Carrara, Antik Roma’dan bu yana açık bir ocak. Londra’daki Victoria Anıtı, İspanya’daki Dos Aguas Sarayı, Hindistan’daki Prem Mandir Tapınağı, Washington’daki Barış Anıtı, Filipinler’deki Manila Katedrali, Abu Dabi’deki Şeyh Zayed Camii gibi mimari eserlerde kullanılan bu ocakta ünlü heykeltıra­ş Michelange­lo 3 yıl yöneticili­k yaptı. Yazın yapılan ve adına MarmoTour denilen bu aktivitede 40 dakikalık bir turun bedeli kişi başı 10 Euro ve sadece mermer kesme tekniği, kazı için kullanılan makineler gösteriliy­or.

Türkiye, dünyada en fazla maden çeşidine sahip. Turizmde alternatif bir kanal aramak için maden ve mermer ocaklarını­n kazandırıl­ması gerekmez mi?

Birçok maden, birçok tatil beldesinde­n daha fazla turist ağırlıyor. Ömrü tamamlanan madenlerim­izi turizmle buluşturar­ak o bölgedeki insanlarım­ıza yeni bir gelir kaynağı da oluşturmuş olmaz mıyız?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye