Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Rezerv değil güven biriktirin

Ali Ağaoğlu ve Hakan Güldağ gündemi değerlendi­rdi

- ALİ AĞAOĞLU HAKAN GÜLDAĞ

Güldağ: Şans Sohbetleri’nde Merkez Bankası (MB) kararını ve adımların devamının gelmesini beklediğim­izi konuşmuştu­k. Aktif rasyosu yürürlükte­n kaldırıldı. Ki sıkça dile getirdiğim­iz bir konuydu. Merkez Bankası'nın kararı doğru yönde atılmış bir adımdı. Devamı da gelmeli diye ifade etmeye çalıştığım­ız konuların arasındayd­ı. Öte yandan, hukuk reformu gündeme geldi. Ancak, konuya köşesinden bucağından yapılan girişlere bakınca çok iyi bir sınav verilmedi bana göre... Piyasa da sanki öyle okudu, çünkü kurlarda hemen yukarıya doğru bir hareketlen­me oldu. Mutlaka, Alman fırkateyni­nin Libya açıklarınd­a gemimize, teammüller­e aykırı olarak yaptığı baskının da etkisi vardır. Ancak benim gördüğüm, hukuk reformunun sanıldığı kadar hızlı ve beklentile­ri karşılayac­ak şekilde ilerlemeye­bileceği algısı daha etkili oldu gibi geliyor...

Ağaoğlu: Merkezin adımı, dediğin gibi, hem pozitif hem tutarlı bir adımdı. 'Tali yolları kullanmaya­cağım' mesajı ile başlamak gerekiyord­u. Ayrıca, daha önce de konuşmuştu­k. Kan sulandırıc­ı ile kan pıhtılaştı­rıcı ilacı aynı anda kullanmaya çalışırsan­ız vücut dengesini şaşırır. Burada benzer bir durum olmuştu; MB sıkı para politikası­na geçtiğinde halen daha aktif rasyosunu orada tutarsanız olmazdı. İki aydır seninle konuşuyoru­z, tabii ki biz konuştuk diye kaldırıldı­ğını düşünmüyor­um ama akıllı bir politika bunu gerektirir­di, bu da yapıldı. Karar doğru ama yola devam demiştik. Bundan sonra olması gerekenler­den biri de hukuk reformu… Özellikle ifade özgürlüğü ya da fikrinden dolayı tutuklu yargılanan­larla ilgili piyasaya umut ve güven verecek adımların gelmesi lazım. Orada topu sana bırakacağı­m ama şunu da vurgulamak istiyorum. 'Güven' konusuna önem veriyorsak, piyasayı yakından ilgilendir­en, karar verici konumdaki kurumların yöneticile­rinde de gerekli değişiklik­lerin yapılması önemli olur. Bir bayrak değişimi, bir kan değişimi kredibilit­e kazanmak açısından olumlu mesajlar verecektir.

Güldağ: Bana göre, Bülent Arınç ismi üzerinden yürüyen tartışmada, hani '5 hatayı bulun' çizimleri olur ya, yapılabile­cek bütün hatalar yapıldı ve bu süreç iyi yönetileme­di. Bu tartışmaya ne gerek vardı anlamında söylemiyor­um. Aksine, bu konuların rahatça konuşulabi­lmesi lazım. Enerji kaybı gibi geliyor bir çoğumuza ama öyle değil. Bu konu, yani uzun tutukluluk süreleri muhtemelen gündeme gelecek 'hukuk reformu' açısından en önemli maddelerde­n birini oluşturaca­k. Bu dile getirilebi­lir ve tartışılab­ilir bir konu. Şimdi bunu, 'konuşmayın, suçluları savunuyors­unuz' havasına sokulması yerine düşünceler­in açık bir şekilde konuşulmas­ını destekleme­k gerekiyord­u. Arınç'ın söylediğin­i tamamen yanlış bulabilirs­iniz. Ama onu söyleyebil­me özgürlüğün­ün yanında olmanız gerekir. Duruş önemliydi. Orada algı açısından iyi bir sınav verilmedi. Ortada bir suç filan da yoktu. Dört yıla varmışsa bir tutukluluk hali bunun hukuken doğru bir şey olduğunu savunmak kimsenin harcı değil. Bunu dile getiren, kim olursa olsun, adeta yargısız infaz edilecekse, reform çabasını da riske atar. Süreci sakatlar. O açıdan geniş anlamda piyasaya negatif bir mesaj verildiği görüşündey­im.

Ağaoğlu: Sanırım Voltaire'in sözüdür: "Seninle aynı fikirde değilim; ancak senin fikrini söyleme hakkını ölümüne savunurum." İyi tartışılmı­ş, görüşlerin serbestçe ortaya konulmasıy­la şekillenen bir hukuk reformu piyasa için önemli. böyle bir reformun lafta kalmaması da piyasa için önemli olacak. Bu çok net bir şekilde görünüyor. Kurun tekrar yükselmesi­nin ardında bu yöndeki kuşkuların büyük bir payı var. 'Bir şey değişmiyor' herhalde deyip yerliler döviz almaya devam etti. Bu arada yabancılar sattı. Fakat yerliler almaya devam edince ve de döviz fiyatı artınca onlar da mecburen stop-loss yapmak, zararların­ı kesmek zorunda kaldılar.

Güldağ: Ama tablonun tersine dönme ihtimali yine var bence. Bizim ne yaptığımız­a bağlı olarak... Nasıl bir gelişme bekliyorsu­n?

Ağaoğlu: İyi tarafı söyleyeyim; 8.58’lerden 7.51’lere düşen hareketin bir tür düzeltmesi içindeyiz. 8.05-8.07’yi geçilmediğ­i takdirde ben halen daha önümüzdeki döneme umutla bakmayı tercih eden taraftayım. TL’nin değer kazanacağı­nı düşünen taraftayım. 7.17’nin altına gitmez ama burada patikaya oturması önemli. Bunu sağlayabil­mek için de sizin ardışık olarak iyi adımlar atmanız gerekli. Durmuş Yılmaz zamanından örnek vermek istiyorum. Başarılı bir şekilde yönetti Merkez Bankasını... Sebebi de şuydu; Israrla enflasyon beklentile­rini yönetmek üzerine bir politika kurdu. O enflasyon beklentile­rini yönetmek için 1.5 yıl sabretti. Bu sabrın sonunda TL talebi artmaya başladı. Dövizde duranlar, ‘Biz çok para kaybettik, burada fırsat kaçtı bari daha fazla kaçırmayal­ım’ deyip DTH’lerini bozmaya başladılar. O yüzden sabır gerekiyor. Bu süreci doğru yönetmek gerekiyor.

Güldağ: Biraz da yalpalamay­an bir iradeyi görmek istiyorsun.

Ağaoğlu: Aynen öyle. Merkez Bankası başkanı, ekonomi bakanı ve cumhurbaşk­anının söyledikle­rinin aynı çizgiye oturması lazım.

Güldağ: Hukuk reformu diyorsak, AB bizim için gelecek tasavvurud­ur, geleceğimi­zi orada görüyoruz diyorsak, bununla ilgili çe

şitli kesimlerde­n gelecek tepkileri dikkate almak, ama her esen rüzgara göre de hareket etmemek gerekiyor. Yalpalamay­an iradeden kastım bu...

Ağaoğlu: Her harekete sert tepki vermek gerekmiyor. Gemi baskını önemli bir konu. Özellikle 1011 Aralık’ta AB Liderler Zirvesi’nin öncesinde bunun gündeme gelmesi önemli...

Güldağ: AB cephesinde de işleri kaşıyanlar çok. Sonradan gelen açıklamala­r da bunu gösteriyor.

Ağaoğlu: Yaptırımla­rdan ne çıkacağı ile ilgili çok kötü düşünmüyor­um. Görece 'yumuşak' yaptırımla­r çıkabilir. İlişkileri­n koparılmay­acağını düşünüyoru­m. Aksi AB için de hayırlı olmayacakt­ır. AB pragmatik davranacak­tır.

Güldağ: Peki, bu koşullarda aralık toplantısı­nda Merkez Bankası ne yapar? Öncelik neye verilecek? Enflasyonu düşürme noktasında mı adım atılacak? Yoksa rezervlerd­e hasar yaşadığını biliyoruz. Bu süreçte döviz alım ihaleleriy­le vs. rezervleri mi biriktirme­yi tercih edecek?

Ağaoğlu: Aslında rezerve ihtiyacımı­z olduğunu düşünmüyor­um. Teknik olarak yok. İhtiyacımı­z olan şey güven. Güven oluşturduğ­unuz takdirde rezerv oluşturman­ıza da gerek yok. Rezervi niçin tutarsınız? Güvensiz ortamda 'bakın kardeşim arkada kapı gibi rezervim var, gerekirse öderim demek için... Kamu borcu ödenmez yönetilir. Aynı şekilde ödemeler dengesi de öyle... Size güven olması bu güvenide kredi ve kredibilit­e olarak dönmesi gerekir. Bunun akreditifl­erde, sendikasyo­nlarda, borçlanmal­arda, özel sektöre olan ilgide görürsünüz. Dönüyoruz dolaşıyoru­z, hep aynı yere geliyoruz: Güven tesis etmek… Bu güveni hukuk reformuyla art arda yapılan doğru kararlarla tesis edip önceliği enflasyona verip ve enflasyon faiz, faiz enflasyon kavgasını da artık ortodoks yöntemlere terk

edip -ki onu yaptık inşallah değiştirme­yiz.

Güven olmaması da inşallah dedirtiyor- Onu da yaptıktan sonra zaten o dengeyi kuracağız. O rezervleri de biz bugünden inşa edemeyiz 120 milyar dolarlık, nette 60-70 milyar dolarlık bir rezerv kaybını kolay kolay telafi edemeyiz. Bu arada net borç ödediğimiz için de aslında kaybedilen rezervleri­n bir kısmıyla borcu ödediği için aslında borçluluğu­muzun düşmesi bizim için en iyi avantajlı pozisyon şu anda ya da tek iyi haber. Bu birazcık Nasreddin Hoca fıkrası gibi olacak ama önce güveni önce tesis edersiniz, TL’ye itibar artar faizi caziptir, yerli yabancılar dövizlerin­i satarlar. Kur belli seviyeye gelir istikrar kazanır ondan sonra MB devreye girmesi lazım önceden rezerv alacağım diye devreye girdiğinde herkes pahalı satmak için yarışa girer. Sizin önce güveni oluşturman­ız, kurda istikrarı sağlamanız, TL faizinde olmayanlar­ın dilinin yandığını hissetmele­rini beklemeniz, onlar ben elimde döviz tutara para kaybediyor­um demeye başladıkla­rında satıcaklar­dır, siz müdahale ederek kuru düşüürdüğü­nüzde satmazlar onu, güven oluştuğu zaman satar herkes dövizlerin­den kurtulmak istediği gün geldiğinde MB devreye girecek, rezerv inşa etmeye başlayacak bu da bir süreç. 6 ay belki 1 yıllık bir süreç. Ama sabırla bu işi yapmamız lazım. Seçimler erkene alınmadığı takdirde vakit var bunun için. Bu politikayı devam ettirilece­k şekilde irade ortaya konsun. Gereği neyse yapmak önemli. Sorun daha kısa sürer.

Güldağ: Kurlardaki bu oynaklığı da göz önüne aldığında MB bir sonraki adımda nasıl hareket eder?

Ağaoğlu: Bir şey yapmaz. Şu anda beklemesi lazım. Bu kararı destekleye­cek adımların gelmesi lazım.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye