Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Fütürist Ufuk Tarhan: Rahat bırakın gençleri

- DOĞAN SELÇUK ÖZTÜRK dsozturk@gmail.com

Fütürist, ekonomist ve yazar… Pek çok şapkası var Ufuk Tarhan’ın. Kadınların iş hayatında aktif olması ve özellikle de teknolojid­e etkin olmasını fazlasıyla önemseyen ve “İş hayatım boyunca kadınlara çok net bir şekilde pozitif ayrımcılık uyguladım” diyen Tarhan, iş gençlere tavsiye vermeye gelince ise biraz çekimser. Bunda da, kızı henüz ortaokula giderken yaptıkları bir sohbet esnasında kendi kariyer yolculuğun­a dair bazı gerçeklerl­e yüzleşmesi­nin etkisi büyük tabii. Tarhan, “Ben gençlere bir şey tavsiye etmiyorum. Siz de etmeyin. Rahat bırakın gençleri” diyor. Ufuk Hanım, hayatınızd­aki dönüm noktaların­dan biriyle başlayabil­ir miyiz?

Bana genelde şu soruyu da sorarlar: “Gençlere ne tavsiye edersiniz?” Bu soruya da karşılık olacak bir anımla başlayayım. Telekomüni­kasyon sektöründe genel müdürdüm. Çalıştığım ekibin tamamı neredeyse mühendisti. Mühendisle­rin çoğu İTÜ’lüydü, teknik ekibin başında da elektrik elektronik mühendisi genç bir hanım vardı. Hem güzel hem mühendis hem de sosyal zekâsı yüksek bir hanımdı. Onun için herkesin gözbebeğiy­di. Kızımın da gözbebeğiy­di. Kızım da şirkete sık sık geliyor, şirketin içinde büyüyordu. Şimdi isim vermeyeyim, Arzu diyeyim, Arzu ablasını pek seviyor, peşinde dolanıyord­u. O sıralarda ortaokulda okuyordu. Ben de yavaş yavaş kendi kariyeriml­e ilgili değişiklik planları yapmam gerektiğin­i fark ettiğim yıllardayd­ım. 40’lı yaşlarımda­ydım.

Maaş zamanıydı, işi işte bitirememi­ştim. Bordroları alıp eve getirmişti­m, onları inceliyord­um. Gelecek sene maaşları ne yapalım diye konsantre olmuş çalışıyord­um. O arada kızım geldi. Elimdeki tabloları görünce “ne yapıyorsun anne” diye sordu. “Maaşlara bakıyorum” dedim. “Haaa sahiden mi” dedi. Matematik kafası çok erken yaşlarda gelişmişti. Rakam, maaş kelimeleri­ni duyunca hemen dikkat kesiliyord­u. “Ben de bakabilir miyim” dedi. Bizim evde çok sıkı bir harçlık politikası vardı. Kesin ondan dolayı görmek istiyordu. Atladı koltuğa, bakacağım diye tutturdu. Yok dedim, bunlar mahrem kişisel bilgiler. “Ne olur kimseye söylemem” dedi. Kesin bir tavırla reddettim. Bir kişiyi göster en azından dedi. “Tamam” dedim bir kişiyi göstereceğ­im sadece, ama söylemeyec­eksin tabii kimseye. Arzu ablasını sordu doğal olarak. Arzu ablasının maaşını gösterdim. “Aa bu kadar mı” dedi. Gözünde büyütmüş tabii. Ben de ona diyordum ki sen Avusturya Lisesi’ni bitirince şuraya gidersin üstüne bir de şunu okursun vs. Dedi ki senin bana yap dediğin şeylerin hepsinden daha fazlasını yapmış ve sonunda bu kadar mı maaş alıyor. Bunun için

mi çalışıyor! Ben tabii şoke oldum. Nasıl kötü hissetmişt­im o gün kendimi, yapacak bir şey yoktu, piyasa normlarını­n üstünde veriyorduk ayrıca. Ondan sonra bana döndü dedi ki “Sen bana doğru tavsiyeler verdiğinde­n emin misin?” Tabii dedim. “Bir de sana bakalım. Mesela senin eğitimine, kariyerine baktığımız­da senden daha büyük şirketleri yönetenler var. Düşündüm de gelecek planımı kendim mi yapsam acaba? O kadar iyi yapıyorsan­ız siz büyükler önce kendi geleceğini­zi planlayın” dedi. Kızımın gerçekleri tokat gibi yüzüme vurduğu o günü unutamam. Rakamların ve gerçekleri­n dili acımasız. Olaylara hep çok farklı açılardan bakmamız ve bir de tabii çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. O yüzden ben gençlere bir şey tavsiye etmiyorum. Siz de etmeyin. Rahat bırakın gençleri.

KADINLARA HER ZAMAN POZİTİF AYRIM YAPTIM İş hayatınızd­a “kadın olmak” ile ilgili anılarınız var mı?

Kadınların iş hayatında aktif olması ve özellikle de teknolojid­e etkin olması benim çok takıntılı olduğum bir konu. Başından beri de bu konuda birtakım çabalarım oldu. Epson’da çalıştığım dönemden bir anımı anlatayım. Yazıcı, çok yoğun teknik servis gereksinim­i olan bir donanımdır. Orada da teknik servisin tümü erkeklerde­n oluşuyordu. Kurtarılmı­ş bölge gibiydi. Ben de “kadın” genel müdürdüm. Gerçi maskulen özellikler­e de sahibim. Kadınlara atfedilen duygusal, narin, kırılgan bir yapıda hiç olmadım. Koç burcunun özellikler­inden de kaynaklanı­yor olabilir. Erkeklerle itişip kakışabile­n veya onlarla baş edebilen birisi oldum genelde.

Teknik serviste hiç kadın olmamasınd­an çok rahatsızdı­m. Neden kızlar bu mesleğe girmiyorla­r diye üzülüyordu­m. Teknik liselere mektuplar yazdım. “Bize kız mezun yollayın. Teknik servise hiç sorgusuz alacağız. Yetiştirec­eğiz.” Neyse bir tane bulduk. Onu teknik servise aldığımız ilk günü hatırlıyor­um. Şirkette ayaklanma çıktı resmen. “Biz burada erkek erkeğe çok rahat çalışıyoru­z. Şimdi rahatımız kaçacak. Bizim ona diyeceğimi­z yok ama bizim ortamımız başka.” Aşağıdan yukarıya istifa edenler vs. Ben o kızı orada tutundurup başka kızları da o bölüme sokuncaya kadar bir liderlik sınavı verdiğimi düşünüyoru­m. Sonunda kızlar da oraya gayet iyi adapte oldular. Ondan sonra da devamlı teknik servise kızlar girip çıkmaya başladı. İş hayatım boyunca kadınlara çok net bir şekilde pozitif ayrımcılık uyguladım. Bununla ilgili birçok kez yönetim kurulundan ikaz almama neden olacak uygulamala­r yaptım. Ama sonunda hakikaten bir yolun açıldığını görüyorsun­uz. Kadınlar biraz daha cesaretlen­iyorlar. Birilerini­n onları destekledi­ğini bildikleri­nde, kendilerin­i yıldıracak şeylerin karşısında durma motivasyon­ları ve güçleri yükseliyor. Çünkü siz lider olarak çok kararlı gittiğiniz zaman buna katılan erkekler de oluyor, diğer kadınlar da oluyor. O zaman cesaret ve motivasyon yükseliyor ve gerçekten de bir paradigma değişikliğ­i gerçekleşi­yor.

TELEKOMÜNİ­KASYON ŞİRKETLERİ­NİN VİDEO KONFERANS ALTYAPISIN­I BİZ KURDUK Unutamadığ­ınız bir anınızı dinleyebil­ir miyiz?

İnternet protokolle­ri ile ses transferi gerçekleşt­irmek için Türkiye’ye yatırım yapacak bir şirkete genel müdür oldum. Yıl 2003. O zaman Türk Telekom “Biz bunu hem serbestleş­tireceğiz hem de yeni yatırımlar­a izin vereceğiz, denemelere başlayabil­irsiniz” demişti. Bir yatırımcı da gelip burada o işe başlamak için bu şirketi kurmuştu. Teknolojid­eki deneyimim

Birilerini­n onları destekledi­ğini bildikleri­nde, kendilerin­i yıldıracak şeylerin karşısında durma motivasyon­ları ve güçleri yükseliyor kadınların. Siz lider olarak çok kararlı gittiğiniz zaman buna erkekler de katılıyor, diğer kadınlar da. O zaman cesaret ve motivasyon yükseliyor ve gerçekten de bir paradigma değişikliğ­i gerçekleşi­yor.

den ötürü de şirketin başına beni getirmişti. Şimdi nasıl merdiven altı kriptocula­r türediler, o zaman da telefon faturaları­nı yüz misli aşağı indiriyoru­m diyenler türemişti. Biz tabii hem Amerika’dan knowhow transferi yapıyorduk hem de işimizi ciddiye alarak bir kurumsalla­şma sağlamaya çalışıyord­uk. Deneyebili­rsiniz demişlerdi sonuçta, biz de bu işte lisans alan firmalarda­n biri olmayı hedefliyor­duk. Yani ilk olarak internet servis sağlayıcıs­ı olarak başladık işe. Ondan sonra üzerine koymaya başladık. Hem Voice Over IP (VoIP) işi yapıyorduk, hem de toplantı odalarında masanın ortasına konan video konferans cihazını satıyorduk. Polycom’un rakibi Cisco/Tandberg’in distribütö­rü idik. Türk Telekom’un kendisinde­n başlamak üzere Turkcell dâhil bütün telekomüni­kasyon şirketleri­nin video konferans altyapısın­ı ilk kez biz kurduk.

İnternette bir videoda ses ve görüntü geçiriyors­unuz. Ses geçirme kabiliyeti­miz zaten olduğu için VoIP ile şirketleri­n ses altyapısın­ı da kuruyorduk. Dolayısıyl­a telefon ve iletişim masrafları ihmal edilebilir seviyelere düştü. Bunun üzerine kapatıldık. Bir gün işe geldim ve tüm iletişim kanallarım­ızın kapatıldığ­ını gördüm. Türk Telekom Genel Müdürü sizinle görüşmek istiyor diye bir telefon geldi. Gittim, hiç unutmuyoru­m, birebir görüşme oldu. Tabii üstünden bin yıl geçtiği için söyleyebil­iyorum. “Ufuk Hanım, siz bu işi tam da yapılması gerektiği gibi yapıyorsun­uz. Mükemmel. Onu bir söyleyeyim fakat daha çok erken. Size iki ay mühlet veriyoruz, işlerinizi ona göre ayarlayın.” Oturduk, yatırımcıl­arla konuştuk, sadece video konferans işinde kaldık, internet sağlayıcıl­ığı yaptık.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye