Sanayi üretimi yüksek ülkelere destek gerekiyor
Biden’ın göreve gelmesiyle birlikte ABD, Paris Anlaşmasına geri döndü. ABD ve AB 2050, Çin ise 2060 için “sıfır emisyon” hedefi ilan etti. Bu ne derece mümkün bir hedeftir? Gelişmiş ülkelerin desteği olmadan gelişmekte olan ülkeler bu konuda yol alabilir mi?
Paris Anlaşması küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi dönemdeki seviyesine kıyasla 2 santigrat derecenin altında tutmak ve 1.5 santigrat derece ile sınırlamak için çaba gösterilmesini hedefliyor. Ülkeler bu hedefe ulaşmak için uzun dönem iklim stratejilerini hazırlıyor ve buna göre de hedeflerini ortaya koyuyor. Ülkelerin uzun dönemli hedeflerine baktığımızda 2030, 2050, 2060 gibi farklı hedef yılları baz aldıklarını görüyoruz.
Çin, ABD ve Avrupa Birliği bağlamında ise konu kritik bir öneme sahip, örneğin Çin günümüzde kendi başına küresel çapta yıllık emisyonların dörtte birinden sorumlu. ABD ise onu izleyen en büyük ikinci emisyon üreten ülke konumunda. Avrupa
Birliği keza üst sıralarda yerini alıyor. Bu arada “sıfır emisyon” hiç sera gazı çıkmadığı anlamına gelmiyor, oluşan emisyonları çeşitli yutaklarla atmosferden aynı oranda çekerek ulaşılabilen bir durum. Yutakların tutabileceği kadar karbon salımı yapmak için, büyük dönüşümler ve teknolojik yenilikler gerektiren bir husus. Örneğin, Maldivler 2030, Fiji 2050 için sıfır emisyon hedeflerini açıkladı. Ekonomileri, bizim bacasız sanayi dediğimiz turizm odaklı olduğu için, bu ülkelerin nispeten zorlukları daha az. Ülkemiz gibi sanayi üretimi yüksek olan gelişmekte olan ülkeler açısından ise büyük desteklere ihtiyaç bulunmaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği önümüzdeki 7 yıl için bütçesinin yüzde 25’ini düşük karbonlu ve iklime dayanıklı bir ekonomi için ayırmış durumda. Maliyetlerin büyüklükleri ortadayken, yeşil dönüşüm ve yeşil teknoloji için gerek ulusal gerek uluslararası finansman ihtiyacının karşılanması iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine ulaşılmasında elzemdir.