Tedarikte 120 milyar dolarlık ‘iklim riski’ var
Büyük şirketler, dünyanın en büyük yatırımcıları yeşil dönüşüm için önemli taahhütler veriyor. Bu süreçte Türk iş dünyasında yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk iş dünyası bu konuda daha etkili rol almalı mı?
Küresel boyutta ve artan sayıda firma ve yatırımcının “yeşil dönüşüm” yol haritalarını belirlediklerini görüyoruz. Bu girişimler arasında, Birleşmiş Milletler çatısı altında bugüne kadar 1397 firma ve 74 yatırımcının katılım sağladığı Sıfır Emisyon Yarışı ve
280 firmanın taraf olduğu RE100 (Yenilenebilir Enerji 100) yer alıyor. İş dünyası liderlerinin gündemine bakılırsa pandemi sonrasının belirleyici unsurları sadece dijitalleşme odaklı olmayacak. Neredeyse büyük ölçekli şirketlerimizin hepsi ve uluslararası iş yapan şirketlerimiz yeşil dönüşümü gündemine almış durumda. Avrupa “Yeşil Mutabakatı” kapsamında sınırda karbon vergisi hammaddeden, üretime, tedarikçinin tedarikçisinden, lojistiğe kadar her aşamada AB ile ticaret yapan herkesi etkileyecek. Bu noktada Türk şirketleri için önemli fırsatlar var. Lojistikte karbon girdisi önemli bir kalem ve bu noktada Türkiye’nin coğrafi yakınlığı büyük bir avantaj. Dünyadaki tedarik zinciri mimarisi yeniden şekilleniyor. Bu kapsamda da Türkiye’nin önünde önemli fırsatlar var.
Mesela dünyada şirketlerin önümüzdeki 5 yıl içinde tedarik zincirlerine bağlı olarak karşılaşacakları iklim riskleri 120 milyar dolara tekabül ediyor. Şirketlerin tedarik zinciri emisyonları, operasyonel emisyonlarının ortalama 11.4 katına denk geliyor.
Tedarikçiler emisyon azaltım faaliyetleri sayesinde emisyonlarında 619 milyon C02’lik bir azalmaya gittiklerinde 33.7 milyar dolar tasarruf ediyorlar. Sonuç olarak, ekonomik büyümeyi iklim gündemini göz önünde tutarak gerçekleştirmenin ve bu doğrultuda, iklim değişikliğini sınırlandıran bir senaryo ile uyumlu ekonomik modeller geliştirmenin ekonomi ve ticaret politikalarının merkezinde yer alması gerektiğine inanıyoruz.
Türk iş dünyasının ülkemizde gerçekleştirdiklerini ve önümüzdeki sürece ilişkin planlamalarını da çok kıymetli buluyoruz.
Kamu kurumları olarak iş dünyasına destek sağlamaya, doğru yönlendirmelere, gerekli mevzuat çalışmalarını yapmaya bu dönüşüme hız vermeye devam edeceğiz.