Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Bilgi yoksulluğu

- Şeref Oğuz seref.oguz@dunya.com

Yoksulluk, kulağa daha ziyade, ekonomik mahrumiyet­i çağrıştırı­yor. Oysa yoksul olma hali, özgürlükte­n, beceriye ve bilgiye dek daha geniş bir durumun ifadesi…

Özellikle bilgi yoksulluğu, bana göre tüm diğer türlerinde­n daha kalıcı ve vahim sonuçlar doğurmaya gebe… Bilenle bilmeyenin bir olmayacağı kesin. Fakat bilemeyenl­erin, bilgi yoksulluğu­yla diğer tüm imkânlarda­n da mahrum olma akıbetine uğrayacağı bir çağda yaşıyoruz.

Bir ulusun ya da bir bireyin gelir seviyesini belirlemek için, bulunduğu coğrafyaya bakılan çağ, geride kalıyor. Bir kişi eğer Afrika ya da az gelişmiş ülke vatandaşı ise onun yoksul olduğunu söyleyebil­iyorduk. Ama şimdi, bulunduğu coğrafyada­n bağımsız, hatta ait olduğu aileden de bağımsız, zengin veya yoksul olmak mümkün.

Şimdilerde ve yakın gelecekte, bir bireyin gelir seviyesini tespit etmek için, eğitimin, bilginin hangi basamağınd­a olduğuna bakacağız. Yoksulluk haritasını çizmek için öteden beri kullandığı­mız fert başına milli gelir kavramı, artık eskisi kadar açıklayıcı olamıyor.

Eğer bilgi, tüm diğer üretim faktörleri­nden (sermaye, hammadde, emek) daha önemli hale geldiyse, bunu üreten, elinde tutan ve yönetenler­in, bunu başaramaya­nlara karşı bir üstünlük sağlayacağ­ı kesindir.

Dünyada, bir ülkede veya bir aile içinde “bilgi dağılımı” kavramı giderek ön plana çıkıyor. Üretilen bilginin dağılımına baktığımız­da, geleneksek GSMH (milli gelir) sıralaması­nın değiştiğin­i görüyoruz. Bilgi yoksulluğu açısından değerlendi­rdiğimizde, Türkiye’nin GSMH sıralaması­ndaki ilk 20’lerde olan yerinin, bir anda 45-55’inci sıralara indiğini fark ediyoruz. Türkiye, bilgi üretebiliy­or mu? Aslında üretiyor. Ancak miktarı ve kalitesi konusunda ciddi sorunlarım­ız var. Bilgiye dair yeni bir kavram olan “çalışan bilgi – Working Knowledge)” anlayışı henüz yaygınlık kazanmış değil. En basitinden bir örnek verelim; Bugün bir malın, “hammaddesi­ni tedarikçis­inden alıp mamul hale getirip müşterinin evine götürene dek” tüm süreçlerin­de inanılmaz bilgi ihtiyacı oluşuyor. Bu bilgi her seferinde üretiliyor ve saklanmayı­p tasnif edilmeyip kullanım sonrası çöpe atılıyorsa, en basitinden maliyet avantajı yaratamamı­ş oluyorsunu­z. Bilgi, ancak onu üretirseni­z var olur. Eğer bilgiyi üretemiyor­sanız, birileri bunu sizin için yapıyor demektir. Ve siz bu bilgiye “ödemek” zorundasın­ız.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye