İhracat, 200 milyarı aşıyor yeni hedef 300 milyar dolar
2021'e 184 milyar dolar hedefiyle giren Türkiye ihracatçısı, ilk yarı sonunda 200 milyar dolar sınırını aşıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, “Böylelikle, ihracatımız 2016’dan bu yana yüzde 34’ün üzerinde artış sağlamış olacak” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, 2016’dan bu yana ihracatta yüzde 34’ün üzerinde artış olduğunu söyledi. Temmuz itibariyle ihracatta 200 milyar dolarlık sınırın aşılacağını kaydeden Gülle, “2020’li yıllar için 300 milyar dolarlık hedefe yürüyoruz” dedi.
Yaşanan her duruma karşı, özellikle kriz dönemlerinde refleks geliştirmeyi başaran ihracatçılar bir şekilde zorlu süreçlerden sıyrılabiliyorlar. Geçmiş dönemlerde böyle oldu. Son yaşanan pandemi krizinde de benzeri bir durum yaşandı.
2021 yılına 184 milyar dolar ihracat hedefi ile girmişti ihracatçılarımız. Bu yıl için belirlenen 184 milyar dolar hedef, ilk iki ayın sonunda yukarı yönlü revize edilerek 200 milyar dolar olarak belirlendi. Yenilenen 2021 yılı ihracat hedefi 200 milyar doları aşmak için gayret gösteren ihracatçılar, yılın ilk yarısında 104,9 milyar dolarlık performansıyla yüz güldürdüler.
Beş yıl öncesine baktığımızda, 2016 yılında toplam ihracatımızın 149 milyar 246 milyon dolar olduğunu hatırlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Pandemi öncesi 2019 yılında ise yüzde 21 artışla 180 milyar 832 milyon doların üzerinde gerçekleşti. Bu yıl da inşallah 200 milyar dolar seviyesini aşacağız. Böylelikle, ihracatımız 2016’dan bu yana yüzde 34’ün üzerinde artış sağlamış olacak” diyor.
Yıllık bazda 200 milyar dolarlık ihracat hedefini bu ay aşacaklarının altını çizen Gülle, şu sözlere dikkat çekiyor: “Artık ondan sonraki hedefimiz 300 milyar dolar ihracat olacak ki, 2020’li yılların bizi bu rakamlara ulaştıracağına yürekten inanıyoruz. Çünkü her zaman daha ileriye bakan, daha yükseği hedefleyen, altyapısını geliştiren, ağını genişleten bir ihracat ailesine sahibiz. Önümüzdeki yıllarda, ihracatçılarımız ülkemiz büyümesinin lokomotifi olmaya devam edecek.”
TİM Başkanı İsmail Gülle, ihracatta son 5 yıllık performansı, öne çıkanları, yapılacak çalışmaları DÜNYA için değerlendirdi.
15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimin ardından ilk toparlanma hamlesini üreticide ve ihracatçıda gördük. Türkiye yaşadığı olumsuz olayları ihracatçıların gözünden anlatabilir misiniz?
2000’li yıllarla birlikte, ihracatı, üretimi, istihdamı ile topyekûn bir kalkınma hamlesi içinde olan Türkiye, 2010’lu yıllarda terörle, ihanetle, her alanda saldırılarla, defalarca yıpratılmak istendi. Türkiye’nin tam bağımsızlık ilkesiyle milli varlıklarını korumaktan asla vazgeçmemesi ülkemizi menfur odakların hedefi haline getirdi.
Ülkemizin bağımsızlık mücadelesine saygı duymayan çevrelerin, Türkiye’nin önüne finansal, ekonomik, ticari ve siyasi engeller çıkardığına şahit olduk. Bu müdahaleler, üretim ve tedarik süreçlerinde aksaklık yaşatmayan ve kaliteden taviz vermeyen Türk ihracatçıların karşısına birçok pazarda tarife dışı engeller olarak çıktı.
Savaşların ticari, ablukaların ekonomik ve yaptırımların siyasi olduğu bir dönemde, Türkiye ihracatını artırarak yoluna devam etmeyi başardı. Türkiye ekonomisinin yıkılmayan kalesi olan ihracatın öncülüğünde, pandemi kaynaklı sorunları bertaraf ederek yükselmeye devam edeceğine yürekten inanıyoruz.
Son 5 yıllık ihracat performansı nasıl?
2016 yılında toplam ihracatımız 149 milyar 246 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Pandemi öncesi 2019 yılında ise yüzde 21 artışla 180 milyar 832 milyon doların üzerinde gerçekleşti. Bu yıl da inşallah 200 milyar dolar seviyesini aşacağız. Böylelikle, ihracatımız 2016’dan bu yana yüzde 34’ün üzerinde artış sağlamış olacak.
Ayrıca 2016’da yüzde 73,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranını 2019 yılında yüzde 86’ya taşımayı başarmıştık. Pandemi etkisiyle bu oranda küçük bir düşüş görülse de, 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 83,2 rakamını yakalamış olmak yıl sonu için pandemi öncesi seviyelerin yeniden gerçekleşeceğini gösteriyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı arttıkça
“Dış ticaret fazlası veren Türkiye” hedefimize bir adım daha yakalamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
15 Temmuz hain darbe girişimi ve sonrasında, geleneksel müttefikimiz ve ticaret ortağımız olan ülkelerde uluslararası hukuka aykırı olarak ticaretimizin ve ülkemizin önüne çıkarılan engellere rağmen Türkiye, ihracatını sürdürülebilir şekilde büyütmeye devam edebilmiştir.
Otomotiv, 5 yılda 140 milyar doları aştı 5 yıllık tabloda hangi sektörler öne çıkıyor?
2016 yılından bu yana tüm senelerde otomotiv endüstrisi sektörü ihracatta lider sektör olmayı başardı. Sektörün 5 yıllık ihracatı 140 milyar dolardan fazla. Türkiye, özellikle Marmara bölgesinde sektörel tecrübe anlamında önemli kazanımlar elde ederek, bölgeyi sektörde bir üretim havzası haline getirebildi.
2019 yılında 20 milyar doları aşan ihracatıyla yıllık bazda en çok ihracat gerçekleştirene sektör olan kimyevi maddeler sektörü, 2020 yılını da ikinci sırada tamamladı. Sektör 2021 yılının ilk 6 ayında, başarılı performansını göstererek 12 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirdi.
Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü 2020 yılı itibariyle 17 milyar 119 milyon dolar ihracat ile en çok ihracat gerçekleştirilen üçüncü sektör oldu. Son 5 yılda, sektörel bazda ise ihracatını en çok artıran sektörlerimiz yüzde 55 artışla mücevher, yüzde 42’lik artışla makine ve aksamları sektörü, zeytin-zeytinyağı sektörü ve çimento, seramik ve toprak ürünleri sektörü, yüzde 41’lik artışla gemi ve yat sektörü ve yüzde 39’luk artışla çelik sektörleri oldu.
Ülke bazında değerlendirecek olursak, öne çıkan ülkeler hangileri oldu?
2020 yılı itibariyle, en büyük ihracat pazarımız 15 milyar 979 milyon dolar ihracat ile Almanya olurken, 11 milyar 236 milyon dolar ihracat yapılan Birleşik Krallık ikinci, 10 milyar 183 milyon dolar ihracat yapılan ABD üçüncü en büyük pazarımız. Son beş yılda ihracatımızı en çok artırdığımız ülkeler ise; yüzde 151 ile Rusya, yüzde 57 ile Ukrayna, yüzde 54 ile İsrail, yüzde 50 ile Azerbaycan ve yüzde 40 ile ABD oldu.
Bölgeselleşme ve yakından tedarik eğilimin arttığı bir dönemde pandemi sürecinde güvenilir tedarikçi kimliği ile ön plana çıkan Türkiye, yakın coğrafyasındaki pazarlarda varlığını daha etkin bir şekilde sürdürecektir.