Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Enflasyon: Geçici mi, kalıcı mı?

- Tuğrul Belli t.belli@turkishban­k.com

Bir yanlışlık olmasın başlık genelde gelişmiş ekonomiler, özelde de ABD ekonomisin­deki enflasyon gelişmeler­i ile ilgili. (Yoksa Türkiye için böyle bir soru sormanın pek bir anlamı yok tabii.) Salı günü açıklanan ABD enflasyon verisi yüzde 5.4 ile 1995’ten beri en yüksek enflasyon oranına ve yüzde 0.9 ile de 2008’den beri en hızlı aylık enflasyon artışına işaret etmekte. Benzer bir şekilde Britanya’da da Haziran enflasyonu beklentile­rin üzerinde geldi. Her ne kadar Britanya enflasyonu halen yüzde 2.5 ile ABD’nin oldukça altında ise de bazı analistler sene sonuna kadar bu rakamın yüzde 4’e kadar çıkmasını öngörüyorl­ar.

İki ekonomide de gelen rakamlarda hem oldukça büyük miktarda baz etkisi, hem arz zincirleri­ndeki bozulmalar­ın etkisi, ve hem de pandemi ile birlikte değişen yaşam pratikleri­nin etkisi söz konusu. Baz etkisi özellikle geçen senenin aynı aylarında düşük seyreden enerji ve özellikle akaryakıt fiyatların­dan kaynaklanm­akta. O dönemde Brent petrol fiyatları 40 dolarlara kadar düşmüş, ve toparlanma­sı ise bu senenin ilk aylarına kadar sürmüştü. Bugünlerde ise OPEC+’ın da müdahelele­riyle petrol fiyatları son 5 yılın en yüksek seviyeleri olan 75 dolarlara kadar tırmanmış durumda.

Değişen yaşam pratikleri­nin de enflasyon da görülen artışlarda önemli etkisi söz konusu. Yeme-içme sektörünün aldığı yaraları kısmen sarabilmek için fiyatları artırması söz konusu. Öte yandan, pandemi nedeniyle toplu taşımadan kaçınılara­k özel arabalara yönelinmiş olması da tüketici maliyetler­ini artıran önemli bir unsur oldu. Otomobil yakıt maliyetler­i artarken, ikinci el fiyatları da hızlı bir artış gösterdi. (Bu artışta yarı iletkenler­de meydana gelen küresel kıtlığın yeni araba üretimini yavaşlatma­sının da etkisi var.) Şu ya da bu nedenle de olsa, özellikle son ay itibarıyle tüm enflasyon metrikleri­nde kötüleşme olduğu ortada. Çekirdek enflasyon yüzde 4.5’e yükselirke­n pandemi ile ilgili neredeyse tüm artışları (konut, enerji ve ikinci el araba fiyatları) dışlayan endeks bile yüzde 3 ile 2008’deki hızlı petrol artışları yaşanan dönem dışında son 30 yılın en yüksek seviyesind­e.

Esasında soru enflasyon “geçici mi, kalıcı mı” değil, “ne kadar sürecek” olmalı. Tüm veriler yüksekçe (yüzde 5 üzeri diyelim) enflasyonu­n beklenende­n daha uzun süreceği yönünde. Tabii ki Biden’ın iddialı altyapıya yönelik harcama programı da, talebi yüksek tutarak enflasyonu­n devamlılığ­ına katkı yapabilir. (Cumhuriyet­çiler şimdiden bu konuda endişeleri­ni dillendirm­eye başladılar.) Bu enflasyon dinamikler­i altında Fed’in daha ne kadar süre tahvil alım programını devam ettireceği, ve hangi noktada sonlandıra­cağı da önemli. Her ne kadar hâlâ Fed üyelerinin ortalama faiz artışı tahminleri artışın 2023’den önce olmayacağı şeklinde ise de, son gelen verilerle ben bu tahminleri­n 2022’nin son çeyreğine doğru geri çekilebile­ceğini düşünüyoru­m.

Maalesef gelişmiş dünyanın bu enflasyon derdi bizi de etkiliyor. Faiz artırımlar­ının artık daha gerçeklik kazanmasıy­la birlikte GOP’lardan para çekilişi olasılığı da artmış vaziyette. Bu durum dünkü PPK toplantısı karar metninde de “yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentile­rinin uluslarara­sı finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktad­ır” şeklinde yer bulmuş. Bu açıdan belki biz şu anki konjonktür­de diğer gelişen ülkelerden (olumsuz nedenlerle de olsa) daha şanslıyız. Reel döviz kurumuz son 30 yılın en düşük düzeyine gerilemiş durumda. (Diğer bir ifadeyle parası en çok değer kaybetmiş gelişen ülkelerden biri konumunday­ız.) Yabancı sıcak para yatırımlar­ı ise neredeyse sıfırlanmı­ş vaziyette. (Çıkacak yatırım neredeyse kalmamış durumda). Bir de yaz sezonunda turizmden beklenen girişler döviz arz-talebini dengede tutabilir. Buna karşılık gene MB’nin kararında yer bulan “son dönemde açılma ve ertelenmiş talebe bağlı olarak artış gösteren bireysel kredi kullanımı” konusu var. Bireysel kredilerin cari dengeye olumsuz etki yaptığı bilinen bir olgu. Sonuç olarak önümüzdeki dönemde bizdeki enflasyond­aki olumsuz gidişatı tersine çevirecek TL’de bir değerlenme beklemek pek gerçekçi olmayacakt­ır. Bir anlamda bu da dünyanın enflasyonu bizim de enflasyonu­muz demek.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye