Mekânımız kukla sanatına, Karagöz’e adandı
1
Yıllardır dünyayı dolaşarak gölge tiyatromuzdan örnekler sergiliyorsunuz. Önemli bir koleksiyonuz var. Yeni açtığınız ofis-müze-atölye de Karagöz sanatına adanmış bir mekân.
Galatasaray’dan Çukurcuma’ya Faik Paşa Caddesi’nden inerken 22 numarada tabelamızı göreceksiniz. Üzerinde Cengiz Özek Gölge Tiyatrosu, Kukla Festivali ve İstanbul Karagöz Kukla Vakfı Merkezi yazıyor. Tamamen kukla sanatına, Karagöz’e adanmış bir mekân. Ziyarete gelenler, ipli kukladan gölge kuklasına; sopalı kukladan el kuklasına varıncaya kadar dünyanın farklı ülkelerinden alınıp İstanbul’a getirilmiş birçok kuklayı bir arada görebiliyorlar. Şu anda Türkiye’de dünya kuklaları ve Karagöz üzerine düzenli bir sergileme maalesef bulunmuyor. Son zamanlarda örneğin, Türk İslam Eserleri Müzesi’nde bir sergileme mekânı oluşturuldu ki benim de katkım olduğunu söyleyebilirim. Topkapı Sarayı Müzesi’nin de hazırlık içinde olduğunu biliyorum. Bizim sergilediklerimizin farklı bir yönü var; 18’inci yüzyılın sonlarından 20’nci yüzyıla uzanan süreçte Karagöz’ün belli başlı ustalarından örnekler veriyoruz. Nepal yapımı dünyada on tane bulunan kuklaların ikisi de bizde sergileniyor.
2
Kurucusu olduğunuz Uluslararası İstanbul Kukla Festivali’ni yıllardır sürdürüyorsunuz. Çeyrek asra varan bir süredir gerçekleştirdiğiniz bu özel etkinlik hakkında bilgi verir misiniz?
Uluslararası İstanbul Kukla Festivali bu yıl, 24’üncü yaşını kutlayacak. 23 yıldır hiç ara vermeden seyircisiyle buluşan özel bir festivalden söz ediyoruz. Devlet katkısı olmayan, küçük sponsorluklarla kendini var eden, daha çok bilet satışıyla ayakta durmaya çalışan, dünyada da birçok festivale örnek olmuş bir etkinlik. Çalışma prensiplerimizi sık sık sorduklarından dünyada bu konuda konferanslar da veriyorum. Festivalimiz bugüne kadar 200’ün üzerinde uluslararası kukla grubuna ev sahipliği yaptı, 2 bin 500’ün üzerinde de kukla sanatçısını ağırladık; Türk kukla sanatını, Karagöz’ü onlara tanıttık. Yani, kültürler arası alışverişte festivalimiz, oldukça başarılı olmuş ve kendini dünyaya kanıtlamış bir etkinlik. Dünyadan onlarca başvuru alıyor, bunların arasından seçtiğimiz grupları, seyircimizle buluşturuyoruz. Tabii ki pandemi biraz bizi de etkiledi; online ya da canlı sürdürmeye çalıştık. Ekim ayının sonunda, Kasım’ın ilk haftalarında yine seyircimizle buluşacak.