Seller kırılganlıkları su yüzüne çıkardı
Almanya ve Çin’de yüzlerce kişinin ölümüne yol açan sel felaketleri sonrası fırtına uyarıları devam ediyor. Türkiye dahil bir çok ülkede yaşanan olağanüstü hava olayları iklim krizindeki kırılganlıkları gözler önüne seriyor.
Almanya’dan Çin’e son haftalarda yaşanan ölümcül sel felaketleri, bir kez daha iklim değişikliğinin aşırı hava koşullarına yol açtığını ortaya koyuyor. Aşırı yağışların neden olduğu sel nedeniyle ölü sayısı Almanya’da 170, Çin’de 60’ı aşarken, hükümetler söz konusu felaketlerin önlenmesi için iklim politikalarına öncelik verilmesi için çağrılarını sürdürüyor.
İki ülkede de meteoroloji kurumları fırtına uyarısı veriyor ve yağışlardan etkileneceği öngörülen bölgelerde hazırlıklar sürüyor. Uzmanlar ise kalıcı bir çözüm için iklim odaklı sürdürülebilir politikalar oluşturulması gerektiği konusunda hemfikir.
Şangay tayfuna hazırlanıyor
Çin’in Zhengzhou kentinde çarşamba günü gerçekleşen ve en az 63 kişinin ölümüne ve 1 milyon kişinin evlerini terk etmelerine yol açan sel felaketinin ardından şimdi de Çin’in doğusunda In-fa tayfununa hazırlanıyor. Çin’in ticaret merkezi Şangay ve çevresindeki kıyı bölgelerinde tüm uçuşlar iptal edilirken, metro ve tren seferleri azaltıldı ve mağazalar kapatıldı. Devlet televizyonu CCTV’de ülkenin meteoroloji otoritesi tayfunun hızının saatte 15 km olduğunu belirtti.
Almanya’da fırtına uyarısı
Geçen hafta ülkenin çeşitli eyaletlerinde görülen ve en az 176 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan sel felaketinin ardından Almanya şimdi de fırtına uyarısıyla karşı karşıya. Almanya Meteoroloji Kurumu (DWD) dün saatte 70 kilometre hıza sahip bir fırtınanın ülkenin kuzeybatısına doğru ilerlediğini açıkladı. Söz konusu fırtınanın güneyde yer alan Baverya eyaletinde “aşırı sele” yol açabileceği belirtilirken, hükümet sosyal medya üzerinden söz konusu fırtınadan etkilenecek bölgelere uyarılar yapıyor.
“Şehirler yeniden modellenmeli”
İklim değişikliğinin önemini bir kez daha vurgulayan söz konusu felaketlerle ilgili Singapur Lee Kuan Yew School Üniversitesi Su Politikaları Enstitüsü Profesörü Eduardo Araral, hükümetlerin öncelikle inşa ettikleri altyapıların söz konusu “aşırı hava durumlarına karşı zayıf olduğunu anlamaları” gerektiğini belirtirken, Potsdam İklim Etkileri Araştırmaları Enstitüsü’nden Fred Hattermann da “Teknik önlemlere ihtiyaç var ama aynı zamanda şehirleri yeniden modellememiz de gerekiyor” diyor. Her ne kadar “yeşil adaptasyona” yönelik çabalar artsa da, Hattermann’a göre iklim politikalarının mevcut haliyle bu çözümler kalıcı olmayacak.