Şak şak satılmasa da şıp şıp damlatılabilir; eğer varsa!
Yapılan açıklamalara bakılırsa Merkez Bankası’nın döviz rezervi 122 milyar dolara ulaşmış durumda. Çok büyük bir rezerv bu.
Şimdi ana yazının girişinde vurguladığımız detaya dönelim. Elimizde bu kadar büyük bir rezerv var ama TL değer kaybetmeye devam ediyor. Şu soruya da kimse yanıt veremiyor:
“Biz bu rezervi kötü günler için biriktirmedik mi, niye kullanmıyoruz?”
Döviz rezervini, hadi öyle bir zamanlar dile getirildiği gibi şak şak 10’ar milyar dolarlık satış yapıp eritmeyelim ama hiç olmazsa bu rezervle Merkez Bankası olarak piyasaya girip ortalığı sakinleştirelim. Piyasa “Büyük ağabey Merkez Bankası geldi, elinde 122 milyar doları var, ezer geçer bizi” diye korksun.
Sahi niye yapmıyoruz bunu?
“Zar zor biriktirdiğimiz 122 milyar doları eritecek büyüklükte bir talep var, karşılayamayız” diye kaygı duyuyor olabilir miyiz, hayır.
Öyleyse neden, hangi gerekçeyle bu dövizin bir kısmını, örneğin 15-20 milyar dolarını kullanıp da kurun artmasını önlemeye çalışmıyoruz?
Ya bu kadar rezervimiz yoksa!
Yine girişte belirttik ya, akla gelmiyor değil; ya elimizde aslında bu boyutta kullanabileceğimiz rezerv yok ya da dile getirmiyoruz ama kurun artmasını istiyoruz.
Tuhaf değil mi?
122 milyar dolarımız var ise borç ödeme riskimizin arttığına işaret eden CDS primi neden böylesine yüksek? Yani yabancılar Türkiye’ye bakıp “Bunların 122 milyar rezervi var, borç ödeme riski olur mu” diye yaklaşmaz mı, sahi niye böyle yapıyorlar? Yoksa bizim bu kadar rezervimiz olmadığını mı düşünüyorlar? İyi de niye öyle düşünüyorlar ki?
Gerçekten bu büyüklükte rezervimiz yok ama tam aksini dile getirip hem de en yetkili ağızlar tarafından 122 milyardan söz ediyorsak, bir dönem doğru olmayan ekonomik veriler açıklayan Yunanistan’ın durumuna düşmüyor muyuz? Kaldı ki Merkez Bankası’nın gerçek rezervi öyle gizlenebilir, ankete dayalı bir veri de değil ki. Merkez Bankası analitik bilançosu her gün, haftalık vaziyeti de adından belli her hafta yayımlanıyor.
Bir tarafta 122 milyar dolarlık rezervden söz ediliyor ama diğer yanda da net rezervin eksi 37.3 milyar dolar olduğu yazılıp çiziliyor.
Elinde “kemiksiz” 122 milyar doları olan bir Merkez Bankası piyasaya “büyük ağabey” olarak girip ortalığı yatıştırmaz mı? Niye yapılmıyor bu?
Kurun artmasının istenebileceğine ihtimal vermek ise olacak şey değil. Basit bir örnek... Petrol fiyatlarındaki artış artı kur artışı; işte sonuçta akaryakıtta feragat edilecek ÖTV kalmadı, zam başladı. Kullansak ya şu 122 milyarın bir kısmını, petrol fiyatlarındaki artışın kur artışıyla birleşip iyice darbe vurmasını önlesek.
Birileri izah etse ya, 122 milyar doları şimdi kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız?