Hiçbir başarı tesadüf değildir
3 0 yıldır ekonomi habercisiyim. Özellikle reel sektör konusunda uzmanlaşmak adına, Türkiye’nin sanayi bölgelerini, fabrikalarını dolaştım. Üretimi yerinde görüp, sorunlarını anlamak için sanayicilerimizle görüştüm. Sonra da bunları kamuoyu ile paylaştım.
Dış ticaretin detaylarını ise üç yıl önce öğrendim. Lojistik uzmanı Haluk Ündeğer, Türkiye’nin dış ticaretin hayali ve fahiş giderleri ile yurt dışına transfer edilen giderin ve kaybettiği rakamın 4 milyar dolar olduğunu söyleyince kafamda sorular oluştu. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke ithalat ve ihracatı nasıl verimsiz ve pahalı yapabilir. AB pazarına olan coğrafi yakınlığa rağmen, neden daha yavaş ve verimsiz yapar. Bukalemun giderlerle sanayicinin yoluna neden taşlar koyulur. Bütün bu sorunları anlamak ve öğrenmek için ikinci bir üniversiteye gitmek yerine Ünsped Gümrük Müşavirliği Şirket Ortağı Yusuf Bulut Öztürk ile hizmet ihracatımızı nasıl daha fazla artırabilir ve verimli yapabiliriz diye çalışmaya başladım.
Bir tarafta devletin çıkardığı kanunlar, diğer tarafta bu kanunları uygulamayan gümrük idareleri ve sanayiciden gereksiz yere alınan bukalemun giderler. İşte dış ticarette böyle bir ortam var. 1 milyar dolar için IMF kapısında beklediğimiz günleri unuttuk. Her sene 4 milyar dolar nasıl olur da acenteler aracılığıyla yurt dışına ödeniyor bunu görmezden geliyoruz.
Böyle bir ortamda devletin belirlediği minimum bedellerle, danışmalık ve müşavirlik hizmeti veren bir şirket hizmet ihracatçıları sıralamasında 34’üncülüğü alıyor. Üstelik minimum gelirlerle maksimum faydayı sağlayarak. Düşünün ülkede bin kişinin üstünde insan istihdam eden 600 şirket var. Bu şirket 1500 çalışanı ile bunu başardı. ÜNSPED’in bu başarısı aslında kanunlara uygun ve işini hakkıyla yaptığın zaman başarılı olabileceğinin de göstergesidir. Uluslararası denizlerde taşımacılık yapmadan, dış ticaretin küçük bir işini yaparak 34’üncü olmak üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.