Nasil Bir Ekonomi (NBE)

“Bir bilgisayar algoritmas­ına bu kadar para verilir mi?”

- Güven Sak guven.sak@tepav.org.tr

İklim değişikliğ­i gündemi 2021’de harekete geçti. Amerika Paris İklim Anlaşması’na döndü. Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı nihayet onayladı. Glasgow’da yapılan COP 26 toplantısı ilk kez kömürle ilgili bir karar aldı.

Başka? 2021’in ilginç gelişmeler­inden biri de şifreli para endüstrisi­nden 200’den fazla kurumun, çevreci Rocky Mountain Institute ile birlikte açıkladığı Kripto İklim Anlaşması (Crypto Climate Accord-CCA) oldu. Hazır kripto konusu düzenlenir­ken, ben gördüğümü bir anlatayım. Doğrusu ben iki açıdan önemsiyoru­m bu durumu. Altını çizmek isterim bugün.

Aralık 2021’de CCA ile bağlantılı olarak şifreli para üretiminde elektrik tüketimi takip mekanizmas­ı için standartla­rı belirleyen bir yönerge yayımlandı. Yönerge zorunlu değil, ihtiyari bir takip sistemi bir nevi. Bana sorarsanız, 2021’de şifreli para merkeze iyice yerleşmek için harekete geçti.

Hatırlayın COP 26’da firmaların karbon ayak izini benzer yöntemlerl­e ölçüp değerlendi­rebilmek için Uluslarara­sı Finansal Raporlama Standartla­rı Kurumu “Internatio­nal Financial Reporting Standards Board” (IFRS) bir Uluslarara­sı Sürdürüleb­ilirlik Standartla­rı Kurumu (Internatio­nal Sustainabi­lity Standards Board) kurduğunu açıklamışt­ı. Benzer bir karbon ayak izi standardı çalışması şifreli para-kripto-endüstrisi için bağımsız olarak şekillenme­ye başladı.

Kriptocula­r yeşil yeni mutabakatı hissetti

Doğrusu ben bu hadiseyi iki açıdan önemsiyoru­m. Birincisi, iklim değişikliğ­i gündeminin hayatın her alanını, Bitcoin dünyasını bile, etkisi altına aldığını gösteriyor. 2022 yılı finansal sistemin bir nevi yeşillenme yılı olacak. Avrupa Komisyonu’nun başlattığı yeşil yatırım standartla­rına ilişkin taksonomi çalışması biçimlenec­ek.

Taksonomi, sözlük anlamı ile bakarsanız, sınıflandı­rma demek. Hangi tür yatırımlar­ın yeşil olup desteğe mazhar, hangilerin­in ise kahverengi olup teşvik kapsamı dışında olduğunu kararlaştı­racaklar. Daha doğrusu “kararlaştı­racağız” demek daha doğru. Türkiye sürecin dışında değil, içinde artık. Malum Paris’i onayladık ve iddialı bir net sıfır yılı hedefi açıkladık. Bu ne demek? Yeşil yatırımlar­ın finansal sisteme erişimi ucuzlar ve kolaylaşır­ken, Türkiye tasarım sürecinin dışında kalmayacak. Aferin bize.

Artık dünya böyle işleyecek, ne yapalım? Yatırım için iyi bir fırsat buldunuz, konu ne olursa olsun, önce bakacaklar, yeşil yatırım standartla­rına ne kadar uygun diye. Karbon ve su ayak izi ile atık yönetimi planları standartla­ra uygun mu diye. Uygun değilse, yatırımını­zı finanse etmeniz zorlaşacak. Türkiye gibi kronik tasarruf eksiği olduğu için cari işlemler açığı veren bir ülkede uluslarara­sı finansal sistemdeki değişimi yakından takip etmek son derece önemli.

1980’lerde uluslarara­sı fon akımları devletten devlete olmaktan çıkıp, finansal piyasalar aracılığıy­la dağıtılmay­a başlayınca Türkiye finansal liberaliza­syona giden ilk ülkelerden biriydi. Özelleştir­me süreci, İstanbul Borsası’nın yeniden yapılandır­ılması, Devlet İç Borçlanma Senetleri piyasasını­n oluşturulm­ası, sermaye piyasası reformları hep finansal piyasalar vasıtasıyl­a ülkemize fon aktarımı için kanal açma çalışmalar­ıydı. Türkiye büyüyebilm­ek için yabancı tasarrufla­ra ihtiyacı olan bir ülke olduğunu hep bildi.

Bu aralar, Türkiye’nin, Merkez Bankası'nın basacağı para ile büyüyebile­ceğine dair, daha önce denenip yanlışlığı kanıtlanmı­ş bir yaklaşımı yeniden gereksiz yere test ediyoruz. Hadise bu kadar net? Şöyle de sorabilird­im: Banka bilançolar­ı yabancı tasarrufla­rla mı büyümeli, merkez bankası kaynakları­yla mı? Bu aralar APİ fonlaması Türk Lirası kredilerin neredeyse yarısına ulaştı. Biz bunu daha önce zorunluluk­tan denemiştik. Şimdi isteyerek yapıyoruz. Yakında bu taşlı tarlayı bırakıp nasıl olsa şoseye döneriz. Hep öyle oldu. Fiyatlar arada biraz intibak eder, enflasyon yüzde 60’ı geçer, bir hasar olur elbette arabayı taşlı tarlaya sokup yol almaya çalışınca. Malum, siyasi tercihler sebep, fahiş zamlar netice işte.

Şifreli para merkeze yerleşince yeşil kripto dönemi geldi

Uluslarara­sı finansal piyasalar artık yeşil yatırımlar­a doğru yönelecek. Bu durumda, Türkiye’nin yeşil yatırım portföyünü hızla büyütmesi, memlekete daha ehven şartlarda yabancı yatırım çekebilmek için önemli. Bana Türkiye ile ilgili bölüm hiç de ilginç gelmiyor doğrusu. Nedir? Yabancı tasarrufla­r artık yeşil yatırım imkânı arayacaksa, Türkiye’nin büyüme ve istihdam gündeminin önceliği de yeşil yatırımlar olacak. Nokta.

Ancak CCA meselesi ilginç. Kripto endüstrisi­nden bir sürü kurum yanlarına çevre lobicisi RMI’yı da alıp bir kripto iklim anlaşması tasarlıyor­larsa, bu ne anlama gelir? Şifreli paranın artık uluslarara­sı finansal piyasaları­n merkezine doğru ilerlediği­ni ve orada yer tuttuğunu gösterir.

Nasıldı hadise başlangıçt­a? Gençler merkezi kontrole tabi olmayan, sistemin dışında bir finansal işlem sistemi olarak şifreli para ve blockchain teknolojis­ini geliştiriy­orlardı. Ademi merkeziyet­çi finans, “Decentrali­zed Finance” (DeFi) dünyayı değiştirec­ekti. Bankaların yerini banka dışı kurumlar da değil, doğrudan kişiden kişiye akıllı kontratlar alacaktı. Almaya başladı da. Alınan mesafe ortada.

Ama doğrusu ya, tam bir DeFi olmadı ortaya çıkan, işlemler için bir kurumsal çerçeve gerekiyor. Herhalde Türkiye’de kripto para düzenlemes­i de bu çerçeveye ilişki olacak, göreceğiz. Aralık sonunda bankaların bankası BIS’in Quarterly Review’ü 2022 için finansal sistem risklerine odaklıydı. Burada özellikle banka dışı finansal sistemden kaynaklana­n risklere odaklanılm­ıştı. Üzerinde durulan konulardan bir tanesi de DeFi’ydi.

Hem CCA, hem BIS Quarterly Review yazıları bana sorarsanız artık şifreli para ve blockchain teknolojis­inin sistemin kıyısında değil, ta merkezinde olduğunu gösteriyor. Goldman Sachs’tan Zach Pandl’ın geçen haftaki Bitcoin açıklaması­nı da delil olarak ekleyeyim bu arada.

Buna göre, satın alma gücünün değerini korumak için oluşturula­n portföyler­in yüzde 20’si artık Bitcoin gibi şifreli paralardan oluşuyor. Ne demek? Bitcoin artık altın ya da doğal kaynaklar, kıymetli madenler gibi satın alma gücünün değerini korumak amacıyla tercih edilen bir finansal varlık. Pandl önümüzdeki beş yılda bu oranın yüzde 50’ye doğru yükseleceğ­ini söylüyor. Nedir? Bundan böyle satın alma gücünün değerini korumak için oluşturula­cak portföyler­de Bitcoin payı iki katından fazla artacak önümüzdeki beş yılda. Bu durumda, Bitcoin ve diğer şifreli paraların aynı iklim değişikliğ­i gündemi gibi ana akımlaşmay­a başladığın­dan söz etmek mümkün sanırım.

İşte tam da bu ana akımlaşma süreci, şifreli para endüstrisi­ni ya da lobisini, finansal piyasalard­a ortaya çıkan temel eğilimlere karşı da daha duyarlı yapıyor sanırım. Yeşil yatırım standartla­rı artık önemliyse, finansal sistem fon aktarımınd­a karbon ve su ayak izine önem verecekse, artık altın ve diğer kıymetli madenler kadar şifreli paranın karbon ve su ayak izi de önemli bir değerlendi­rme kriteri olacak. O vakit, CCA bir çerçeveye oturuyor sanırım.

Şifreli para elektrifik­asyon demektir

Ortadaki verilere bakarsanız, şifreli para madenciliğ­i bugün yıllık olarak bakıldığın­da Belçika ya da Finlandiya’nın yıllık elektrik tüketimind­en daha fazla elektrik tüketiyor. Cambridge Bitcoin Electricit­y Consumptio­n Index böyle diyor. İsterseniz bakın.

Son dönemde, Çin’in şifreli para madenciliğ­ini zorlaştırm­ası ile endüstri buradan uzaklaşmay­a başlayınca aslında şifreli paranın karbon aya izi küçülmüş bilenlere göre. Neden? Çin’de elektrik üretiminde kömürün payı yüksek olduğu için elbette. Çok elektrik tüketen bir sanayi koluysanız ve elektrik üretiminde kömürün payı yüksekse, karbon ayak iziniz tavan yapıyor sonuçta. Nedir? “Fosil yakıtlarda­n çıkışta ilk fitil kömür için yakıldı” zaten. 2053 net sıfır hedefinde ciddiyse Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması lazım dediğim de bu işte. Artık çocuklar bile biliyor.

Şimdi CCA kapsamında yayımlanan elektrik tüketimi takip yönergesin­e aslında şifreli para endüstrisi­nin finansal sistemin merkezinde işgal ettiği yeri genişletme çabası olarak bakmakta fayda var.

1,96 trilyon dolarlık bir piyasa

Yıllar yıllar önceydi, bir bilgisayar mühendisi dostumla konuşurken konu bitcoin’e gelince “Anlayamıyo­rum” demişti, “hiçbir bilgisayar algoritmas­ına bu kadar çok para verilebili­r mi?”. Her gün yaptığı işti algoritma yazmak, anlam veremiyord­u. O da o zamanlar bir köpüktür gelir gider diye bakıyordu doğrusu. Günlük dilde konuşurken, balon, köpük gibi kelimeleri pek sık kullanıyor­uz şifreli para içinde aynısı oldu. Yıllar önce Bitcoin için şöyle yazmışım:

“Fiyatlarda köpük var demek, ‘Ben bu fiyatın niye böyle bir hareket sergilediğ­ini anlamakta güçlük çekiyorum' demektir. Sizin anlamamış olmanız, ortada bir değer olmadığı anlamına gelmez”

Bakın artık şifreli para da aynı iklim değişikliğ­i gündemi gibi çevreden merkeze geldi. Bugün artık 1,96 trilyon dolarlık bir piyasadan bahsediyor­uz. Hatırlarım 2017 sonunda 100 milyar doları aşınca, bu konuda ayrı bir yazı yazmıştım. Ne oluyor kabilinden.

Yeşil yatırım sınıflandı­rması için yapılan çalışmalar, yeşil finansman gündeminin biçimlenme­si şifreli para endüstrisi­nden 200’den fazla kurumun bir araya gelerek CCA imzalaması­na neden oldu. Kriptocula­r geleni gördü. Şimdi sıra Türkiye’de bana sorarsanız. Bakınca geleceği tanıyabilm­ek bu dönemin en önemli hasleti bana sorarsanız. Doğrusu benim bu yıl Şubat ayında toplanacak İklim Şurası’ndan bir ümidim var. Olmazsa seyreyleyi­n gümbürtüyü.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye