Haftanın Konusu: MİKROMOBİLİTE
Mikromobilite kısa mesafeli ulaşımda hafif, genelde tek kişilik araç kullanımı olarak tarif ediliyor. Hızı saatte 25 kilometreyi aşmayan bisiklet ya da skuter (scooter). Konumuz skuter. Bu isim için geçenlerde TBMM’de ilginç anlar yaşandı. Skuterler için kanun teklifi hazırlanırken “bunun Türkçe adı yok mu?” diye soruldu ve olmadığı anlaşıldı. Televizyon gibi bunun da dilimize böyle yerleşeceği kabul gördü. Ayak itmeli skuterin geçmişi 1800’lü yıllara dayanıyor. Benzin motorlu olan “Autoped” ise 1916 yılında Arthur Hugo Cecil Gibson tarafından geliştirildi. Geçen zaman içerisinde ticari olarak pek başarı elde edilemedi, sınırlı alanda ve sayıda kullanım imkanı oldu. Esas gelişme 1990 yılında Zürihli bankacı Wim Oubuter ile başladı. Çok sevdiği sosisli sandviçin satıldığı yer ne arabayla gidilecek kadar uzak ne de yaya yürünecek kadar yakın olan Oubuter bu giderilememiş sorununu çözmek için katlanabilir, elektrikli skuterin prototipini geliştirdi ve “Mikromobilite Sistemleri” diye bir şirket kurdu. Elektrikli skuterlerin yaygınlaşması ise 2018 yılından itibaren başladı. Fiyatı düşen lityum-iyon bataryalar, GPS izleme imkanı, akıllı telefonların becerisi, şehirlerde boş alan ihtiyacının artması, bisiklet yollarının yapımı ve kiralama sistemlerinin gelişmesi ile ortak kullanımın mümkün olması elektrikli skuterlerin kullanımını hızlandırdı. Yoğun trafikten tıkalı yollar ve zamanında erişilemeyen randevular bu talebi daha da arttırdı. Üstelik skuterle seyahat daha da eğlenceli, çok daha ekonomik hale geldi. Uzun süren bir gelişme dönemi sonrası yapılan yatırımlar, teknik buluşlar, çekilen sıkıntılar aşıldı ve elektrikli skuterler şehir yaşamının bir parçası olmaya başladı.
Şu anda yetişkinler için geliştirilmiş 300’den fazla elektrikli skuter modeli var. Büyük teknoloji şirketlerinden tutun da küçük bir atölyede özel imalat yapan girişimcilere kadar onlarca üretici var. 2019 yılında elektrikli skuter pazarı 19,4 milyar dolara erişmiş. 2028 yılında pazar büyüklüğünün 35 milyar dolara erişmesi bekleniyor. Şehirlerdeki gelişmeler de bu sektörün parlak geleceğine katkıda bulunuyor: Milano otomobiller tarafından kullanılan toplam 35 kilometre caddeyi, sokağı mikromobiliteye ayırıyor. Paris 50 kilometreyi, Brüksel 40 kilometreyi. Benzer gelişme artan hızda devam ediyor ve edecek.
Gelişmeleri okuyabilen öngörü sahibi kişi ya da kuruluşlar fırsatlardan zamanında yararlanmasını beceriyor. Onlar herkesin yaptığını yapmıyor, keşfedilmemiş ihtiyaçları keşfediyor, giderilememiş sorunları gideriyor ve aslan payının sahibi oluyor. Nokta.