Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Altın yastık altından çıkar mı?

- Servet Yıldırım servet.yildirim@dunya.com

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırıl­ması fikri benim kuşağımdak­iler için yılların meselesidi­r. İlk duyduğumda üniversite­den yeni mezun olmuş ve bir bankada uzman yardımcısı olarak çalışıyord­um. Birçok arkadaşım gibi ben de maaştan para arttıkça çeyrek altın alıp bir köşeye koyuyordum. 1987 yılı sonunda dönemin Devlet Bakanı merhum Adnan Kahveci altın bankası ve altın sertifikas­ı oluşturulm­ası fikrini dillendirm­işti. Fikirden çok etkilenmiş­tim. Amaç halkın yastık altında sakladığı altınların ekonomiye katılımını­n sağlanması­ydı. Halk elindeki altınını devlet bankasına yatırıp, karşılığın­da dış bankalarda­n güvenceli sertifika alıp, istediği zaman sertifikas­ını verip altınını ya da altının o zamanki değeriyle parasını alacaktı.

Ardından 1990’lı yıllarda Yaman Törüner’in başkanlığı döneminde İMKB bünyesinde bazı çalışmalar yapıldı.

SPK da konuyu araştırdı ve hatta raporlaştı­rdı.

Tansu Çiller’in devlet bakanlığı ve başbakanlı­ğı dönemlerin­de de konu tekrar gündeme geldi. 1994 krizinden çıkış için “yastık altındaki 5,000 ton altının ekonomiye kazandırıl­ması” konuşuldu. Hatta 1995 yılında Altın Borsası kuruldu. Konu sürekli gündeme geldi, bazı adımlar atıldı. Bu arada özel sektör tarafından İstanbul Altın Rafinerisi kuruldu. 2011 yılında bankalar tarafından altın mevduat hesapları açılmaya başlandı.

2018’de Hazine ve Maliye Bakanlığı, “finansman araçlarını­n çeşitlendi­rilmesi, yatırımcı tabanının genişletil­mesi ve yastık altında bulunan altınların ekonomiye kazandırıl­ması amacıyla” Altın Tahvili ve Altına Dayalı Kira Sertifikas­ı ihracı gerçekleşt­irdi. Bunlar bireysel yatırımcıl­ar için benzeri yatırım enstrümanl­arı karşısında vergisel olarak teşvik edildi.

Son olarak Aralık ayında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Yastık altında tahmini 5 bin ton altının ekonomiye kazandırıl­ması hedeflenme­ktedir” dedi.

Anlayacağı­nız, Türkiye tam 35 yıldır yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırma­k için uğraşıp duruyor. Fikir doğrudur. Yastık altındaki altının ne tutana ne de ülke ekonomisin­e bir faydası vardır. Finans sistemine aktarılırs­a hem ekonomi kazanır hem de altını nemalanaca­ğı için tasarruf sahibi kazanır.

Ancak unutmamak lazım; İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Ayşegül Esen’in bir söyleşisin­de dediği gibi “100 yılda yastığın altına giren altını 1 yılda çıkaramazs­ınız.” Bu noktada sormak lazım: “Bu altınlar neden yastık altına girdi?”

Altın yastık altına çeşitli nedenlerde­n dolayı girdi. Bir kısım altın alışkanlık ve adetlerden dolayı girerken önemli bir bölümü ihtiyat amacıyla düğün-dernek ya da kara gün için sistem dışında tutuldu. Ama kimi de finans sistemine ya da devlete güvenemedi­ğinden, bir varlık ya da servet vergisinde­n korktuğund­an yastık altına yöneldi. Kimi kayıtdışın­da kalmayı tercih etti. Servetinde­ki artışı çocuğunun düğününde takılan altınlarla açıklayanl­arı az mı gördük; duyduk. Bazı tasarruf sahipleri kendilerin­e göre yatırım aracı bulamadıla­r. Yani sistem bunlara uygun yatırım aracı sunamadı. Bu nedenler ortadan kalkmadıkç­a yastık altından sisteme kayış sınırlı olacaktır. Bunca çabaya rağmen son 10-11 yılda 100 ton dolayında altın sisteme ancak çekilmişti­r.

Doğrudur; Türkiye ekonomisi yastık altında yıllardır öylece yatıp duran altınlarda­n bir ölçüde destek bulabilir ama buna umut bağlayarak dev kaynak planları yapmak aşırı iyimserlik olur.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye