75 milyon TL’lik SAYEM projesiyle akıllı ev uygulamaları geliştiriliyor
▶Yeni çağ, ekonomide işbirliği yöntemlerini de dönüştürüyor. Örneğin Aselsan’ın bir girişimcilik programı başladı. Sektörün en büyüğü olarak savunma start-up’larıyla bir ekosistem yaratıyorlar. Mesela bazı büyük mobilyacılarımız ihracat odaklı kümelenmeye gitti. Ortak mobilya tesisi kurdular. Maliyetleri yüzde 70 azaltırken, kârı da artıran bir model inşa ettiler. Akademi tarafında buna benzer ne tür yeni örnekler var ya da oluşturulabilir?
Mesela Arçelik’in öncülük ettiği bir Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) projesinde, bizim Mühendislik Fakültesi hocalarımız da yer alıyor. 75 milyon TL’lik büyük bir proje. Proje kapsamında akıllı ev platformu uygulamaları geliştiriliyor. Bizim yer aldığımız projede elinizi yıkadığınız zaman elinizdeki mikropların ne kadarının yıkama sonunda temizlendiği ölçülüyor. Koç, Bilkent, Sabancı gibi üniversiteler de bu projelerde önemli roller üstleniyor. Yeni projeler de kurgulanabilir tabii. Nitelikli üniversite eğitimini bu bahsettiğim çerçevede yerleştirebilirsek, yani kalite odaklılık, akreditasyon süreçlerini önemseme, uluslararasılaşma konularını halletmek şüphesiz üniversite-sanayi işbirliklerinin de yapısını ve hacmini çok genişletebilir. Üniversite eğitiminin içinde söz konusu kriterleri bütün paydaşların içselleştirmesiyle, hayata geçirilecek yeni işbirliği modelleri kurgulanabilir.
▶Araştırma projelerine ne tür katkılar veriyorsunuz, proje destekleri için özellikle önemsediğiniz kriterler var mı?
Araştırma projelerinin yarısını bütçe anlamında üniversite içi kaynaklardan fonluyoruz. 2-3 tür proje desteğimiz söz konusu. Birincisi bütün üniversitelerde olan bilimsel araştırma desteklerimiz var. Onların fonlamaları tabii ki 50-60 bin TL’yle sınırlı. Ama Tübitak çağrıları gibi daha büyük projeler için RDI dediğimiz (Research, Development, Innovation) belirli öncelikli alanlarda desteklerimiz 600-700 bin liralara kadar çıkabiliyor. Her yıl güncellenerek artırılıyor. Burada disiplinlerarası yaklaşımla bir fakültenin hocaları değil, en az 2-3 fakültenin öğretim üyelerinin yer aldığı projelerin desteklenmesi konusunu önemsiyoruz. Üniversite-sanayi işbirliği anlamında başta Mühendislik ve Doğa Bilimleri olmak üzere birçok branş ve toplumsal konularda çalışmalar yapıyoruz. Hocalarımızın danışmanlık yürüttüğü ve patent geliştirdiği şirketler var. Hocaların bu işbirliklerini tabii ki önemsiyoruz, fakat projelere öğrencilerin de dahil olmalarını sağlıyoruz. Lisansüstü zaten doğal unsuru o projelerin. Ama bizde lisans düzeyindeki öğrenciler de çalışmaya başlıyor. Girişimcilik ve inovasyon konularında 100’ü aşkın lisans ve lisansüstü düzeyde dersimiz var. Patent yazma ve geliştirme konusunu daha yeni müfredatımıza kattık. Öte taraftan iç kaynaklarla fonladığımız projelerin dışında diğer fonlanan projelerin yüzde 43’ü Avrupa Birliği projelerinden fonlanan yapılar. ERC (Avrupa Araştırma Konseyi) projemiz de büyük oranda işliyor.