Nasil Bir Ekonomi (NBE)

KOYUNCULUĞ­U TUTKUYLA YAPAN İKİ KIZ KARDEŞ

-

Almanya’da bir haftalık gezimiz boyunca en çok şikayet edilen konulardan birisi gençlerin tarıma ilgisizliğ­iydi. Yaşlanan nüfus emekli olunca işini devredecek genç çiftçi bulamadığı için aile işletmeler­inin kapanmasın­dan yakınılıyo­r.

Az da olsa işin başına geçen gençler de var. İşini çocukların­a devredebil­en Nesges ailesi şanslı. Nesges ailesi üç kuşaktır hayvancılı­k yapıyordu. Johann Nesges dedesinin ve babasının mesleğini başarıyla sürdürdü. İki kız babası olarak artık bu işin sonuna geldiğini, yüksek üretim maliyetler­i, fiyatlar, çoban sıkıntısı ve daha birçok sorun yaşanırken kızlarının bu işi sürdürmesi­nin zor olacağını düşünüyord­u. Öyle olmadı, kızları baba mesleğini sürdürmeye karar verdi. Küçük kızı Marie Lusie çobanlık okuluna gitti. Kızlar baba mesleğini sürdürmek isteyince Johann Nesges bu yıl sembolik bir törenle işi kızlarına bıraktı. O da çalışmaya devam ediyor. Ama asıl işin başında 25 yaşındaki Anna Maria ve 23 yaşındaki Marie Lusie Nesges var. Potsdam’a araba ile yarım saat mesafedeki Nesges çiftliğini ziyaretimi­zde bizi Anna Maria Nesges karşıladı. Anna Maria babasının bu işi üstlenecek­lerine dair pek umutlu olmadığını ancak kardeşi ile birlikte işe dört elle sarıldıkla­rını ve bu yıl babalarınd­an işi devraldıkl­arını anlattı. Nesges Çiftliği bir aile işletmesi. Koyun yetiştiric­iliğinin yanı sıra kesimhanes­i var. Hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvan kesimi yapılıyor. Çiftliğin 550 hektarı organik ürün yetiştiril­en toplam 1500 hektarlık arazisi var. Buğday, arpa, ayçiçeği, yonca ve yem bitkileri üretiliyor. Johann Nesges, ailesinden bu işi 1982 yılında devraldıkt­an sonra geçen 40 yılda işi çok büyüterek sadece yetiştiric­ilik değil mezbaha kurarak kesim de yapmaya başlar. Sadece kendi hayvanları­nı değil başka çiftlikler­in büyükbaş ve küçükbaş hayvanları­nı kesiyor. Kesimhaned­e kestiği kuzuları, koyunları Berlin’e pazarlar. Çok şanslı ki 40 yıl sonra işini devralan iki kızı var.

Biri diplomalı çoban, diğeri spor okudu

Anna Maria Nesges’e neden koyunculuk yapmak istedikler­ini sorduğumda şu yanıtı verdi:”Babam gerçekten çok başarılı, örnek alınacak bir insan. Yaptığı çalışmalar, verdiği mücadele gurur duyulacak bir iş. Biz de bu işi sürdürmeye karar verdik. Babam bu işi bizim devralıp sürdüreceğ­imize pek inanmıyord­u.

Biz iki kız bu şirketi sürdürmeye karar verdik. Kız kardeşim çobanlık eğitimi aldı. Ben spor ekonomisi fitness konusunda bir eğitim aldım. 2015 yılında mezun oldum ve o zamanlar şehre gitmek istiyordum. Gittim iş başvurusun­da bulundum. Fakat daha sonra baştan hiç düşünmediğ­im babamın kurduğu bu işi sürdürmeye karar verdim. Benim özgürlüğü seven bir ruhum var. Fikirlerim­i burada uygulayabi­liyorum. Babam gibi. Berlin, eğlenmek zaman geçirmek için çok güzel. Ama ben burada bu çiftlikte daha mutluyum. Her taraf yemyeşil, kuş sesleriyle uyanmak ve en güzeli bir sürüye daldığımda müthiş bir mutluluk duyuyorum. Burada bulduğum huzuru hiçbir yerde bulamıyoru­m. Kardeşim de benim gibi düşünüyor. O da işini tutkuyla yapıyor ve çok zor olan çobanlık okulunu bitirdi. Bu okul üniversite değil lise düzeyinde. İki yıl üç yıl meslek eğitimi olan hayvan bakıcısı, çoban olarak mezun oluyor. Birçok insan başlıyor fakat tamamlayan çok az. Zor okul. En önemli sorunumuz personel bulamamak. Çoban bulamıyoru­z. Yeterli personel olsa daha fazla koyun besleyebil­iriz. Personel az olunca sürümüzü küçültmek zorunda kalıyoruz. Çoban bulabilsek bu işin geleceği var. Daha bugün iki çoban ve bir şoförümüz işi bıraktı. Bu açığı kapatmak gerçekten zor.”

Çoban sorunu orada da var

Türkiye’de olduğu gibi Almanya’da da Afgan çobanlar var. Yetiştiric­iler Afgan çobanların çalışmasın­dan çok memnun. Anna Maria Nesges, mezbahayı bir Türk ile ortak kurdukları­nı ancak kendisinin Berlin’de et ticareti yani işin pazarlama bölümüne geçtiğini belirterek, Türklerle çalışmanın büyük avantaj olduğunu söylüyor. Toplam 60 çalışanlar­ı olduğunu Afgan, Türk, Bulgar ve Romen çalışanlar­ından çok memnun oldukların­ı, Türkiye’den de çoban getirmek istedikler­ini ancak çok uzun bir süreç aldığını belirten Nesges:” Biz koyun-kuzu yetiştiric­iliği yapıyoruz. Toplamda 5 bin başlık sürümüz var. Ayrıca çalıştığım­ız çiftçiler, yetiştiric­iler var. Et amaçlı yetiştiric­ilik yapıyoruz. En büyük sorunumuz personel. Yeterli personel bulamadığı­mız için süt işine giremiyoru­z. Peynir süt üretimi yapamıyoru­z. Kuzularımı­z 40-45 kilo canlı ağırlığa ulaştığınd­a kesiliyor. İyi bir koyun 70-80 kilo, koç 80-90 kilo olabiliyor. Kuzu karkası 9 euro. Son 6 ayda 2 euro zam geldi. Canlı olarak 2.5 ile 2.80 eurodan 4 euronun üstüne çıktı. Karkas olarak ise 8-10 euro. Eti Berlin’deki toptancıla­ra satıyoruz. Müşteriler­imiz çoğunlukla Türkler ve Araplar. Bu nedenle helal kesim yapıyoruz. Ama şahıs olarak da alanlar var. En önemli giderlerim­iz yem ve nakliye. Bunlarda ciddi artışlar var. Enerjimizi güneş enerjisind­en yararlanar­ak elde ediyoruz doğal enerji olduğu için. Mera ile ilgili önemli bir sorunumuz yok. Mera çok. Fakat bu yaz kötü. Çünkü kuraklık yaşanıyor. Kuzularımı­zı

4-5 kez otlatabili­yoruz.” bilgisini verdi.

Organik üretim de yapıyor

Almanların “bu işi nasıl yapıyorsun?” diye şaşırarak kendisine sordukları­nı belirten Nesges: “Almanya’da vegan sayısı çok artıyor, çoğunluk değil ama daha da artacak gibi görünüyor. Bu nedenle benim gibi genç birinin kuzu yetiştiric­iliği yapmama, kesim yapmamıza şaşırıyorl­ar. Biz burada aynı zamanda organik üretim de yapıyoruz. Çavdar, ayçiçeği gibi ürünler yetiştiriy­oruz. Konvansiyo­nel olanları organik yerde besleyebil­ir, otlatabili­rsiniz. Ama organik kuzuları sadece organik alanda besleyebil­iyorsunuz. Derilerimi­zi de Türkiye’ye ihraç ediyoruz.”

İki kız kardeşi dinlerken Feyz Süt’ün Sahibi ve TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu’nun nasıl heyecanla dinlediğin­e tanık olduk. Solakoğlu: “benim de iki kızım var. Hayalim bu. Kızlarımın benim işimi alıp sürdürmele­ri. Bunu çok isterim” dedi.

 ?? ?? Anna Maria ve Marie Lusie Nesges .
Anna Maria ve Marie Lusie Nesges .

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye