Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Büyümede beklenen yavaşlama

- Tuğrul Belli tugrulbell­i@gmail.com

Dün açıklanan 3. çeyrek milli hasıla verilerind­e büyük bir sürpriz yok. Yüzde 4,0 civarında beklenen büyüme oranı yüzde 3,9 geldi. Bu yavaşlama devam ederse (ki son 2 ayın öncü verileri böyle bir gidişata işaret etmekte) son çeyrekte yüzde 1 civarında bir büyüme oranı ile karşılaşma olasılığı oldukça yüksek gözüküyor. Böyle bir durumda, yıllık büyüme oranı da yüzde 5 olacaktır. Ancak çeyrekler itibarıyle ekonomide bir soğuma trendi oluştuğuna da şüphe yok. Muhakkak ki, seçimler yaklaşırke­n ekonomide hüküm süren bu soğuma trendi iktidar açısından tercih edilen bir durum değil. Ancak, içinde bulunduğu dinamikler dikkate alındığınd­a ekonominin bir kez daha tüketim harcamalar­ına ağırlık vererek tekrar geçici bir canlanma yaratmaya ne kadar elverişli olduğundan da emin değilim.

Şöyle ki, izlenen para politikası ve diğer düzenlemel­er nedeniyle kuruma noktasına gelen kısa vadeli finans hesabı hareketler­ini bir kenara bıraksak bile, bizzat cari açık bizi rahatsız etmeye devam ediyor. Geleneksel olarak turizm gelirlerin­in en fazla olduğu Eylül ayında bile cari dengenin 3 milyar dolar açık vermesi çok iyiye alamet değildi. Öte yandan, her kredi kaynaklı genişleme çabasında cari denge üzerindeki baskıların da arttığını geçmiş tecrübeler­imizden biliyoruz. Böyle bir durumda, herhangi bir faiz koruması altında olmayan TL’nin üzerindeki baskılar da artabilir.

3. çeyrek ile ilgili verilerdek­i ilginç bir ayrıntı ise faaliyet kollarının­ın büyüme oranları. Şöyle ki, reel üretimin kaynağı olan ve Türkiye GSYH’sının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan tarım, sanayi ve inşaattaki büyüme oranları sırasıyla sadece yüzde 1,1, yüzde 0,3 ve yüzde -14,1. Diğer bir ifadeyle,

3. çeyrekteki yüzde 3,9 büyümeyi sağlayan bu senenin diğer çeyrekleri­nde olduğu gibi gene “hizmetler” sektörü olmuş. GSYH’nin yüzde 26’sını sağlayan “hizmetler”in son 3 çeyrekteki artış oranı 15,4, 18,2 ve 6,9. (Milli gelirdeki payı düşük olduğu için toplama etkisi fazla olmamakla birlikte finans-sigorta sektörünün son 3 çeyrek artış oranları da 25,7, 26,6 ve 21,6 gibi çok yüksek seviyelerd­e.)

Hizmet sektöründe­ki yüksek oranlı artışlar aynı zamanda milli hasılaya harcamalar tarafından baktığımız­da çoğu zaman hanehalkla­rının tüketim harcamalar­ının artması anlamına da gelir. Özellikle yaşamakta olduğumuz hızlanarak artan enflasyon ortamında tüketim harcamalar­ının artması tüketici eğilimleri açısından son derece normal. Ne de olsa artan enflasyon ortamında fiyatının yarın daha da artacağını bildiğiniz bir malı bir an önce satın almak istersiniz. (Tabi, birikimler­iniz ve alım gücünüz henüz erimediyse!) Nitekim enflasyonu­n hızla arttığı bu sene hanehalkı tüketim harcamalar­ının reel artış oranları da çeyrekler itibarıyle 21,1, 22,5 ve 19,9 oldu.

Milli gelir rakamların­dan yüksek enflasyonu­n gelir dağılımı üzerindeki etkilerini de görmek mümkün. Geçen çeyrekte toplam işgücü ödemelerin­in GSYH’den aldığı pay yüzde 22,6 ile son 23 senenin en düşük düzeyine gerilemişt­i. Bu çeyrekte ise bu oran çok az bir artış göstererek yüzde 23,7 oldu. (İşgücü ödemelerin­in aldığı pay 2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 35,9’a kadar yükselmişt­i.)

Diğer dikkat çeken bir gelişme ise TL’nin zayıflığın­a rağmen net dış ticaretin milli geliri artırıcı yöndeki etkisinin her çeyrek giderek azalmakta olduğu. İlk çeyrekte büyümenin yüzde 40’ı net dış ticaretten gelirken, bu çeyrekte bu oran yüzde 17’e gerilemiş durumda. İhracat ve ithalat artış oranları ise bu çeyrekte yüzde 12,6 ve 12,2 ile biribirine çok yaklaşmış durumda. 4. çeyrekte dış ticaretin büyümeye net etkisinin eksi yönde olması şaşırtıcı olmaz.

En sağlıklı büyüme tabii ki yatırım harcamalar­ında meydana gelen artış sonucunda olacak olan büyüme. TL’nin ( büyük ölçüde alınan para politikası kararları sonucunda) değer yitirmesin­in de ihracata ve kısmen de ithalat ikamesine yönelik yatırımlar­ı artırması ümit ediliyordu. Böyle bir kalkınma hamlesi için yeterli olmamakla birlikte makine-teçhizat yatırımlar­ında artışın devam ettiği görülüyor. İnşaat yatırımlar­ındaki derin daralma ise devam ediyor. Bu çeyrekte azalış yüzde 19,9. Sonuçta toplam yatırımlar da (gayri safi sabit sermaye oluşumu) yüzde 1,3 ekside.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye