Konaklama vergisine ilişkin görüş ve önerilerimiz
Türk vergi sisteminin en
■■ önemli problemlerinden biri vergi külliyatının çok çeşitli olmasıdır. Bu külliyata yeni bir vergi eklemek, sahada beklenenin ötesinde zorluk oluşturuyor. Beyannameleri hazırlamak, eklerini denkleştirmek, usul hükümlerine riayet etmek ayrı birer mesele. Ayrıca her bir beyanname için damga vergisi ödeneceği de unutulmamalı. Bu nedenle mümkün olduğu nispette bazı vergileri mevcut vergilerin içerisinde konumlandırmak gerek. Örneğin değerli konut vergisi emlak vergisine eklemlenebilir. Konaklama vergisi de bunlardan bir tanesi. Konaklama vergisi genel uygulamaların aksine mahalli gelir değil genel bütçe geliri olarak kurgulandı. Yıllık 2.3. milyar TL genel bütçe geliri için yeni bir vergi ihdasına gerek olmadığını düşünmekteyiz. Konaklama vergisi genel bütçe geliri olarak kalacaksa, diğer vergi türleri içerisine alınabilir. Şu andaki kurguda vergi prensip olarak konaklama hasılatından alındığından bu vergi pek tabi kurumlar vergisinin bir parçası olabilir. Örneğin konaklama hizmetinden elde edilen kazançlara kurumlar vergisi oranı 1 ya da 2 puan yüksek uygulanırsa, konaklama vergisine gerek kalmayacağı kanaatindeyiz.
Safi kazançtan alınmadığı için
■■
%2 vergi oranının yüksek olduğu, vergi oranının %1’e düşürülmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz.
Konaklama işletmeleri
■■ kurumlar vergisi ve KDV dışında turizm payı da ödemektedir. Konaklama vergisi ve turizm payı birbirine yakın mali yükümlülükler. Bunları birleştirecek bir formül bulunabilir. Bizim önerimiz, turizm payının kaldırılması, bu payın konaklama vergisi içinde kurgulanması ve oranlarının turizm payına göre uyarlanmasıdır.
Konaklama vergisinin
■■ bütçe geliri beklentisi yüksek olmadığından vergilendirme döneminin aylık olmasına gerek olmadığı kanaatindeyiz. Vergilendirme döneminin en azından takvim yılının üçer aylık dönemleri olması vergi maliyetlerini azaltacak, vergiye uyumu artıracaktır. Bunun için kanun değişikliği gerekiyor.