İlk ' kültür içeceği', endüstrisinin desteği ile hızlı yol alıyor
Türk Kahvesi’nin ‘UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne giren ilk 'kültür içeceği' olarak tanımlandığı 5 Aralık 2013, aynı zamanda Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanıyor. Sözkonusu tarihte dünyada daha fazla tüketilme konusunda önü açılan Türk Kahvesi’ni geniş kesimlere asıl tanıtan ise Türk sanayicisi oldu. Türk Kahve makinalarına eklenecek yeni ürünlerle, Türk Kahvesi’nin global piyasadaki pazar payının hızla büyüyeceği tahminleri yapılıyor.
Türk Kahvesi’nin 5 Aralık 2013’te UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne giren ilk ‘kültür içeceği’ ünvanına sahip olması, ilham vermesi açısından da önem taşıdı. Açtığı bu yoldan sonraki yıllarda Arap Kahvesi ve Belçika Birası da girdi.
Bir grup entelektüel ismin öncülüğünde kurulan Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği (TKKAD) başta olmak üzere sivil toplum gönüllüleri ile iş dünyasından temsilcilerin katkılarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önderliğinde kazanılan ilk Kültür İçeceği ünvanı, Türk Kahvesi için bir dönüm noktası oldu. Aynı zamanda Dünya Türk kahvesi Günü olarak kutlanan 5 Aralık 2013’te Bakü’de açıklanan başarının ardından Türk Kahvesi’nin ünü Türkiye’nin dışına yayıldı, dünya tüketicisiyle buluştu.
Aslında çok gecikmiş bir buluşma olarak görülebilir bu durum. Tarihte, kahvenin Avrupa ile tanışmasının Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerçekleştiği biliniyor. 1500’lü yıllarda Habeşistan’da keşfedilen kahve ürünü, 1543 tarihinde İstanbul’a getirildi. O tarihten itibaren de Osmanlı üzerinden önce Balkanlar’a, Macaristan’a, Avusturya’ya ve tüm Avrupa’ya yayıldı.
Peki, tarihi gerçeklik böyle iken günümüzde Türkiye, neden dünya piyasasında hak ettiği yerde değil? Bunun en belli başlı nedeni olarak, Avrupa’da kahvenin yaygın tüketimine yol açan gelişmenin, kahvenin pişirildiği ekipmanın üretimi olduğu ifade edilebilir. Yani kahvenin evlerden, kahve satış merkezlerine ulaşması, seri üretime izin veren makinalar sayesinde oldu. Yani günümüzde İtalya’yı kahve endüstrisinin merkezi yapan gelişme, önce kahve makinalarıyla seri üretimin önünü açması, ardından kendine özgü kahve ürününü yaratması oldu.
Kurulduğu 2012 yılından bu yana Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Osman Serim’i, Türk Kahvesi’nin dünyada hak ettiği noktalara gelmesi için emek veren isimler arasında ilk sıralarda sayabiliriz. 2000’li yılların ortalarından itibaren, Türk şirketlerin Türk Kahvesi makinalarını üretmeye ve satmaya başlamaları, 2013’teki ünvanın ardından hızını daha da artıran önemli bir kategorinin oluşmasına vesile oldu. Osman Serim, bu gelişmeyi, “Türk Kahvesi makinaları, Türk müteşebbisinin üretim ve tasarım gücüyle önce Türkiye’de kahve tüketimini evlerden sokağa çıkardı. Eskiden cezve ile yapıldığından Türk kahvesi servisi restoranlarda dahi zorlayıcı oluyordu. Artık restoranlardan, kahvehanelere, her türlü kahve satış noktalarında kahve siparişi rahatlıkla kabul ediliyor. Çünkü birbirinden şık makinalar üretildi. Kahve kalitesinde de en ufak bir değişim olmadı” diyor.
Türk kahvesi makinaları, yalnızca iç pazarda yer bulmadı, kategorisinde ihracatın da önemli kalemlerinden biri haline geldi. Arkadaşımız Necla Dalan’ın dosyamızın diğer sayfasındaki köşe yazısına konuk olan bu alanın öncü girişimcilerinden Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Türkiye’nin bu alandaki yurt dışı satış rakamlarıyla ve pazarlamasıyla ilgili önemli noktalara temas ediyor.
Yeni değirmen ürünleri tüketici ilgisini artıracak
Serim, makine ve ekipmandaki gelişmelerin, Türk Kahvesi’nin dünya piyasalarında tüketimini artıran en önemli unsurlar arasında yer aldığını söylüyor. Serim, Türk Kahvesi’nin en önemli özelliklerinden bir tanesinin öğütülme kıvamı olduğundan bahsederek, "Türk sanayicisi, evlerde ve kahve makinalarında kullanılacak değirmenleri de iş gündemine aldı. Son derece fonksiyonel değirmenlerin üretimi ile Türk Kahvesi’nin seri üretiminde ve evlerdeki kullanımında tüketim çok daha fazla olacak” diyor. Dünyada kahve tüketiminde eğilimlerin ve değişik tat arama trendlerinin etkili olduğunu kaydeden Serim, “Karma ve yeni tat kahve yaratma noktasında Türk Kahvesi çok kullanışlıdır. Yeni tat ve aroma yaratma konusunda Türk Kahvesi’nin yarattığı fırsatlar iyi değerlendirilmelidir” şeklinde konuşuyor.