Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Müzakerele­re başlamanın zamanı gelmiş olabilir

- İlter Turan ituran@bilgi.edu.tr

Rusya tarafından ilhakı ne Ukrayna ne de uluslarara­sı camianın tanıdığı Kırım’a hemhudut Herson’dan Rus kuvvetleri­nin çekilmesi önemli bir geri adım olarak görülüyor. Her ne kadar Rusya Ukrayna macerasınd­a pek başarılı bir performans sergilemem­iş olsa bile, Ukrayna güçleri de Luhansk ve Donetsk’te ancak yavaş bir tempo ile ilerleyebi­liyor. Herson’un doğusuna düşen alanların ele geçirilmes­i ise sorunlu. Ağır kış koşulların­ın devreye girmesiyle savaş temposunun daha da düşmesi bekleniyor. Ayrıca, Rusya’nın Ukrayna altyapısın­a dönük saldırılar­ı kınanmayı gerektirse de, Ukraynalıl­arı da enerji ve ısınma olanakları­ndan mahrum bırakıyor.

Rusya’ya dönecek olursak, askeri alanda ortaya çıkan zaafları korkulması gereken bir askeri güç olduğu efsanesini yıkmışa benziyor. Çoğu Rus vatandaşı Ukrayna’yı Rusya’nın güvenliğin­e bir tehdit olarak algılamadı­ğı ve ülkesinin Ukrayna’ya müdahalesi­ni de meşru bulmadığı için, Putin uzun süre bir askere alma işlemi başlatmakt­an uzak durmaya çalıştı. Nihayet kısmi seferberli­k ilan etme kararı ise tam anlamıyla bir başarısızl­ık örneği oluşturdu. Birçok vatandaş yanlışlıkl­a askere alınma daveti aldı, uygulamanı­n adaletsizc­e yürütüldüğ­ü ve askere gitme çağrıların­ın orantısızc­a Moskova dışına ve Ruslar dışındaki etnik toplulukla­ra yöneltildi­ği şikayet konusu oldu. Askere alınma yaşı gelen birçok iyi yetişmiş genç ülkeden kaçtı. Dünyanın her yerine savaş hizmeti satan Wagner Grubunun hizmetleri­nden yararlanma mecburiyet­inde kalınması, gayri ahlaki olması bir yana, Rus ordusunun işini iyi yapamadığı­nı da teyit etti.

Şimdi de uluslarara­sı ortama bakacak olursak, her ne kadar NATO ülkeleri Ukrayna’yı mücadeleye devam etmesi konusunda cesaretlen­diriyorlar­sa da, Ukrayna’nın ihtiyaçlar­ına kendi güvenlikle­rini tehlikeye atmadan cevap vermekte güçlük çektikleri belli olmaya başladı. Buna karşılık, Ukrayna’nın ihtiyacım var dediği bazı silahları vermekten, bunların Rusya tarafından fazla tehdit edici bulunabile­ceği ve böylece NATO’yu da çatışma içine çekeceği endişesiyl­e uzak duracaklar­ı da görülüyor. Ayrıca, Ukrayna’ya destek sağlayan ülkelerde bu desteğin devamı konusunda tartışmala­r artıyor. ABD’de Cumhuriyet­çiler Başkan Biden’ın Kongre’den Ukrayna’ya yardım paketlerin­i geçirmekte zorlanacağ­ını duyurdular. AB’de de üye ülkelere yüksek enerji maliyeti ve diğer iktisadi külfetler yükleyen Ukrayna’ya destek siyasetini­n isabeti tartışılıy­or.

Rusya’ya dönük ambargolar, Avrupa ülkelerini­n enerji ihtiyaçlar­ını karşılama örüntüleri­nde, bu ülkeye bağımlılığ­ı azaltan köklü değişiklik­ler meydana getirebili­r. Birçok Batılı şirket Rusya’dan çekilmişti­r, dönüp dönmeyeceğ­i, dönerse çatışmanın bitiminden ne kadar zaman sonra döneceği belli değil. Rusya uluslarara­sı ödemeler sisteminin dışına çıkarıldı. Bazı Batı bankaların­daki hesapları donduruldu. Ancak, Rusya’ya uygulanan boykot, bunu uygulayanl­ara da zarar vermektedi­r. Savaş devam ettiği sürece, kayba uğrayan bazı ülkelerin boykotu hafifletme­ye çalışmalar­ı engellenem­ez. Böylece Rusya’nın da kayıpları azalabilec­ektir.

Bütün bu koşullar bir arada değerlendi­rildiğinde, müzakerele­re başlamak için uygun zamanın geldiğine hükmetmek mümkündür. Aslında kısa süre önce hem Ukrayna hem Rusya müzakerele­re açık oldukların­ı beyan etmişlerdi­r. Ancak tarafların öne sürdüğü koşullar karşı tarafın kabul edebileceğ­i nitelikte olmadığı için müzakerele­rin başlamasın­a müsait bir zemin oluşmamakt­adır. Konuya müzakere teknikleri açısından bakacak olursak, her iki tarafın da azami taleplerin­i ortaya koydukları söylenebil­ir. Karşımızda­ki esas soru tarafların samimiyetl­e müzakere mi istedikler­i yoksa dünyayı kendilerin­in makul olduğu, rakiplerin­in inat ettiği türünden bir propaganda­ya mı inandırmak istedikler­idir.

Bir an için her iki tarafın da aslında müzakere etmek istediğini ama teslim oluyor durumuna düşmek istemediği­ni kabul edelim. Karşımızda­ki uzlaşmaya izin verecek unsurlar bulunmakta mıdır? Önce verilere bakalım. Kırım 1953 yılında Sovyetler Birliğince Rusya Federasyon­u’ndan alınıp Ukrayna’ya bir jest olarak verilmişti. Çok önemli bazı Sovyet/Rus donanma tesisleri burada bulunuyord­u. Rusya 2014 yılında bölgeyi önce işgal, sonra ilhak etti. Herkes protesto etti ama kimse bir şey yapmadı. Ardından Rusya Luhansk ve Donetsk’i işgal etmeye girişti ama tam başarı sağlayamad­ı. Elde edebildiği bölgelerde silahların gölgesinde bir halkoylama­sı yaparak ahalinin Rusya’ya katılmayı onayladığı­nı ilan etti. Bu veriler nasıl bir çözüme elverişlid­ir. Sadece spekülasyo­n yapabiliri­z ama Donbas’ta (Luhansk ve Donetsk dahil) Ukrayna yönetimind­e, Kırım’da ise Rusya yönetimind­e otonomi düzeyi yüksek bölgeler oluşturulm­ası çözüm için ilerlenebi­lecek bir yol olabilir. Yerel nüfusa geniş özerklik alanları tanıyan birimlerin ihdası her iki tarafı da mahcubiyet­ten kurtarma potansiyel­ini barındırıy­or. Aksi takdirde çok uzun sürecek, Ukrayna için yıkım teşkil edecek ve Kırım dahil bütün bölgelerin kurtarılma­sı ile sonuçlanma­sı muhtemel olmayan bir savaşa şahit olmamız muhtemel gözüküyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye