Kadın üreticilere ve Türkiye’nin ilk gastronomi köyüne sahip çıkalım
Hatay’ın Samandağ ilçesi, depremden en çok etkilenen yerlerden biri. Deprem bölgesindeki her yer gibi Samandağ’ın da acı hikayeleri var. Bugün umut olarak başlayıp depremle yıkılan ama yeniden yeşertilmesi gereken o hikayelerden birini yazdım. Samandağ Kadın Girişimi İşletmecilik Kooperatifi ile Samandağ İlçe Merkezi ve Mahalleleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, kolektif bilincin üretim alanında yeniden yaşatılması amacıyla Samandağ Belediyesi bünyesinde kuruldu. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun Türkiye’de desteklediği kooperatifler arasında olan Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne üye kadınlar zeytinyağı, nar ekşisi, biberli ekmek, içli köfte, defne sabunu, ipekli ürünler üretmeye başladı. Samandağ’a özgü biberden üretilen ‘Aşk Reçeli’ ise markalaşarak tüm Türkiye’ye tanıtılacaktı. Maalesef depremde kooperatife dair ne varsa yok oldu. Üretim ve yerleşim yerleri yıkıldı. Uzun zaman binaya girilemediği için tavan küflendi. Cam kavanozlardaki ürünlerin yüzde 10’u kurtarılabildi.
Atiye Sönmez Erdoğdu her iki kooperatifin kurucusu
İlçe nüfusunun yüzde 90’ı göç ettiği için kooperatif üyeleri de dağıldı. Kadın Girişim Kooperatifi’nde 49, Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nde 75 ortak varken barınma sorunu yüzünden şimdi hiçbiri yok… Her iki kooperatifin kurucularından olan Atiye Sönmez Erdoğdu ile kooperatiflerin nasıl ayağa kalkabileceğini ve depremle açılışı meçhul bir tarihe kalan Samandağ’daki Türkiye’nin ilk gastronomi köyünü konuştuk. İktisat Kongresi için İzmir’de olan Atiye Sönmez Erdoğdu ile zor bir online görüşme yaptık. Zordu çünkü; Atiye Hanım suyun, barınacak yerin olmadığı hatta insanların kalmadığı Samandağ’ı, İzmir’de otel odasındaki duşu anlatırken zaman zaman gözyaşlarını tutamadı, benim içim yandı...
Köyde 24 konukevi, 6 üretim merkezi bulunuyordu
Deprem olmasaydı Nisan ayında açılacak olan gastronomi köyü projesi için destek istiyor Atiye Sönmez Erdoğdu. Projenin 2020 yılında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan hibe aldığını söyleyen Erdoğdu, şöyle devam ediyor: “Gastronomi köyü, birbirinden bağımsız, üretimin 24 saat devam edeceği yedi üretim evi ve restoran ile 24 konukevi, idari bina ve Köy Akademisi’nden oluşuyor. Ev yemekleri, taş fırın, balık, et, kahvaltı ve peynirli künefe ile tatlıların üretileceği evlerimiz vardı. Nisan ayında açmak için gün sayıyorduk. Depremde binaların dış cephe taşları döküldü. Demirbaşlar, mutfak eşyaları, beyaz eşyalar zarar gördü. Artık ne zaman açılacağı meçhul… Çok ciddi bir tadilat gerektiriyor. Kendi imkanlarımızla yapmamız çok zor. Bize bu konuda yardımcı olacak güçlü bir kuruluşa ihtiyacımız var. Uluslararası bir destek olabilir. KEDV gibi bizi arayan kuruluşlar var ama henüz somutlaşan bir destek yok. Dilerim bu işi çözeriz. Turizmciler gastronomi köyümüz ile iş birliği yaparsa daha hızlı toparlanma şansımız var.”