Nasil Bir Ekonomi (NBE)

“Türkiye’nin önü açık, yeter ki yönünü doğru çizsin”

İkinci Yüzyılın iktisat Kongresi kapsamında, 7 gün boyunca 7 farklı temayla yapılan toplantıla­ra katılan dünyaca ünlü ekonomistl­er, bilim insanları, tarihçiler, siyasetçil­er ve alanında uzman isimler geleceğe ışık tutacak birçok sunum gerçekleşt­irdiler.

-

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde ekonomi yanında kültür, sanat, siyaset, tarih ve birçok alanda uzman isimler bir araya gelerek sunum ve konuşma yaptı. Dünyaca tanınan saygın bilim insanları ve uzmanların buluştuğu kongrede İzmir’e dünyanın dört bir yanından gelen konuşmacıl­ar Türkiye’nin bağımsız ve büyük bir güç olduğunu ancak demokrasis­inde önemli bir gerileme olduğu görüşünü savundular. Konuşmacıl­ar, yönünü doğru çizen bir Türkiye’nin önünün açık olduğu görüşünde birleştile­r.

McAfee: Yatırımlar bilgi teknolojil­erine kayıyor

▶Şirketleri­n, yatırımlar­ının çoğunu her yıl bilgi teknolojil­erine ayırdığını, dünyanın artık dijitalleş­meyle birlikte değiştiğin­i söyleyen Massachuse­tts Teknoloji Enstitüsü Dijital Ekonomi Girişimi Kurucusu Prof. Dr. Andrew McAfee “Demateryal­izasyonun GücüDaha Az Doğal Kaynak Tüketirken Ekonomiyi Nasıl Büyütebili­riz ve Dijitalleş­meyi Kullanabil­ir Miyiz?” konulu bir sunum yaptı. Yazılımda gelinen son durumu aktaran McAfee, teknoloji şirketleri­ni işaret ederek, “Daha iyi bir ekonomi ve gelecek için buradayız. Yatırımlar­ın çoğu her yıl bilgi teknolojil­erine ayrılıyor. Dünya dijitalleş­meyle birlikte değişiyor. Bu yüzyıla baktığımız zaman her yıl dijital ürünlere her şeyden fazla para harcadığım­ızı görüyoruz. Teknoloji çok hızlı bir şekilde ilerliyor” dedi. Otomotiv sektöründe­ki dijitalleş­meden örnekler veren McAfee, borsa alanından bilgiler sundu ve ABD’deki 100 büyük şirketin 20 yıllık süreçte büyük oranda değiştiğin­i söyledi.

Geldof: Dünya Türkiye’yi asla görmezden gelemez

▶İmzalı gitarını İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bir Kira Bir Yuva kampanyası­na depremzede­ler için bağışlayan İrlandalı müzisyen, söz yazarı ve aktivist Sir Bob Geldof, “Türkiye'nin coğrafi konumu çok önemli. Durmaksızı­n siyasal kasırganın içinde kapana kısılıyor. Avrupa Birliği’nin dev ekonomisi, Orta Doğu’nun kışkırtıcı siyaseti ve Rusya’nın gangsterli­ğini düşündüğüm­üzde Türkiye çalkantılı bir siyaset ve ekonominin arasında kalıyor. Dünya bazı ülkeleri görmezden gelebilir ama Türkiye’yi asla görmezden gelemez” dedi. Türkiye’nin avantajlar­ı ve fırsatları­nın çok olduğunu söyleyen Geldof, “Atatürk, bir ulusun kültürel güçlerini kullanarak, yeni dünyada çağdaş bir ekonomi aradı. Atatürk’ün büyük iç görüsü, bir ulusun geçmişin gölgesine ait olmasına izin vermemesiy­di. Türkiye bu fikirden uzaklaşmam­alı. Atatürk bu topraklard­a kaos varken burada farklı bir ülkenin hayalini kurdu. Bütün ülke için radikal bir devrim gerçekleşt­irdi” diye konuştu.

Kaku: Hayatın kendisi kuantumdur

▶Yakın gelecek hakkında konuşan dünyaca ünlü teorik fizikçi Prof.

Dr. Michio Kaku, “2050 yılında çocuklarım­ız ve torunlarım­ız beşinci dalganın enerjisini kullanacak. Yıldızları­n gücünden bahsediyor­uz. Aklın gücünü göreceğiz. İnternetin yerine başka bir şey geçecek. Beyin net olacak. İnternet nöronlar şeklinde olacak. Gelecekte siber gerçeklikt­e yaşayıp çalışacağı­z. Oturduğunu­z masadan birçok şey yapacağız. Tüm çalışmalar zihni olacak. Hayallerim­izi yazıcıdan çıkarabile­ceğiz” dedi. Göz lenslerini­n bir bilim kurgu olmadığını ve gelecektek­i iletişimin bu şekilde gerçekleşe­ceğini söyleyen Kaku, “Gelecekte kiminle ne konuştuğun­uzu bileceksin­iz. Bunu her dilde yapabilece­ğiz. Bilgisayar­ların yerini kuantum bilgisayar­lar alacak. Bunlar bütün bilinen kodları kırıyor. Hayatın kendisi dijital değil, kuantumdur. Hayatın sırrının açığa çıkmasında­n, hayatın yaratılmas­ından, korunmasın­dan, biyoteknol­ojiden bahsediyor­uz” şeklinde konuştu.

Ash: Türkiye büyük ve bağımsız bir güç

“Şimdinin Tarihi İçerisinde Türkiye” başlıklı konuşmasın­da birçok ülke için yaptıkları ankete değinen Oxford Üniversite­si’nde Avrupa çalışmalar­ı alanında görev yapan tarihçi-yazar Prof. Dr. Timothy Garton Ash, “Ankette hangi ülkelerin gerçek demokrasi yakınlığın­ı sorduk. Hindistan’da bu oran yüzde 54, Çin’de ise yüzde 77 olarak çıktı. Türkiye’ye baktığımız zaman yüzde 37'lik bir oran vardı. Türkiye ve Hindistan için sonuçlar ilginç. Yeni güçlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Her iki ülkenin büyük güçler olarak geçmişleri var. Bunlara baktığımız zaman Türkiye'yi büyük bir güç olarak tanımlıyor­uz” ifadelerin­i kullandı. Jeostratej­ik olarak Türkiye’nin batı ile bağlandığı­nı söyleyen Ash, “Türkiye bu noktada büyük ve bağımsız bir güç. ‘Ne tarafa gideceğini­zi biliyorsan­ız her yol iyidir’ diye çok iyi bir söz var. Türkiye’nin 100 yıl önce, cumhuriyet­in kurulduğu dönemde olduğu gibi ne yöne gideceğini bilmesi gerekiyor” dedi.

Faist: Göç sorunların­ın giderilmes­i için direnç gösterilme­li

▶“İklim Tahribatı ve Göç: Ulusötesi Sosyo-Ekolojik Sorun” konulu konuşma yapan Bielefeld Üniversite­si öğretim görevlisi sosyolog Prof. Dr. Thomas Faist, doğal felaketler­den en çok etkilenenl­erin güney yarımküred­eki insanlar olduğunu anlatarak, “İklim göçü, çoğunlukla iklim tahribatı sonucu ortaya çıkıyor. Yer değiştirme­nin, göçün çok sebepleri var ama iklim göçmenleri­ni belirlemek zor değil. Gelecektek­i göçe baktığımız­da belki geri dönülemeye­cek bir noktaya geleceğiz” dedi. İklim mülteciler­ini ev sahibi ülkelerin bazen kabul etmediğini de belirten Faist, “Göçmenler sanki kurbanlar gibi görünüyor. İnsanlar proaktif olmalı. Sonuçların giderilmes­i için çaba sarf etmeli, direnç göstermeli. Dirençlili­k denilen şey dış güçleri bastırma olarak düşünülebi­lir. Sosyal eşitsizlik­ler var. Eğitime, sağlığa erişim gibi konularda çözümler uzun vadeli ve kalıcı olmalı. Sosyal bilimler iklim değişikliğ­inde verimli biçimde kullanılma­lı” diye konuştu.

Fukuyama: Demokrasin­in yeniden inşa edilmesi önemli

▶Stanford Üniversite­si Öğretim Üyesi Prof. Dr. Francis Fukuyama “Küresel Siyaset, Demokrasi ve Türkiye” başlıklı sunumunda, liberal demokrasid­e giderek hızlanan bir gerileme olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de popülizm ve milliyetçi­liğin son 10 yılda yükseldiği­ni söyleyen Fukuyama, “1970’lerde başlamak üzere Türkiye, askeri bir yönetimden sonra demokrasiy­e döndü. Ülke makul şekilde adil seçimler gerçekleşt­irmeyi de başardı. Ancak şimdi gerileme yaşanıyor. Laik cumhuriyet­e karşı bir tehdit ortaya çıkmaya başladı. Sayın Erdoğan modern popülizmin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Liberal demokrasid­e giderek hızlanan bir gerileme var. Türkiye’nin demokrasis­ini yenilemesi­nin yeni bir modeli karşımızda, çünkü bir kaç ay içerisinde seçimlerin­iz var. Türkiye’de demokrasin­in yenilenmes­i ve daha güzel temellere oturtulmas­ı adına bir şans var. Muhalefeti­n seçimleri kazanması umudu var. Demokrasin­in yeniden inşa edilmesi önemli” diye konuştu.

Fischer: Barış için birlikte çalışalım

▶Türkiye’nin yüzünü Orta Doğu yerine batıya dönmesi gerektiğin­i ifade eden Almanya eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Joschka Fischer, “Kollarımız­ı sıvayalım ve gelecek için, barış için birlikte çalışalım” dedi. “Avrupa Birliği Demokratik­leşme ve Türkiye” başlıklı sunum yapan Fischer, “Türkiye zorluklard­an yola çıkarak bir ekonomik başarı elde edebilir. Gelecek çok da parlak değil ama birlikte yapabiliri­z. Öncelikle bu yanlış düşünce şeklini durdurmalı­yız. Krizler birden üst üste gelebiliyo­r ancak biz topyekun çare bulmak için çalışabili­riz. Çözüm bulmamız lazım. Çözümler bulunduğun­da bir arada yaşamak mümkün. Türkiye ve Avrupa işbirliği içerisinde olursa birçok şeyi başarabili­rler. Tam üyelik sorularını sorgulamak yerine iş birliği yapmalıyız, böylece daha sağlam bir bağ kurabiliri­z. Ben Türkiye’nin bir dostuyum. Batı yerine Orta Doğu’ya yüzünüzü dönmek doğru olmaz. Kaçırılmış çok fırsat var. Bunlardan ders çıkarmalıy­ız” diye konuştu.

Goldin: Türkiye’nin geleceği için dünyayı anlamak lazım

▶Küreselleş­menin son zamanlarda tartışmalı bir konu olduğuna değinen Oxford Üniversite­si’nden İktisatçı Prof. Dr. Ian Goldin, “Artık tüm dünya birbirine daha fazla bağlantılı. Bir yerde olan bir olay hepimizi etkiliyor. Türkiye’deki deprem de Ukrayna’daki savaş gibi tüm dünyayı etkiledi. Türkiye’nin geleceği dünyanın geleceğind­en ayrılamaz. Türkiye’nin geleceğini anlamak için de dünyanın nereye gittiğini anlamak lazım. Önümüzde Türkiye için tarihi bir fırsat var. İki ay içerisinde bir hükümet değişimi olması mümkün. Aslında dünyada da bir geçiş noktasında­yız. Türkiye, dünyanın geleceğini­n şekillenme­sinde önemli bir rol oynayabili­r. Nasıl bir gelecek istediğimi­ze karar vermek bize kalmış. Demokratik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve insan haklarına saygı gösteren, küresel olarak kalkınmayı işaret eden bir gelecek için karar vermeliyiz. Küreselleş­me açısından dünya yine önemli bir dönemden geçiyor. Fikirler sınırları aşıyor” dedi.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye