“Kalkınma, rant değil insan merkezli olmalı”
Kongrenin “Vicdana Davet” başlığıyla yapılan oturumlarında ekonomik kalkınmanın esas amacının insanların refah ve mutluluğunu yükseltmek olması gerektiğine dikkat çekildi.
Kongrenin ana başlıklarından biri olan “Vicdana Davet” konulu oturumlarda geleceğin Türkiye’sinin en önemli özelliğinin rant değil insan merkezli kalkınma olması gerektiği ifade edildi. Konuşmacılar ikinci yüzyılın iktisadının gelir adaletinin tesis edildiği, bölgesel farklılıkların giderildiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, dil, din, mezhep, ırk, köken ayrımı olmadan herkesin eşit ve özgür yaşadığı, kalkınma sürecinde kimsenin geride bırakılmadığı adil bir toplumsal yapıya sahip olmasını talep ettiler.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, geleceğin Türkiye’sini insanı merkeze koyarak inşa edeceklerini söyleyerek, “İnsana yatırım yaparak, tüm vatandaşlarımız için insani gelişme, yetkinleşmeyi hedeflemeliyiz. Bilim, teknoloji ve inovasyonu esas almalı, tüm süreçlerde bilimsel aklı hakim kılmalıyız. Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, bir arada yaşamayı, birlikte gelişmeyi, eşit vatandaşlığı sağlayacak kurum ve kuralları oluşturmalıyız. Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var. Aslolan en ağır sorunları bile meşru zeminde tartışarak çözüm üretebilmek. Hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını sağlamalı, kamuda hesap verebilirliği yerleştirmeli, atamalarda liyakatı esas kılmalıyız. Bunları sağladığımızda Türkiye’nin potansiyelinin bizi ikinci yüzyılımızda bambaşka yere taşıyacağına inanıyorum” dedi.
“Yoksulluk, yoksulları dinlemekle önlenir”
Cumhuriyet Halk Partisi Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo da yoksulluğa sadece gelir üzerinden bakılmamasını istedi. Foggo, “Yoksulluk ancak insan hakları temelli yoksulluk politikasıyla önlenebilir. İnsan haklarına dayalı bir yaklaşım, kadını, çocuğu, yaşlıyı, engelliyi, hizmet alan her bir bireyi her şeyin merkezine koyar. Bizi çok bürokratik ve çok hesaplı olmaktan uzak tutar. Öncelik insan hakkıdır” dedi. “Yoksulluğu bitirecek olan tek şey yoksulluk içinde mücadele edenleri dinlemek ve anlamaktır” diyen Foggo, şunları söyledi: “Dinlediğiniz zaman aslında onlar neler yapılması gerektiğini söylüyorlar. Yurttaşlarımız kreşi 5 kilometre uzakta değil, terlikleriyle gidecekleri bir yerde istiyor. O nedenle katılım çok önemli. Yoksulluk aynı zamanda görünmemektir, endişedir, korkudur. Biz bu korkuyu yeneceğiz. Politika yapıcıların net bir sosyal politika ve yoksulluk politikası düzenlemesi gerekiyor. Yoksulluğa çok boyutlu bakmak gerekir. Eğitim, sağlık, gıda güvenliği, yaşam standartları, gelir kaynakları ile gelir elde etme yetenekleri olmak üzere 5 boyutta değerlendirilmeli” dedi.