AVM’leri ve şehirleri dijitalleştirmek
Bir önceki yazımı “Bu kapasiteyi nasıl yenileyeceğimiz ve geleceğin şehirlerinde kullanacağımız önem taşıyor. Gelecek yazımda buna derinlemesine bakacağım” yazarak bitirmiştim. Şimdi bunu yapayım. Türkiye’deki AVM’lerin 14 milyon metrekare ticari alan sunması ve deprem döneminde sağlayabildiği olanakları sıralarken 45 bin kişiye sıcak yemek çıkarılabilmesi, hangi kapasite sorusunu yanıtlıyor. Bu, aynı zamanda yenilenmesi ve sürdürülebilir tutulması gereken büyüklüğün düzeyine de işaret ediyor.
Böyle bir kapasitenin yenilenmesinin merkezinde dijitalleşmenin sağladığı olanakların yer alması gerekiyor. Dijitalleşmenin birkaç önemli ayağı bulunuyor. Bunlardan ilki, sistemin platform, ekosistem ve değer zinciri üzerine inşa edilmesidir. Platform, bu örnekte, AVM’nin binası, içindeki mağaza, dükkan ve yaşam alanlarıdır. Ekosistem, çalışanlardan müşterilere ve gezmeye gelenlere kadar AVM’nin içinde olan herkesi olduğu gibi AVM’ye tedarik sağlayan insanları ve diğer birçok unsuru içerir. Değer zinciri ise, bütün bunların oluşturduğu ticaret hacmi, ekonomiyi ve yaşam kalitesini kapsar.
Dijitalleşmenin temeli versiyonlama yeteneği
Bu saydıklarımın ötesinde, işin aslına gelirsek, dijitalleşmenin merkezinde yer alan ve AVM’nin kaderini de belirleyen versiyonlama yeteneği vardır. Dijitalleşmenin temeli olan versiyonlama, bir fikir ile başlayan, yazılıma dönüşen ve bu yazılımın modifiye edilmesi ile kendisini yeniden üreten dijital işletmenin yaşam döngüsü üzerinde belirleyicidir.
Güncellemeler ile versiyon yükseltme, daha iyi ve ortaya çıkan yeni koşulları daha iyi karşılayan bir yapı çıkarmanın günümüzdeki temel yöntemidir. Bunu akıllı telefon kullanan herkes zaten biliyor. Bunu bilenler, bir yerden sonra telefonun teknik kapasitesinin yeni güncelleme yapmaya elvermediğini ve telefonun yeni işletim sistemi ya da uygulamaları desteklemez noktaya geldiğinde değiştirilmesi gerektiğini de biliyor. Bu yaşam döngüsü yönetimi, benzer şekilde AVM’ler için de geçerli. Esas Gayrimenkul COO’su Nevzat Yavan’ın anlattıkları ile şimdi bu teorik bilgilerin pratik boyutunu AVM’lerin yaşam döngüsüne bağlayarak değerlendirelim.
AVM’ler nasıl güncelleniyor
Öncelikle bir durum tespiti yapalım. Yavan, Türkiye’deki AVM’lerin büyük çoğunluğu 15 yaşın üzerinde olduğunu ve dolayısıyla bu AVM’lerin büyük bir kısmının dönüşüm ajandasına ihtiyaç duyduğunu söylüyor. AVM özelinde bu dönüşümün üç ana başlığı, mimari dönüşüm ve müşteriyi deneyimi, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir AVM’ler olarak sıralanıyor. Bu sacayağı, sadece güncellemenin değil, sahip olunan deneyimin teknolojinin, insan kaynağınının ve bilgi birikiminin başka alışveriş merkezlerinde kullanılması için de bir hareket zemini belirliyor.
Yavan, alışveriş merkezlerinde mimari olarak müşteri deneyimini iyileştirmek için içgörü oluşturmaya önem verdiklerini ifade ediyor. Bu, özellikle pandemi sonrasında oluşan yeni normale daha iyi yanıt vermek için önem taşıyor ve deneyimi daha keyifli ve kolay hale getirecek şekilde yeniden tasarlamaya odaklanıyor.
Ziyaretçi motivasyonu 'Müşteri Laboratuvarı' ile öğreniliyor
Pandemi sonrasında değişen tüketici ihtiyaçlarını da dikkate alarak yeni bir tarz geliştirmek için Future Bright ile kurulan “Müşteri Laboratuvarı” ile mevcut ve potansiyel ziyaretçilerin daha iyi anlaşılması ve motivasyonlarının bilinmesi mümkün oluyor.
Yavan, “Kategorideki motivasyonel ihtiyaçlara, beklentiler ve davranışsal farklılıklar doğrultusunda segment tanımlaması yapıyoruz. AVM’lerimizin marka özünü belirliyoruz. ‘Varlık Yönetimi’ ile kiralama, pazarlama ve mülk yönetimi stratejisinde ziyaretçilerimizi merkeze alıyoruz. Buradan elde ettiğimiz çıktıları uluslararası deneyim tasarım ajansı I-AM ile birlikte bir deneyim tasarımına dönüştürdük ve marka karmamızı yeni perakende stratejimizle yeniden kurguladık” diyor. Bu, işin platform ve dolayısıyla ekosistem güncellemesi boyutunu oluşturuyor.
Bunun üzerine dijital dönüşümün doğru bir biçimde eklenmesi, sonuç almak için önemli bir koşul. Yavan, burada yaptıklarını “Dijital varlıklar; üzerine çok çalıştığımız, fark yarattığımız, bizim için önemli bir alan. Bu bağlamda DX Burda içerisinde yer alan “Assetify” iş zekâsı uygulamamızla verilerimizi erişilebilir içgörüler ve üst düzey görünürlükle yatırımcı iş ortaklarımızdan kiracı iş ortaklarımıza operasyonel ve yönetici raporlarımızı tek elden sunuyoruz. Böylelikle güvenilir ve global standartlardaki araçlarla tüm veriyi kolayca yönetebiliyor, şeffaf bir şekilde verimlilik artışı sağlarken; iş süreçlerini basitleştirme, verilerin anlaşılabilirliğini sağlama, verileri görselleştirme ve bütünlük sağlama/özet konularında kullanıcılara büyük katkı sağlıyoruz” sözleriyle anlatıyor.
Esas Gayrimenkul’ün DX Burda platformunun en önemli dijital varlık projelerinden birini shopla uygulaması oluşturuyor. Shopla’nın, gelecek vizyonlarını yansıttığını yansıttığını söyleyen Yavan, “Shopla, müşteriyi tanıyan, analiz eden ve ona uygun avantajlar sunan mobil bir uygulama. Kapsamlı bir avantajlar dünyası sunuyor. Ziyaretçiler, shopla uygulamasıyla alışverişlerini, ziyaretlerini ve AVM’de geçirdikleri süreyi uygulama içindeki cüzdanında ShopPara’ya dönüştürüyor. Kazandığı ShopPara’ları biriktirebiliyor ya da AVM içerisindeki mağazalarda, eğlence noktalarında, restoranlarda, vale hizmetinde ve etkinlik bileti gibi farklı seçeneklerde harcayabiliyor” diyor. Bu, dijital dönüşüm, üzerinde yapılandan çok daha fazlasını vaat ediyor.