Tahvil faizleri ortodokslaşıyor mu?
Borsa veya riskli enstrümanlarda seçime kadar veya seçimden sonra ne olabileceğine yönelik envai çeşit senaryo var.
Maddeler halinde bu senaryoları özetlemek gerekirse:
■ Bir kesime göre Ankara, Borsa’nın seçime yatırımcısını zarar ettirerek yani bir düşüşle gitmesini istemeyecek. Çünkü alternatifi olan enstrümanlara (döviz veya yüksek faiz) olası bir kayış hükümetin seçime kadar sürdürmek isteyeceği para politikasına ters. Bu nedenle hisse senetlerinde cazip bir marj yaratmak için tüm imkanlar kullanılacak (TVF’nin satışlara karşı defans hattı bunun en önemli göstergesi)
■ Diğer bir kesime göre ise; hayır, borsa seçime düşüşle girmeyecek ama bir yükseliş de beklememek gerek. Çünkü seçim riski borsa üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek ve şirketlerin 2023 finansal performansları 2022’deki yüksek bazla kıyaslandığında daha zayıf olacak. Bu da değerlemeler üzerinden borsanın potansiyelini sınırlayacak.
■ Üçüncü bir senaryoda ise se-çimden hemen önce borsadan çıkışların hızlanması ve hisse senetlerinde sert bir düşüş ve alternatif araçlara güçlü bir kayış olabileceğinden bahsediliyor.
Yani üç ayrı olasılığı da savunanlar var.
Peki hisse senetleri için bunca senaryo konuşulurken diğer yatırım araçlarında yaşananlar?..
Tahvil faizlerinde sert yükselişler
İki yıllık hazine tahvilinin faizi yaklaşık 300 baz puan arttı. Yüzde 14’lere çıktı. 10 yıllık gösterge tahvilin faizi ise bir ayda 200 baz puandan fazla arttı. Yüzde 12’lerin üzerine çıktı. Diğer yandan dolar 19.06 TL’ye vurdu. Yani tüm gözler hisse senetlerine kilitlenmişken diğer tarafta çok ciddi bir kıpırdanma başlamış durumda. Dolardaki yükselişi sınırlı olarak kabul etmek, ihracatçının düşük kura sert tepkilerine yanıt olarak ufak ufak ayarlama gibi değerlendirmek elbette mümkün. Fakat oradaki kontrollü hareketin tahvil piyasasında yaşananla kıyaslanması pek mümkün gibi görünmüyor.
Diğer her piyasada yaşanan için çeşitli senaryolar yazıp çizmek mümkün, makul bir açıklama da. Fakat yıllardır piyasaya yakından izleyenlerden bildiğimiz, öğrendiğimiz bir şey varsa o da fiyat değişiklikleri konusunda neredeyse ölü hale gelmiş olan gösterge tahvillerde uzun süredir piyasadan, enflasyon fiyatlamalarından kopuk bir seyir varken yaşanan sert yükselişler çok dikkat edilmesi gereken hareketler. Zaten uzmanların da birkaç gündür tekrar dikkati tahvil cephesine dönmeye başlamış durumda. Tahvil piyasasında ne piyasa faizleriyle ne de mevcut ya da beklenen enflasyon seviyesiyle hiç alakası olmayan bir fiyatlamayla işlem gören bu tahvillerde bankaların neden yoğun satışlara başladığı düşünmeye ve tartışmaya değer.