İzmir İktisat Kongresi sanayinin Orta Anadolu’nun İkinci Marmara olmasını tartışmak için uygun bir zemindi
İzmir İktisat Kongresi 17 Şubat 1923 tarihinde toplandı. O sırada dünya yeniden biçimleniyordu. Müsaadenizle kişisel tarihimden örnek vererek anlatayım durumu. Benim dedem anneannemle 1922 yılında evlendi. O sırada hem Bursa hem de İzmir daha Yunan işgali altındaydı. Dedem dağılan imparatorluğu bir arada tutmak için cepheden cepheye giden askerlerdendi.
Balkan Savaşı’ndan Çanakkale’ye, Doğu cephesinden Filistin cephesine bir avuç insan imparatorluk dağılmasın diye savaştılar. Başarısız oldular. İngiliz esaretinden kurtulup Bursa’ya döndüğünde anneannemle evlenirken dedem ve yeni eşi çocuklarını nasıl bir ülkede yetiştireceklerini, hangi ülkede yaşayacaklarını, kendilerine ne olacağını bilmiyorlardı.
İşte İzmir İktisat Kongresi yüzyıl önce, imparatorluğu kaybedince iktisadi hayat damarları parçalanmış bir ulus devletin iktisadi olarak nasıl toparlanacağını kendini nasıl idame ettireceğini tartışmak için toplandı. Daha Cumhuriyet ilan edilmemişti.
Şimdi de benzer koşullardayız, dünya yeniden biçimleniyor. Dün Birinci Savaş imparatorluklar çağını sona erdirmişti. Bugün ise Yeşil Yeni Mutabakat alıştığımız anlamda küreselleşmenin sonunu ilan etti. Şimdi küresel değer zincirlerinin Yeşil Yeni Mutabakat’ın yeni parametrelerinin yeniden yapılanacağı bir başlangıç noktasındayız. Akıllı olursak hızla zenginleşebiliriz. Şu andaki akıl tutulması süreklilik kazanırsa, fakirleşiriz. Hepsi bizim elimizde.
Üstelik yalnızca küresel süreçlerden değil, bölgesel değişimlerden de olumlu etkilenebiliriz. Rusya’nın hızla bir Körfez ülkesi haline dönüştüğü ilginç zamanlardayız. 25 Nisan 1970’te Çin ilk uydusunu fırlatmıştı. Dongfanghong I (Doğu Kızıldır I). Ondan daha bir hafta önce Apollo 13 zorlu ve olaylı bir Ay yolculuğundan daha yeni geri dönmüştü. Sovyetlerin ilk kozmonotunun uzaya çıkmasından bu yana tam dokuz yıl, Sputnik uydusu yörüngeye yerleştiğinden beri ise tam 13 yıl geçmişti. Ne farklıydı o vakit. Sovyetler Amerika ile teknoloji yarışında hiç de geride değildi. Şimdi
Rusya bir Körfez Şeyhliği oldu.
Şimdi bütün bu doğal kaynak üreticilerinin yeni yüzyıla intibakı için Türkiye’nin yapacağı çok iş var. Orta Asya’nın rekabet gücü Rusya ile birlikte geriliyor. Bu gerilemeyi engellemek için de Türkiye’ye bir rol düşüyor. Bölgemiz yeniden yapılanacak Yeşil Yeni Mutabakat’ın jeopolitik sonuçları bağlamında. Çok işimiz var.
Türkiye ise Yeşil Yeni Mutabakatı deprem riskini de dikkate alarak bir yeniden yapılanma fırsatı olarak kullanabilir. Türkiye ihracatının neredeyse yüzde 65’ini Marmara Denizi’nin etrafındaki illerden yapıyor. Yalnızca deprem riskini değil çevre felaketini de yönetebilmek için sanayinin Marmara dışına kaydırılması önemli. Ankara’dan Adana’ya giden otoyol sanayinin Orta Anadolu’ya nasıl kaydırılabileceğine ilişkin güzel bir fırsat sunuyor.
İkinci yüzyıla küresel, bölgesel ve yerel yeniden yapılanma gereğinin dayattığı bir dizi ihtiyaçla giriyoruz. Ya yüzyıl önceki kadar akıllı olacağız ya da özellikle son beş yılımızı yalayıp yutan akıl tutulmasına teslim olacağız. Seçim sizin.