2030’a kadar kestiğimizden çok ağaç dikmek zorundayız
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutma şansına sahip olmak için, dünyanın 2030’a kadar kestiğinden daha fazla ağaç dikmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2012’de orman kaynaklarının önemini vurgulamak amacıyla 21 Mart tarihini “Dünya Ormanları Günü” ilan etti. Toplumların ormanlara yönelik ilgisini arttırmak amacıyla, 21 Mart 1971 tarihinde, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından kabul edilerek, doğada yeni bir yeşerim döneminin başlangıcı sayılan 21 Mart Dünya Orman Günü, 1975’ten bu yana da ülkemizde de kutlanıyor. Fakat konu tabi ki, Orman Günü’nü kutlamak değil, ormanları korumak.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) tarafından hazırlanan rapora göre 1990 yılından bu yana 178 milyon hektarlık ormanlık alan yok oldu.
Ormansızlaşmaya yol açan ana nedenlerin başında; gıda, yem, biyoyakıt, kereste ve diğer emtialara yönelik artan talep geliyor. Ormansızlaşmaya bağlı sera gazı emisyonları, iklim değişikliğinin ikinci en büyük nedeni olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de ormansızlaşma artıyor
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutma şansına sahip olmak için, dünyanın 2030’a kadar kestiğinden daha fazla ağaç dikmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
WWF Türkiye‘nin raporuna göre; bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye’de son 20 yılın istatistiklerine göre her yıl ortalama 2-3 bin orman yangını çıkıyor ve yaklaşık 7-8 bin hektar alan yanıyor. Bu yangınların her yıl ortalama 1-2 tanesi büyük veya tek başına en az 5 bin hektar alanı etkileyen, bir başka deyişle mega yangın. 28 Temmuz 2021’le başlayan 15 gün içinde, 54 ilde, 250’nin üzerinde orman yangını meydana geldi ve bu yangınlardan yaklaşık 150 bin hektar orman alanı etkilendi. Büyük yangın sayısı ise 16 oldu. Türkiye’de tarihin en büyük örnekleri olarak kayıtlara geçen yangınların, yalnızca doğa ( bitki örtüsü ve yaban hayatı) üzerinde değil, yöre insanı üzerinde de sosyal, ekonomik, psikolojik etkileri oldu. Yangınlarda 13 kişi yaşamını yitirdi; köyler ve kırsal yerleşim alanları boşaltıldı.
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD)’un “Türkiye Ormancılığı 2022: Türkiye’de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması Raporu” ise şu yorumlara yer veriyor: “Giderek artan ormansızlaşma ve onun sonucunda ortaya çıkan doğal afetler, ülkemizde büyük ciddi yıkımlara neden oluyor. En son çıkan orman yangınlarında iklim krizinin etkisi büyük. 2021’de 15 günde 140 bin hektar alan yandı. Ülkedeki yıllık yanan alan ortalaması 8 bin hektara ulaşıyor.”
Rapor, 2020 yılı sonu itibarıyla 748 bin hektar orman alanının madencilikten enerjiye, turizmden ulaştırmaya uzanan geniş bir yelpazedeki uygulamalara tashih edildiğine yer veriyor.
Her yıl 10 milyon hektar ormanlık alan kayboluyor
2015 yılından bu yana her yıl yaklaşık 10 milyon hektar ormanlık alan kayboluyor. Bu kayıp, iş dünyası için büyük bir risk oluşturuyor; salgın ve iklim değişimi riskini artırıyor. Ormansızlaşmaya karşı hareketsiz kalmak harekete geçmekten çok daha maliyetli olacak. Şirketler ormansızlaşma kaynaklı risklerin 60 milyar dolarlık finansal kayıp anlamına gelebileceğini ifade ediyorlar. Oysa, ormansızlaşmayı sonlandırmak için alınması gereken önlemleri maliyeti 6.6 milyar dolar.
Bundan 13 sene önce, dünya genelinde 687 şirketin CEO’ları Consumer Goods Forum”- Tüketici Ürünleri Forum’unu oluşturdular ve 2020 yılına kadar ormansızlaşmayı durduracak adımlar atacaklarına dair taahhütlerde bulundular. 2023 yılındayız ve ormansızlaşmanın son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını görüyoruz.
Karbon Saydamlık Projesi (CDP) tarafından yayınlanan “The Collective Effort To End Deforestation”- Ormansızlaşmayı Durduracak Kolektif Çaba isimli rapor, 13 yıl önce yüzlerce şirketin taahhütte bulunmasına rağmen, sadece dört şirketin taahhüdünü gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu şirketler; L’Oréal, Mars, Tetra Pak ve Essity. Raporun yazarları bu 4 şirketin taahhütlerini yerine getirmekte başarılı olduklarını söylerken, başarılı olmanın aslında çok da zor olmadığına vurgu yapıyorlar. “Üretim süreçlerinde ormansızlaşmayı engelleyecek sertifikasyon şemaları belirlemek ve tedarikçilerine kağıt veya kakao üretirken ormansızlaşmaya neden olmamaları gerektiğini söylemek yeterliydi” diyorlar.