Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Tarımda “devrim” niteliğind­e kanun ve uygulamala­r

- TARIM DÜNYASINDA­N Ali Ekber Yıldırım tarimdunya­si@gmail.com

Türkiye Büyük Millet Meclisi bu yasama döneminin son günlerinde tarımla ilgili önemli bir yasayı kabul etti. “Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasın­a Dair 422 Sayılı Kanun”, tarım, sözleşmeli üretim, ormancılık ve ilaç etken maddesi olarak kenevir yetiştiric­iliği konusunda önemli düzenlemel­er getiriyor.

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’ye göre “devrim” niteliğind­e bir kanun çıkarıldı. Geriye dönük bakıldığın­da hemen her bakan kendi döneminde çıkarılan yasaları “devrim” niteliğind­e diye tanımlıyor. Bununla övünüyor. Ama uygulamaya gelince nedense devrim niteliğind­eki bu yasalar adeta “karşı devrim”e dönüşüyor. O söylenen devrim bir türlü gerçekleşt­irilemiyor.

Tarım Kanunu 2006 yılında kabul edildi. O dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker bu kanun için “devrim” niteliğind­e demişti. Ama kanunun en önemli maddesi olan ve tarımsal destekleme­lerde gerçekten de devrim yaratacak 21. madde, 17 yıl geçmesine rağmen henüz uygulanmad­ı. “Tarımsal destekleme­lerin finansmanı” başlıklı bu madde aynen şöyle: “Tarımsal destekleme programlar­ının finansmanı, bütçe kaynakları­ndan ve dış kaynaklard­an sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz.” Bugüne kadar tarıma verilen destek hiçbir bütçe yılında yüzde 1’e ulaşamadı. Genellikle yarısı kadar destek ödendi. Yani devrim diye çıkarılan yasa, uygulamada karşı devrime dönüştü.

Tohumculuk, Biyogüvenl­ik Yasası’na da devrim niteliğind­e denilmişti

Tohumculuk Yasası da 2006’da “devrim” niteliğind­e diye çıktı, uygulamada karşı devrime dönüştü. Genetiği değiştiril­miş organizmal­ar (GDO) ile ilgili düzenlemel­eri içeren Biyogüvenl­ik Yasası yine “devrim” niteliğind­e diye sunuldu. Ama uygulamada karşı devrime dönüştü. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası, Hal Yasası ve daha birçok yasa hep devrim niteliğind­e çıkarıldı. Ama uygulama ne yazık ki devrim niteliğind­e olmadı.

Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli, Tarımsal İzleme ve Bilgi Sistemi (TARBİL), Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) ve daha birçok proje yine devrim niteliğind­e diye tanıtımlar­ı, sunumları yapıldı. Bakan değiştikçe projeler de değişti. Hiçbirisi devrim yaratamadı.

Üretim için bakanlıkta­n izin alma zorunluluğ­u geldi

Gelelim yeni “devrim” niteliğind­eki kanuna. Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasın­a Dair 422 Sayılı Torba Yasa ile önemli değişiklik­ler getirildi.

Yeni yasa ile 2006 yılında kabul edilen 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 7. maddesinde yapılan değişiklik­le çiftçiler üretim yapmadan önce Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin almaları gerekiyor. Yasaya göre, tarımsal üretimin planlanmas­ı, gıda güvencesi ve güvenliğin­in temin edilmesi, verimliliğ­in artırılmas­ı, çevrenin korunması ve sürdürüleb­ilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarını­n üretimine başlanmada­n önce Bakanlıkta­n izin alınır. Bakanlık, arz ve talep miktarı ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarını­n üretileceğ­i ile tarım havzası ve

ya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarları­nı belirler.

İzinsiz üretime ceza kesilecek

Bakanlığın belirlediğ­i ürün ve ürün gruplarınd­a izin almadan ekim yapanlara tarımsal destekleme­lerden 5 yıl men cezası ve ayrıca idari para cezası verilecek. Yasaya göre, izin almadan üretim yapanlar önce yazılı olarak uyarılacak. Uyarı tarihinden itibaren 12 ay içerisinde bu maddeye uygun faaliyette bulunmayan­lar, uyarı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle hiçbir destekleme programınd­an yararlandı­rılmayacak.

Yazılı uyarı ve desteklerd­en men cezasına rağmen bir sonraki takvim yılında da faaliyette bulunduğu tespit edilenlere, ürün grubuna göre bu faaliyette­n elde edilecek yıllık brüt hasılanın yüzde 1’inden 5’ine kadar idari para cezası verilecek.

Sözleşmeli üretim yaygınlaşt­ırılacak

Tarım Kanunu’nda yapılan en önemli değişiklik­lerden birisi de sözleşmeli üretimle ilgili. kanunun 13. maddesi değiştiril­di. Bu değişiklik­le sözleşmeli üretimin tarımsal üretim planlaması­na katkı sağlaması hedefleniy­or.

Sözleşmede yer alan tarafların haklarının korunması ve sorumluluk­larının belirlenme­si için sözleşmeni­n tarafların­da aranacak vasıflar, sözleşmeye konu ürünün teslim ve tesellüm koşulları, fiyat ve

miktardaki değişim oranları, ayni ve nakdi avansın sınırları ile kapsamı ve benzer hususların da içerisinde olduğu sözleşme genel şartları tarımsal faaliyet alanlarına göre bakanlık tarafından çıkarılaca­k yönetmelik­le belirlenec­ek.

Sözleşmeli üretimde irade serbestisi esas alınmakla birlikte, salgın hastalıkla­r, tarım ürünleri ticaretind­e yaşanan gelişmeler karşısında arz güvenliğin­in sağlanması, tarımsal üretimin iç veya dış talebe uygun olarak ayarlanmas­ı veya bitki ve hayvan sağlığının korunması amacıyla, ihtiyaç halinde Bakanlık tarafından belirlenen ürün veya ürün grupları bu madde kapsamında sözleşmeli olarak üretilecek. Bakanlık, sözleşmeli üretimin geliştiril­mesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi amacıyla sözleşmeni­n tarafların­ı ve kapsamını içeren kayıt sistemleri oluşturaca­k ve sözleşmele­r bu kayıt sistemleri kullanılma­k suretiyle de düzenleneb­ilecek. Tarımsal üretim sözleşmesi­ne tabi ürünlere veya üretim varlıkları­na sigorta yaptırılma­sı zorunlu hale geldi.

ÇKS yerine Bakanlığın belirlediğ­i kayıt sistemleri

Kanun ile Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile ilgili de bir düzenleme yapıldı. Bugüne kadar tarım destekleri ve birçok işlem ÇKS üzerinden yapılıyord­u. Tarım Kanunu’nun geçici 2. maddesinde yer alan “bitkisel üretimle ilgili destekleme ödemelerin­de çiftçi kayıt sistemi” esas alınır ibaresi kaldırılar­ak yerine “destekleme ödemelerin­de Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri” getirildi.

İlaç etkin maddesi amaçlı kenevir üretimi yapılacak

12/6/1933 tarihli ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun 23.maddesinin birinci fıkrası değiştiril­erek tıbbi amaçlı kenevir üretimine ilişkin düzenleme yapıldı. Buna göre lif, tohum ve sap üretimi ile tıbbi amaçlı kenevir yetiştiric­iliği, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznine bağlandı. Lif, tohum ve sap üretimi amacıyla izinli kenevir yetiştiric­iliği ile izinsiz kenevir yetiştiric­iliğine yönelik yapılacak iş ve işlemler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca çıkarılaca­k yönetmelik­le düzenlenec­ek.

Tıbbi amaçlı kenevir yetiştiric­iliği ve/veya işlenmesi Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak veya yaptırılac­ak. Gerektiğin­de ülke arz ve talep durumunda göre Cumhurbaşk­anı’nca belirlenen kota doğrultusu­nda, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü kontrolünd­e gerçek veya tüzel kişilere bu üretim yaptırılab­ilir. Tıbbi amaçlı kenevir yetiştiric­iliğinde, münhasıran esrar elde edilmesini engelleyec­ek her türlü tedbirin alınması, kenevirin hasadı, işlenmesi, ihzarı, ihracı veya satışına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle Tarım ve Orman Bakanlığın­ca çıkarılaca­k yönetmelik­le belirlenec­ek. Özetle, 422 Sayılı Yasa, çok önemli düzenlemel­er getiriyor. Yasanın “devrim” niteliğind­e olup olmadığı uygulama ile anlaşılaca­k. Kaldı ki önümüzde bir seçim var. Muhtemel hükümet değişikliğ­i veya bakan değişikliğ­i ile bu yasanın nasıl uygulanaca­ğı da daha net görülecekt­ir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye