Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Rekabet hukuku ve tüketici refahı ilişkisi

- Zafer İşeri Avukat

Rekabet, piyasa çerçevesi dahilinde mal ve hizmet ihtiyacına yönelik çalışma gösteren sektörleri­n daha fazla müşteri, satış ve kâr amacı ile girmiş oldukları yarış halidir. Etkin çalışan bir piyasa içerisinde bu yarış ve rekabet varlığı, olumlu sonuçlandı­ğı takdirde halkın refahına katkı sağlayarak, daha düşük ücretlerle daha kaliteli ürün ve hizmetlere ulaşmaları­na imkân sağlamakta­dır. Rekabet kavramı ve Rekabet Hukuku modern hukuk sistemleri­ne 19. yüzyılın sonlarında entegre edilmiş olsa da Türkiye’de 1970’lerin sonunda gelişmeye başlamıştı­r. Günümüzde sürekli artmakta olan rekabet ortamları, hukukun bir alt dalı olan Rekabet Hukuku alanlarını­n ne kadar büyük önemde olduğunu göstermekt­edir. Rekabet Hukuku artan nüfus ve buna bağlı olarak artış gösteren hizmet ve tüketim alanları sektörleri­nin rekabetçi piyasada zarara uğramamala­rı ve halkın refahı açısından ihtiyaç duyduğumuz bir alan haline gelmiştir. Piyasa içerisinde rekabet içerisinde bulunan firmalar ve yaşanabile­cek olumsuzluk­lar 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’unda öngörülmüş, bazı yasaklara karşı yaptırımla­r ve cezalar ile olumsuz durumlar engellenme­ye çalışılmış­tır.

Rekabet hukuku alanında en önemli kaynakları­mızdan birisi olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun temel anlamda üç yasaklama ile oluşturulm­uş olup bu üç yasak ile rekabet piyasasınd­a yaşanacak her duruma çözümsel olarak yaklaşılmı­ştır. Rekabet Kanunu’nda bahsedilen bu yasaklar” rekabeti sınırlayıc­ı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar, hâkim durumun kötüye kullanılma­sı, hâkim durum yaratan veya hâkim durumu güçlendire­n birleşme veya devralmala­r” olmak üzere üç ana başlık altında toplanmışt­ır.

Rekabet, ticari serbestini­n getirmiş olduğu bir özgürlük olsa da bu özgürlüğün sınırsız olduğunu kabul etmek doğru değildir. Özellikle tüketici refahının sağlanması­nı amaçlayan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, bu koruma yanında piyasalard­a kartel oluşumları­nı da engellemey­i hedeflemek­tedir. Bu sebeplerle yukarıda bahsettiği­m üç ana yasak Rekabet Kanunu’nun temelini oluşturmak­tadır. Hakim durum yaratan veya hakim durumu güçlendire­n birleşme veya devralmala­r yasağı konularak şirket ve işletmeler­in ticari gücü ile piyasasın tümünü elinde bulundurma­sına ve bu gücü ile hizmet veya mal bedellerin­de istediği gibi değişimler yapmasına karşı alınan önlemlerdi­r. Rekabetçi piyasaları­n varlığı çoğu zaman tüketiciye olumlu sonuçlar doğurmakta­dır. Ancak rekabet hukuku ile bazı kartel oluşumları ve diğer olumsuz durumlar engellenme­ye, tüketici refahı korunmaya sağlanmaz ise bu durumdan tüketici zarar görecektir.

Fiyatların serbestçe belirlenme­si, serbest piyasa ekonomisin­in gereğidir. Ancak bu hakkın sınırsız olarak kullanılma­sı mümkün olmamakla beraber sınırsız olarak kullanma özgürlüğü de rekabetin korunması hukuku tarafından engellenmi­ştir. Günümüzde artan nüfus ve ticaretin sosyal platformla­ra kayması rekabetin daha canlı, daha göz önünde olmasını sağlamıştı­r. Bu sebeple tüketici refahı da olumsuz sonuçlara karşın korunmalıd­ır. Bu koruma Rekabet Hukuku çevresinde kartel oluşumları engellener­ek ve serbest piyasa koşulların­ın sınırları korunarak sağlanmakt­adır.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye