İkinci yarıda daha iyi bir iş ve yatırım ortamı bekliyoruz
ESKİŞEHİR OSB BAŞKANI NADİR KÜPELİ:
2024’te dezenflasyon programının devam etmesi olumlu bir iş ve yatırım ortamı sağlayabilir. Ancak, kredi koşullarında ve maliyetlerinde yaşanan artışın, firmaların işletme sermayesi temininde, en önemlisi de yeni yatırımlar için gerekli olan finansmanın imkânının azalacağı görülmekte. Yerel seçimlerin ardından, ekonomide atılacak yeni adımlarla 2024 yılının kalan döneminin daha pozitif yönde ve ekonomik göstergelerin olumlu yönde iyileşmeye başlayacağını öngörmekteyiz. Bu yılın iş ve yatırım ortamının enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonominin istikrar kazanmasıyla birlikte daha olumlu bir seyir izleyeceğini düşünmekteyiz.
Görünen o ki, 2024 yılının ana teması büyüme olacak gibi duruyor. Bunun yanından 2024 yılında ekonomik büyüme tarafında ekonomi yönetiminin de önceliklendirdiği şekilde teknoloji ve stratejik olarak belirlenen belirli sektörlerin ön plana çıkacağı bir dönem olmaya devam edecek. Faizlerin yükselmesiyle yılın ilk yarısının biraz daha durgun geçebileceğini; ancak 2024 yılının ikinci yarısından itibaren hem yurt dışında faiz indirimleri hem de yurt içinde ekim ayında gerçekleşebilecek faiz indirimlerine yönelik beklentilerle kademeli şekilde iktisadi aktivitenin hızlanacağını ve büyümede artış trendine girileceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda, 2024 yılı için ekonomik büyüme rakamlarının yüzde 4-4,5 aralığında olmasını bekliyoruz. 2025 yılı için ise ekonomideki 2024 yılının ikinci yarısından itibaren görülmesini beklediğimiz hızlı büyümenin devamıyla birlikte yıl genelinde yüzde 4,5 ile 5 arasında bir büyüme tahmin ediyoruz.
Son günlerde Türkiye’de birçok şirket konkordato başvurusu yapmış veya mali sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını açıklamıştır. Bu durumun nedenleri arasında yüksek borçluluk oranları, finansal zorluklar ve ekonomik dalgalanmalar yer almaktadır. Son dönemdeki finansman maliyetlerinin yüksekliği, kur hareketliliğinin şirketler tarafından iyi yönetilememesi ve doğru zamanda alınmayan kararlar ne yazık ki kritik durumda olan şirketleri daha derinden etkileyecektir. Bu yüzden işletme yönetimlerinin modern yönetim tekniklerini etkin uygulaması ve profesyonel kadrolarla çalışıp, danışmanlık hizmetlerinden yararlanması bu tür olayların yaşanmasına engel olacaktır.
Kredi koşulları konusunda önerim, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını daha fazla indirerek bankalara daha ucuz kredi sağlama imkânı tanıması olacaktır. Bu, işletmelerin maliyetlerini azaltacak ve yatırımlarını artırarak ekonomik büyümeye katkıda bulunabilecekleri anlamına gelir. Destek ve teşviklerle ilgili talebim ise, küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik vergi indirimleri, teşvikler ve hibe programları gibi kolaylık sağlayacak önlemlerdir. Bu işletmeler genellikle ekonominin temel taşlarıdır ve onların güçlenmesi ve büyümesi hem istihdamı artırırken hem de ekonomik aktiviteyi destekleyecektir. Ayrıca, enflasyonu kontrol altında tutmak için arz-talep dengesini iyileştirmenin önemine inanıyorum.
2024 yılı için OVP’de belirlenen enflasyon ve büyüme hedeflerini iyimser bulmakla birlikte bu hedeflere giden süreci kısaltmak yine bizim elimizde. Enflasyonla mücadeledeki başarı sadece enflasyonun düşmesiyle değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve işsizlik oranının azalmasıyla da ölçülmeli. Tüm açıklamalar sonucunda ülkemizde 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 45 düzeyinde olmasını, dolar kurunun 38-40 TL civarında gerçekleşmesini, Euro kurunun 40-42 TL arasında olmasını ve büyümenin yüzde 4-4,5 arasında gerçekleşeceğini düşünüyoruz.