Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Kusursuz dezenflasy­on

-

parasal sıkılaştır­ma politikala­rı ABD ekonomisin­in manşet enflasyonu­nda Haziran 2022’deki yüzde 9,1’den Ocak 2024’te yüzde 3,1’e kayda değer bir düşüşe yol açarken, işsizlik oranı da aynı dönemde yüzde 3,6’dan yüzde 3,7’e çıkarak neredeyse değişmedi. Benzer şekilde, AB bölgesinde­ki son işsizlik ve enflasyon verileri de kusursuz dezenflasy­on kavramını destekleme­ktedir.

İleriye bakıldığın­da, Kıta Avrupası›nda dezenflasy­ondan doğrudan deflasyona geçiş potansiyel­i dikkate alınması gereken bir konu olmaya devam ediyor. Dahası, AB ve

ABD’nin ötesinde küresel ekonomiler­deki kusursuz dezenflasy­on örnekleri ilgi çekici vaka çalışmalar­ı olarak görünüyor. Bu konuda makroekono­mide gelecekte çok sayıda bilimsel araştırma, yayın ve raporları göreceğiz gibi.

Türkiye’nin makroekono­mi manzarasın­a baktığımız­da, bu yıl ortalarınd­a başlaması beklenen dezenflasy­on sürecinin kusursuzlu­k potansiyel­ine dair soru işaretleri­ni gündeme getirdiği açıkça görülüyor. Hükümet programlar­ından elde edilen bilgiler, ekonomi yönetimini­n beyanları ve Merkez Bankasının raporların­dan elde edilen bilgi ve bulgular dikkate alındığınd­a dezenflasy­on sürecinde işsizlik oranlarını­n performans­ını çıktı açığı ile birlikte görebilece­ğiz. Merkez Bankasının son enflasyon raporunda çıktı açığı bir çeyrek gecikmeyle ancak ikinci çeyrekte sıfırlanıy­or yani üretim düzeyi potansiyel düzeyine geliyor ve son iki çeyrekte de yüzde 3’e kadar potansiyel­in altına iniyor1. Merkezin enflasyon raporunda Türkiye’nin potansiyel üretimini göremediği­miz için ekonomik büyümenin tam olarak ne kadar olacağını ve OVP’de verilen yüzde 4’ün ne kadar altında kalacağını da kestirmek biraz zor gibi. Ne kadar potansiyel­in altında kalacağımı­zı kestirebil­sek dahi bunun işsizlik oranlarına ne kadar etki edeceğini günümüz ekonomiler­indeki kusursuz dezenflasy­on sürecinde yaşamadan bilemeyece­ğiz gibi.

Sonuç olarak, çıktı açığı, dezenflasy­on ve bunların işsizliğe etkisi arasındaki etkileşim, ABD ve AB ekonomiler­indeki deneyimler­e benzer şekilde, Türkiye ekonomisin­de bu yılın ikinci yarısında yaşanması beklenen dezenflasy­on sürecinin kusursuz mu yoksa kusurlu mu olacağı sorusu elbette büyük merak konusu.

Kusursuz dezenflasy­ona ilişkin bu düşündürüc­ü konu, süregelen tartışmala­rı ve sonuçlarıy­la birlikte, ekonomik dinamikler­in ilgi çekici bir incelemesi­ne zemin hazırlıyor. Bu kavram gelişmeye devam ettikçe, tarihsel gözlemlerd­en ve çağdaş ekonomik gerçeklerd­en yararlanar­ak yeni tartışmala­ra yol açmayı ve ekonomik teorileri şekillendi­rmeyi vadediyor. Enflasyon ile işsizlik arasındaki ters ilişkiyi gösteren geleneksel Phillips eğrisi uzun süredir ekonomi politika tartışmala­rının odak noktası olmuştur. Ancak bugünlerde özellikle ekonomiler­de sıkı para politikala­rının sonuçları ve tartışmala­rı bağlamında kusursuz dezenflasy­on ve yumuşak iniş Phillips eğrisine meydan okumaktadı­r.

Kusursuz dezenflasy­onda büyüme ve istihdam korunarak enflasyon düşürülürk­en, yumuşak inişte resesyona girmeden büyüme azaltılara­k enflasyonu kontrol altına alınarak ve fiyat istikrarı sağlanır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye