TCMB’nin kararlı duruşu Merkez
Bankasının son para politikası toplantısında aldığı karar piyasaların beklentisi dahilinde gerçekleşti. TCMB’nin politika faizi olan bir haftalık repo faizini %50 seviyesinde sabit tuttu. Kararın ardında yatan temel gerekçe, mart ayında yapılan parasal sıkılaştırma adımlarının finansal koşulları önemli ölçüde sıkılaştırmış olması. Bu adımların ekonomi üzerindeki gecikmeli etkileri gözlenecek.
Karar metninde TCMB, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemekte. Bu, bankanın enflasyonist baskılar karşısında temkinli olduğunu ve gerektiğinde müdahale edebileceğinin sinyalini veriyor. Mart ayında gerçekleşen aylık enflasyonun, zayıflamaya rağmen beklentilerin üzerinde gerçekleşmesine yol açan yurt içi ve yurt dışı gelişmeleri yakından takip ediyor.
Enflasyonla mücadelede, hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları gibi unsurlar, enflasyonist baskıların canlı kalmasına sebep oluyor. TCMB’nin bu faktörleri yakından izlediği ve enflasyon beklentileri ile fiyatlama davranışlarının öngörülerle uyumunu sürekli gözlemlediği bir gerçek. Bu durum, Merkez Bankası’nın ekonomik göstergelere karşı oldukça duyarlı bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.
Yapılan açıklamada, Türk lirasının reel değer kazanmasının ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceğine ve dezenflasyon sürecinin
2024 yılının ikinci yarısında başlayacağına işaret edildi.
Bu, önceki beyanatlarda da vurgulanan bir noktaydı; TCMB’nin ileriye dönük beklentilerinde yılın ikinci yarısına işaret ediyor. Bunun ana gerekçesi ise baz etkisi. Geçmiş dönemdeki yüksek enflasyon verilerinin, geçen sürede enflasyon hesaplamasından çıkarılması yıllık enflasyon oranının düşmesine yol açıyor. Bu noktada yılın ikinci yarısında düşecek olan enflasyonun devamında da gerileyebilmesi enflasyonla mücadelede asıl başarı olacaktır.