Yarış CFM-BAYK Kış Trofesi
Fırtına baskısı sonrasında(n)
Tüm hazırlıklar yapılmıştı besbelli. Cuma akşamı trofenin konaklama sponsorlarından birinde, gece yarısı marinada bağlı teknelerin direklerinden çıkan uğultuyla uyandım. Bu ses gün doğumundan sonra ikinci ayak ilk gününde yarış yapılamayacağının da işaretiydi. Sabah 16 dakika süren brifingin ardından rüzgârın durumunu anlatan ilk görüntü düştü ekranlara. Rüzgârın gücü 57,5 knot’tı. Bugünü beklemekle geçirecektik. İşte rüzgârın hızının tek gündem maddesi olduğu tarihte; İstanbul Boğazı’ndan (tespitlere göre) 110 bin ‘yelkovan kuşu’ geçmişti. Önemli bir su yolu olduğu kadar kuşlar için de önemli bir göç yoluydu Boğaziçi. Pekiyi; Bodrum’da ben ne yapacaktım? Komitenin yapmadığı bir işi tabii. Saha (!) araştırması yaptım. Kıyı yolundan; Bitez, Aktur, Aspat, Karaincir, Akyarlar ve Hüseyin Burnu Feneri’nde son bulan… Karayolu rotasında gördüm ki birçok şilep ve tanker kıyıya yakın yerlerde saçak altına sığınıp demirlemiş. Bodrum’un tepelerinden moloz yığınları arasından onların güvende (!) oluşlarını fotoğrafladım. Hüseyin Burnu deniz feneri kumsalında kıyıya vuran (310330˚’den) dalgaların rüzgârdan kırılan dalga tepeleriyle fırtınanın anlatımını belgelemekti amacım. Güzel bir çalışma ile yarışsız geçen günü böyle noktaladım.
“Bugün artık yarış olur” diyordu herkes
Rüzgârın yönünde değişiklik yoktu ama şiddetinde azalma vardı. Erken başladı ikinci gün hazırlıklar. IRC A’lar 16 millik B-13 rotasını, IRC B ve destek ise B-11 no’lu rotanın değiştirilmiş halini koşacaktı. 48 kayıt görünen ikinci
ayak CFM-BAYK Kış Trofesi filosunda dört ayrı start yaşandı. 5 ve 4 dakika işaretlerini sözlü olarak VHF 72’den duyduk ama son 1 dakika ve start duyulmadı! Yarıştan sonra öğrendik ki yeni bir uygulamaya geçilmiş! Büyükçe bir kornadan çıkan ses (seda) ile verilmiş startlar. Şimdi esas olan bayraklardır diyecek bilirkişiler(!) Biliyoruz da, yarım millik start hattında 10–12 ortalama sayı ile start alan tekneler geniş hatta yayılırsa ve şamandırayı avantajlı gören tekne, yüksek arması nedeniyle komite botunu avantajlı görenlerin bayrakları kapatmasıyla iyi ve güzel start alabilir mi? Sonra basın teknesi mesela. İstediği kadar güzel yerde dursun ilk kez eli boş döndü tüm startlardan. Bodrum yarışlarının o güzelim startları duyulamayan bir kornaya kurban gitti anlayacağınız. Yarışı anlatacak bir şey yok. Kim, ben anlattım, yazdım, fotoğrafladım derse yalan olur. Evet fotoğrafladık. Yine geceli gündüzlü çalışan ve kendi ifadesiyle salt bu yarışa yetiştirebilmek için 15 gün önceden teknesinin refit işini sonlandıran Elele Ii’nin kaptanı Halil Bey’in sert havada motorla tekneyi her kafadan çıkan ayrı talepler karşısında güzel yerde ve açıda tutma gayreti olmasa bu kez gerçekten yarış rotasının dışında olduğumuz yerden de eli boş dönecektik dergilerimize. Teşekkürler, Halil Kaptan en azından benim ve dergim Naviga’nın sana bir teşekkürü var. Sayende birkaç satır da olsa çıktı yarış notlarım ve fotoğraflarım.
Yine apaz, yine apaz, yine apaz
Benim memnun olmam veya olmamam önemli değil. Yarış sonrası ekipler zaman derecelerini görünce çoğunluk olarak sessiz kaldı. İskorpit yelken yırttığı için yarışı terk etti. Apaz apaz gidip dönmekten neredeyse şikayet eden yoktu. Oysa bu yarışa büyük fedakârlık ve hazırlıklarla gelen yeni tekneler ve ekipler vardı. Onlardan bir tanesi de A35 Leader teknesiydi. Aslında takım adı Seacret Sailing Team’di. Kiralık olan Leader teknesinde yarışanların çoğu gençti. Ekibin diğer yarıştığı yer İstanbul ve sınıf ise sportsboat kategorisinde yer alan J80 idi. Bu arada J80 demişken hafıza koridorumda ilk ayakta yayın dışı bıraktığım notlarıma gittim. Kış Trofesi’nin önemini Boreas’ta (Farr 40) yarışan Orhan Tüker belirtmişti bana. J80 Dünya Şampiyonası başhakemliği teklif edildiğinde Bodrum yarışı ile çakıştığını ve tercih hakkını Kış Trofesi’nden yana kullandığını söylemişti. Düşünün artık nelerden vazgeçiliyor. ‘Leader’ ekibine tekrar dönecek olursak, ekibe tecrübeleriyle Ahmet Edipoğlu ve Onur Erardağ destek oluyor. İşte, değişik ve sevimli bir tarzda gövde giydirmesi yaptıran bu ekip trofenin ikinci ayak ikinci gün yarışında objektifime yakalanmasa da (ilk ayakta direk tepesinde onarım yaparken çekmiştim) üçüncü ayakta ve sonrasında bu ekibi özellikle çalışacağım. Ortalarda görünmeseler bile tekne ve takım isimleri ilgilenmeye değer. Gelelim Farr 40’lar arasında gözden kaçırılmaması gereken rekabete. Onları bu kez birbirlerine yakın finiş hattına yakın millerde Kurt Burnu Kayalıkları’na teğet geçerken görüntüledim. Ayrıca IRC A3’te yer alan tüm tekneleri. Trofe burada şekillenecek abartısız.
İki ayakta ilan edilmiş rotalar içinde sadece ikinci ayak ikinci gün tek yarışla noktalanan CFM-BAYK Kış Trofesi 2016 yarışlarının bundan sonra gerek parkur gerekse alternatifi bol(!) rotalarda yüksek heyecan içinde koşulması bekleniyor. Fırtına baskısı sonrasında gerçekleşen tek yarışta notlarıma sığan bunlar oldu. Fotoğrafların az da olsa birşeyler anlatacağını umuyorum. Sonuçları ise her zaman olduğu gibi en doğru şekilde www.bayk.org adresinde bulabilirsiniz.