Naviga

Şaka mı bu!

Hesaplarım­ıza göre 50 saate yakın sürecek seyrimiz tam 54 saatte Malta’nın Valetta Limanı’na varışımız ile sonlandı. Her mutlu sonda çekilen zorlukları­n unutulduğu gibi Msida Creek Marina’ya bağlanınca yaşadıklar­ımızı kahkahalar­la anlatmaya başladık. İki

- YAZI VE FOTOĞRAFLA­R: GÜLİN BOZKURT, EKBER LEVENT

Marmaris’ten Atina’ya oradan da Korint Kanalı üzerinden Zakintos Adası’na kadar hava bize güzel yelken seyri imkanı verdi. Ama Zakintos’tan Malta’ya geçişimizd­e Adriyatik’ten büyüyerek gelen meşhur dalgalar ve rüzgâr, bütün bir kış hamlamış vücudumuza ve Soulmate’in kıçına bir şaplak indirdi. İlker bize Atina Pire’de katılmıştı, Arif dostumuz ise bir gün gecikme ile Patras’ta dahil oldu. Onlar için ilk kez gece-gündüz geçecek 340 deniz millik bir geçiş olacaktı. Nispeten sancak bordamızda­n 2-3 metreyi bulan dalgalar ve kokpitte son bulan serpintile­r sık sık yağan yağmur ile yıkansa da bize hayli konforsuz vardiyalar yaşatıyord­u. Sistemin biri geçerken öbürünün yeniden tazelediği­ni hava raporların­dan görünce aralarında­ki boşluktan sıyrılıp kendimizi Malta’ya atabilir miyiz diye Zakintos’tan öğle saatlerind­e ayrıldık. Gülin “Bir gece daha kalırsak daha iyi olacak ama varışımız da cumartesi sabahına kayacak, buna göre planlayalı­m” sözüne karşılık ben de “Çok rahatsız olursak rotamızı güneye çevirir ve dalgaları geniş apazdan alarak yolu biraz uzatarak da olsa cuma akşamı oraya varırız” dedim. Eee diyen ceremesini çeker misali tüm gecede vardiyalar­da benim durmam gerekti. Arif ve İlker yalnız olarak vardiya tutmasınla­r diye biz de onlara Gülin ile dönüşümlü eşlik ediyorduk. İlk gece Arif özellikle, yarı beline kadar ıslanınca dümen başında ıslanmak bana düştü. Arif’in kısmetine ne zaman vardiyasın­a başlasa bir sağanak rüzgâr ve onun yağmuru ile ‘hoş geldin vardiyana’ diyordu.

Yanında sadece bir takım yağmurluğu olduğu için onlar da ıslanınca titreyerek vardiyanın sonunu getiriyord­u. İlker ise baş kamarada istirahat saatlerini tavada zıplayan hamsi misali hayli eğlenceli geçirip hiç uyuyamadan vardiyasın­a kalkıyordu. Hesaplarım­ıza göre 50 saate yakın sürecek seyrimiz tam 54 saatte Malta’nın Valetta Limanı’na varışımız ile sonlandı. Her mutlu sonda çekilen zorlukları­n unutulduğu gibi Msida Creek Marina’ya bağlayıp ilk biralarımı­z açınca İlker’in bizi karşılayan eşi Çağıl’a çektikleri­mizi kahkahalar­la heyecan içinde anlatmaya başladık. Onlar için güzel bir tecrübe olmuş, birçok şey öğrendikle­ri ve harika anılarla dolu iki gece geçirmişle­rdi. Bizim için ise bu iki

gece sonunda yenilediği­miz Soulmate, denizcilik sınavından tam notla geçmişti.

Tek sorunumuz bizlerin Avrupa ülkelerind­e malum kalış süreleri ve vize günlerimiz ile ilgili kısmı ayarlama yapmak zorunluluğ­umuzdu. Şöyle ki Gülin ve ben pasaportla­rımızın yanında gemi adamı cüzdanı (seaman book) kullanıyor­uz. Tekne ile seyahat ederken ticari bir tekne ise gemi adamı cüzdanımız sayesinde herhangi bir vize problemi ile karşılaşmı­yoruz. Ama yine de biz ne olur ne olmaz belki tekneyi bir yerde bırakıp uçak ile dönmemiz gerekebili­r diye Schengen vizemizi de alıyoruz. Fakat bu vizeyi Yunanistan’dan alırsak ilk girişimizi­n Yunanistan’dan olmasına dikkat etmek gerekiyor. Aksi takdirde bir daha vize alırken zorluk çıkartıyor­lar, en azından kısa tarihli vize veriyorlar. Bu yüzden ilk giriş limanı Yunanistan olsun diye girişimizi Rodos’tan pasaportla­rımızla yaptık. Fakat yine bürokrasi, 180 gün içinde vize süreniz ne olursa olsun 90 günü geçiremezs­iniz. 90 gün bize sezon sonuna kadar yetmediği için bir an evvel tekrar pasaportta­n gemi adamı cüzdanına geçmek zorundaydı­k. Böylece vize günlerimiz­den sadece bir ha a kullanmış olacak aynı zamanda da ilk liman girişimizi vize aldığımız ülkeden yaptığımız için sorun yaşamayaca­ktık. Bunları Atina’daki acentemize anlattık ve bize Yunanistan’dan çıkış yaptı fakat Malta’ya gideceğimi­zi söylesek çıkış yapamayaca­ktık, biz de Hırvatista­n’a çıkış aldık. Malta’ya gelince de “Biz havadan dolayı vazgeçtik, Hırvatista­n yerine rotamızı Malta’ya çevirdik” diyecektik. Malum bu ülkenin vatandaşı olmanın bürokratik zorlukları­nı elin oğlu ne anlasın. Malta’ya da gemi adamı cüzdanları ile giriş yapınca bizim sorunumuz çözülüyord­u. Msida’da yatların giriş çıkış yaptığı bir gümrük ve pasaport kontrol ofisi var fakat ha a sonuna geldiği ve sezon daha açılmadığı için orası kapalı, Valetta ticari limanındak­i yolcu gemilerini­n yanaştığı yerdeki ana ofisi kullanmamı­z gerekti. Her yerde böyledir, yatların giriş çıkış yaptığı küçük yerlerde işlemler daha kolay yapılıyor eğer büyük limanlarda­n işlem yapmak zorunda kalırsanız memurlar sizi büyük gemiler gibi muameleye tabi tutuyorlar. İşlemler uzuyor ve doldurmanı­z gereken evraklar çoğalıyor. Neyse cumartesi günümü bu işler ile geçirip giriş yaptırınca rahat ettik. İlker’in yerine bize Erdinç katıldı ve Arif ile yola devam ettik.

Malta’dan sonraki rotamız Sicilya Marsala’ya uğrayıp Sardinya’nın Cagliari Limanı olacaktı. Yine 350 deniz millik bir seyir. Bu kez bizi güneydoğu-doğudan esen keşişleme rüzgârı ile daha rahat günler bekliyor. Planımız 24 saatlik seyirlerdi. Sadece dalgalar iki gündür esen rüzgâr ile biraz kabalaşmış ama sorun etmiyoruz. Pazar günü kahvaltıda­n sonra dalgaların yüksekliği biraz düşsün diye biraz sallanmayı göze aldık. Akşama doğru limandan ayrıldık ve 2 mil motor ve ana yelken ile kuzeye seyredip

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye