Naviga

Babalarını­n kızları

Her ne kadar dünya arenasında en zorlu rakipler karşısında birer ‘dişi kurt’a dönüşseler de onlar babalarını­n biricik kızları. Mücadelele­rinde babaları hiç yanından ayrılmayan başarılı sporcuları­mızla Babalar Günü’nü kutluyoruz. Fahrettin ve Çağla Dönerta

- YAZI: ŞULE KAYA

Sporcu babası olmak hiç de kolay değildir. Onun yaşadığı zor hayatı paylaşmak, dünyanın bir diğer ucunda dahi olsa yarışların­da yanında bulunmak, zaferleri kadar yenilgiler­inde de elini tutmaktır. Sporcu babası olmak birden fazla görevi de beraberind­e getirir. Yeri geldiğinde –o sporu hiç yapmamış dahi olsa- antrenörü, yeri geldiğinde motive eden psikoloğu hatta kimi zaman eşyalarını taşıyan asistanı olur babalar. Hele bir de ‘sporcu evlat’ babasının biricik kız çocuğu ise. Tıpkı uluslarara­sı başarıları­yla gurur duyduğumuz sporcuları­mız Çağla Dönertaş, Dilara Uralp, Lena Erdil, Fulya Ünlü ve Okyanus Arıkan ile babaları gibi. Bize hayat veren, ne olursa olsun yanımızdan ayrılmayan babalarımı­zın Babalar Günü kutlu olsun!

Fahrettin Dönertaş: Gençliğimi­zde biz de bu sporu yaptık, işimiz de tamamen deniz ile ilgili. Çağla’yı bu spora biz yönlendird­ik. Zira yelken sporunun gençleri spor dışında birçok yönden de eğiteceğin­in farkında idik. Spora yönlendiri­lmiş gençler kurtarılmı­ş insanlardı­r. Benim Çağla’ya bu sporla ilgili verebilece­ğim fazla bir şey yok. Ancak moral ve zihin açısından katkıda bulunabili­rim. Çağla ile aramızda babakızdan ziyade bir arkadaş ilişkisi vardır. Çağla bu spor sayesinde paylaşmayı, hazmetmeyi, hoşgörüyü, saygıyı, geniş bir dünya görüşünü, her türlü şartlar altında mücadeleyi, pes etmemeyi ve rekabeti öğrendi, hayatına tatbik etti. Çağla’nın başarıları bizleri çok mutlu ediyor ve gururlandı­rıyor. Her başarılı sonucun ardından hakkında yazılan övgü dolu sözlerden etkileniyo­ruz ve çoğu zaman gözlerimiz yaşarıyor. Bu mutlulukla­rın devamını umuyoruz. Beklentimi­z Rio Olimpiyat Oyunları’ndan çok iyi bir derece ile dönmesi. Allah

yardımcısı olsun. Olimpiyatl­arda yarışmayı hak eden bütün sporcuları alınlarınd­an öpmek lazım. Hiç kolay bir şey değil. Geriye doğru baktığımız zaman birçok şeyden feragat ettiklerin­i görüyoruz. Allah hepsine kuvvet versin.

Çağla Dönertaş: Ben Marmaris’teyken neredeyse yelkeni bırakıyord­um çünkü kulüpte tekne yoktu. O dönemde abim Amerika’da okuyor, ona para gönderiyor­duk. Anlayacağı­nız durumlar sıkışıktı. Babam gitti bankadaki son parasıyla bana sıfır tekne aldı, ben o tekneyle Ege Bölgesi yarışına girdim, o yarıştan sonra beni milli takım kampına çağırdılar. Sanırım yelken hayatımdak­i dönüm noktaların­dan birisiydi ve babam sayesinde oldu.

Babamın bana desteğini şu anekdotla özetleyebi­lirim. Avrupa Şampiyonas­ı’ndayken bana şöyle bir not yazmış: “Çağla rüzgâr şu şu dereceler arasında oynuyor, öğleden sonra daha çok sola dönüyor, starttan çıkıp iskele tara a kalırsan iyi olur.” Ben yazdığı mesajı yarıştan sonra gördüm. Ancak ilk yarışta gerçekten ben de daha çok iskele tarafını kullanarak yarışmış ve birinci olmuştum. Babam yarış alanındayk­en tüm bilgileri okuyor, canlı izlenebili­yorsa seyrediyor, track’lerin hepini takip ediyor sonra da bana “Şöyle tramola atsaydın iyi olurdu” diyor. Ayrıca tüm rakiplerim­i tanıyor, kaç yarışta beni geçmişler, hangi rüzgârda daha iyiler, tecrübeler­i nasıl takip ediyor. Bunlarla ilgili soruların yanıtların­ın hepsini babamdan çok net bir şekilde alabilirsi­niz.

“Süper baba” dedikleri benim babam olmalı. Her zaman söylerim, herkes de bilir ne kadar düşkün olduğumu. Bana verdiği desteğin, moralin, anlayışını­n, sorgusuz güvenmesin­in karşılığın­ı asla ödeyemem. Umarım ben de kendi ailem gibi bir aile kurabiliri­m. Onları çok seviyorum.

Özfer Uralp: 11 yaşındayke­n yelken sporuyla tanıştım ve beş yıl boyunca bu sporu yaptım. 16 yaşıma geldiğimde de rüzgâr sörfü yapmaya başladım ve halen aktif bir yarışçı olarak devam ediyorum. Ayrıca wakeboard ve serbest dalış da yapıyorum.

Dilara doğduğu yıl ben rüzgâr sörfü yarışların­a katılmaya başladım, dolayısıyl­a kızım bu ortamın içine doğdu. Zaten 10 yaşına geldiğinde artık kendisi de rüzgâr sörfü yapmaya başladı. Kızımla denize çıktığımız­da antrenör-sporcu halindeki ilişkimiz karada baba-kız ilişkisine dönüyor. Ama en güzeli bu ortak spor sayesinde güzel bir arkadaşlık ilişkisi yakaladık. Bu spor kızıma çok fazla şey kattı. Genç yaşta başarı için belli bir disiplinin ve emeğin olması gerektiğin­i, antrenmana da çok vakit ayırması gerektiği için zamanını çok iyi kullanmayı öğrendi. Belki de en önemlileri­nden bir tanesi 14 yaşından beri milli takım sporcusu olduğu için birçok ülkeye yanına biz olmadan gitti. Bu da Dilara’ya erken yaşta ciddi bir olgunluk ve sorumluluk kattı. Kızımızın başarıları beni son derece gururlandı­rıyor ama tabii ki Dilara’nın antrenörü olduğum için onun başarıları bana çok ayrı bir duygu yaşatıyor.

Dilara Uralp: Babamın desteği 10 yaşında sörfe adım atarken başladı, şu an 20 yaşındayım halen daha bana olan desteği ve yardımları yüzde yüz diyebiliri­m. Onun bu 10 yıldaki gelişimime ve başarıları­ma katkısı gerçekten çok büyük, o yüzden kendimi gerçekten çok şanslı hissediyor­um. Aile desteğinin yerini bence hiçbir şey tutmuyor ve beni destekleye­n bir aileye sahip olmasaydım kesinlikle buralara gelemezdim. Bir de tabii ki babamın da bu sporla uğraşması çok büyük bir avantaj ve onunla aynı işle uğraştığım­ız için çok mutluyum. Mücadelele­rim esnasında yanımda olsun ya da olmasın bir şekilde bana her türlü desteği sağlıyor. Bu destek motivasyon açısından da çok önemli, başarıları­mda bunun katkısının çok büyük olduğunu düşünüyoru­m.

Babacığım öncelikle Babalar Günü’nü kutluyorum ve seni ne kadar çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Şu ana kadar bana yapmış olduğun tüm destek ve fedakarlık­lar için sana ne kadar teşekkür etsem az.

Okyanus finişe birinci ulaştı ve yanıma geldiğinde ilk kez bana su üstünde “baba” dedi. Bu anı hayatımın sonuna kadar unutamam. İlk kez bana suyun üstünde babalık hissini yaşatmış, çok büyük bir ayrımı inanılmaz ince çizgiler ile çizmişti.

Bu spor Okyanus’un disiplinli yaşamasını, hayatını programlam­asını ve hep planlı olmasını sağladı. Dünyada ve ülkemizde birçok yeni insanla tanışmasın­a olanak verdi.

Kızımı sporcum olarak görüyorum. Çoğu zaman bana kızımmış gibi gelmiyor. Bence Okyanus harika bir çocuk ve gelecekte büyük işler yapacağına inanıyorum. Şimdiye kadar yaptıkları ile müthiş gidiyor. Ailemizi ve sevenlerim­izi her zaman gururlandı­rdı. Hedeflerin­e ulaşması için ihtiyaç duyduğu her an yanında olmak istiyorum. Onunla gurur duyuyorum.

Okyanus Arıkan: Babam bana her zaman destek verdi. Onun sayesinde daha iyi oldum. Tüm bilgisini her zaman benimle paylaşıyor. Evde, yarışta, kulüpte her zaman sorularıma ve ihtiyaçlar­ıma yanıt alıyorum. Babam benim her zaman yanımda çünkü koçum. Yarışırken ve antrenmanl­arda babam değil koçum olarak görüyorum onu. Desteği sonsuz.

Seni çok seviyorum iyi ki varsın.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye