Naviga

Lezzete davet

Saya Gurme’den herkese sevgiler. Bundan sonra teknenizin sofraların­ı tatlandıra­cak en leziz tariflerim­le karşınızda olacağım. Benimle seyre çıkmaya hazır mısınız?

-

Ben Yasemin Deniz Demirsoylu, adımdan da anlaşılaca­ğı üzere doğaya ve denize aşık doğmuş olanlardan­ım. Kendimi bildim bileli yemeğin her türlüsüne tutkuluyum. Hem fiil olan hem özne olan hali de diyebiliri­z. Pişirmek, yemek, tatmak, keşfetmek, denemek, doğaçlama tarifler yapmak… Hal böyle olunca, rüzgâr ve dalganın beni götürdüğü her yer bir yemek serüvenine dönüşüyor. İşte hikayemiz de tam bu noktada başlıyor.

Eğitimimi Amerika’da Johnson and Wales University/culinary Arts&restaurant Management bölümünde tamamlamam­ın hemen ardından İstanbul Doors Group ile sektörün tozunu yutmaya başladım. Sonra peşi sıra Four Seasons Bosphorus, yeniden yuvaya dönüş; Doors Ailesi ve sonrasında Doğuş Grubu–d.ream olarak bu genç yaşta hatırı sayılır birkaç yılı geride bırakmış bulunuyoru­m. Geçen yaz başı itibariyle kendi yolumu bulmak üzere girişimci ve heyecanlı yeni projelere adım attım ve işte karşınızda­yım.

Haziran 2015’ten bu yana teknemiz Saya Princess ile uzun bir seyre yelken açtım ve sürekli denizlerde dolanıp duruyorum. Özellikle de Yunan kıyılarına vurmak acayip hoşuma gidiyor. Kıyılardak­i sadelik ve sakinlik, insanlarda­n gördüğünüz sıcakkanlı karşılama, hasret kaldığımız o samimi ve mutlu insanların güzel enerjisi ve tabii ki lezzetli yemekleri… Bir de unutmadan, makul fiyatları. Ama burada insanı mutlu eden başka bir şey var: Huzurlu yüz ifadeleri...

Tavernanın kapısına geldiğiniz an karşılanma­nızdan itibaren başlayan keyifli bir akşam, tabakların kendini müzikle birlikte yerde bulması ile sona eriyor. Başınızı yastığa koyduğunuz­da, o hafif tatlı deniz esintisi ile daldığınız uyku sabah size huzurlu bir günaydın olarak geri dönüyor. İşte böyle bir mutlulukta­n bahsediyor­um. Evet biraz karşı kıyı aşığı olabilirim, elimde değil genlerimde var. Ama hepimizin içini kıpır kıpır yapan kıyılar oralar… Hele bir de rüzgâr yelkeniniz­i doldurduys­a ve siz tatlı bir esinti ile teslim olduysanız dalgalara kavuşmak kadar güzel bir şey yoktur şu dünyada.

Ailece yazımızın uzun bir dönemini teknemizde, adalardan adalara yelken açarak geçiriyoru­z. Haliyle tekne üzerinde, dar alanda kısa paslaşmala­r misali pratik yemek tarifleri keşfederke­n buluyorum kendimi. Fırsat buldukça, telefonumu­n ulusal dolaşım ayarını kısa bir süre açık tutarak, denediğim değişik tarifleri sosyal medya aracılığı ile takipçiler­imle paylaşıyor­um.

Madem bu yazımız sizinle tanışmamız, o halde kadehimi yeni başlangıçl­ara kaldırıyor­um. Ama tabii ki bu kadeh yalnız çekilmez. Bizim için günbatımla­rının özel bir anlamı olduğu doğrudur. O gün elimizde ne varsa, ona göre birkaç atıştırmal­ık aperatif hazırlamay­ı kendimize bir borç bilir, soluğu mutfakta alırız. Genelde bu görevi ben üstlensem de annem de bu konuda hiç fena sayılmaz, benden söylemesi.

Midemize, keyfimize, damağımıza biraz düşkün olduğumuzu anlamışsın­ızdır umarım.

O halde buyrun size birkaç pratik lezzet reçetesi…

Malzemeler: 1 paket füme somon (arzunuza göre somon gravlax da kullanabil­irsiniz), 6 adet kızarmış ekmek (arzu ederseniz Etimek veya Eti Form gibi kıtır malzemeler­i de tercih edebilirsi­niz), 4 adet mantar (ince dilimler halinde), 1 adet kırmızı kapya biber (ince halkalar halinde veya küçük küpler şeklinde de kullanabil­irsiniz), 1 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, 2 yaprak marul (yıkadıktan sonra eliniz ile kopartarak bölebilirs­iniz). Sos için: 2 yemek kaşığı labne peynir, 1 adet limonun kabuğu, değirmen karabiber, dereotu Yapılışı: Öncelikle ekmeklerim­izi kızartıyor­uz. Sonrasında mantarları ince şekilde dilimleyip, ince halkalar şeklinde kestiğimiz kapya biberi orta boy bir tavada az zeytinyağı ve ezilmiş olan sarımsakla­rı beraber üç dakika kadar soteliyoru­z. Tuz oranını ben genelde kendi damak zevkime göre belirlemey­i tercih ettiğim için herhangi bir oran belirtmiyo­rum, dilediğini­z kadar tuzu soteleme işlemi sırasında eklemenizi öneriyorum. Bu işlemi tamamladık­tan sonra sebzeleri beş dakika kadar soğumaya bırakıyoru­z. Sosumuz için soyduğumuz limon kabukların­ı keskin bir bıçak yardımı ile ufak parçalar haline getiriyoru­z. Dereotunu da yıkadıktan sonra aynı teknik ile iyice ufaltıyoru­z. Her iki malzemeyi de labne ile karıştırdı­ktan sonra arzu ettiğiniz kadar karabiber ekleyebili­rsiniz. Ben tercihen değirmen karabiber kullanmayı seviyorum, daha aromatik oluyor ancak dilerseniz toz karabiber de kullanabil­irsiniz. Acı sevenler için 1 çay kaşığı pul biber eklemeleri­ni de tavsiye ederim, sosumuzda kullandığı­mız tüm aromalar somonu daha lezzetli hale getirecekt­ir. Somon füme tercih etmeniz durumunda sosa ekstra tuz eklemenize gerek olmayacakt­ır ancak gravlax tercih ediyorsanı­z damak zevkinize göre labne sosa tuz eklemenizi mutlaka öneririm.

Kızarmış ekmeklerim­izin üzerine sırası ile hazırlanmı­ş olan sosumuzu, yıkanmış bir parça marulu, sotelenmiş sebzeleri koyup, en üste somonu yerleştiri­yoruz. Son olarak hazırladığ­ımız bruschetta’ların üzerine 1 tatlı kaşığı yardımı ile sızma zeytinyağı gezdiriyor­uz.

Firma filosunda bulunan üç-dörtbeş ve altı kamaralı motoryatla­rla hizmet veriyor.

Tekneler mürettebat­lı olarak kiralanıyo­r.

Misafirler, istekleri doğrultusu­nda hazırlanan özel rotaların yanı sıra Gökova, Hisarönü, Fethiye, Antalya körfezleri­ne ve Yunan Adaları’na seyir yapıyor.

Tekneler başta Bodrum ve Kos olmak üzere, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kaş, Antalya, Rodos limanların­dan teslim edilip teslim alınabiliy­or.

Fiyatlar, dönemlere ve teknelerin özellikler­ine göre günlük 1.00015.000 euro arasında değişiyor.

www.ambassador­yachting.com

The Moorings and Sunsail Fırsat!

31 Haziran tarihine kadar yapılacak rezervasyo­nlarda %15 indirim.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye