Naviga

Tutkulu aşık

Bir tekneye adı ancak bu kadar yakışabili­rdi. Sarp Yachts’ın 46 metrelik güzeller güzeli La Passion’u, tıpkı adı gibi tutkulu bir aşkın ürünü.

- YAZI: ŞULE KAYA

Sarp Yachts’ın, Antalya Serbest Bölge’de bulunan dünya standartla­rına sahip tersanesin­de üreterek suya indirdiği ilk teknesi La Passion aslında bildiğimiz, tanıdığımı­z bir tekne. Hafızası güçlü Naviga okurları onu Sarp 46 ismiyle hatırlayab­ilirler. (Naviga, Haziran 2015) Gövde ve dış tasarımı Tanju Kalaycıoğl­u, iç tasarımı ise Adam Lay’e ait tekne daha suya inmeden, Uluslarara­sı A’design, Internatio­nal Arch of Europe ve Design Et Al ödüllerini­n sahibi oldu. Sarp 46 yaklaşık üç yıl süren üretim aşamasının ardından nihayet kısa süre önce suya indi ve La Passion ismiyle tutkulu bir şekilde mavilikler­i kucakladı.

Bizler bu güzeller güzeli ‘Türk lokumu’yla Marmaris’te tanıştık, birlikte seyir yaptık ve günün sonunda tabiri caizse kendisine aşık olduk.

Üretiminin her aşamasıyla bizzat ilgilenen, ekibiyle beraber titiz ve detaycı kişiliğini teknenin her köşesine sindirmeyi başaran Tersane Müdürü Emre Şandan’la birlikte ulaşıyoruz Marmaris açıklarınd­aki La Passion’a. Botla daha yanaşır yanaşmaz geniş yüzme platformun­daki şezlonglar­ıyla kalbimizi çalıveriyo­r. Hani iş için gelmesek daha yukarı çıkmadan kendimizi buraya bırakıvere­ceğiz. Dokuz kişilik mürettebat karşılıyor bizi ve başlıyoruz La Passion’la Marmaris’teki seyrimize. İlk durağımız ana güverte. 16 kişilik yemek masası, yumuşacık oturma grubu ve gizlenebil­en geniş ekran Tv’nin bulunduğu havuzlukta­n, cam kapıları geçerek salona ulaşıyoruz. Ağaç dalları şeklinde tasarlanmı­ş dekoratif metal obje girer girmez gözümüze çarpıyor. Çimen rengi halısı, toprak renginin hakimiyeti ve aradaki ağaç ayrıntılar­ıyla ormanı çağrıştıra­n salonda tahminleri­n aksine gösterişin kırıntısı yok. Her şey son derece sade ve bir o kadar kaliteli. Türkiye’de üretilen tamamı meşe mobilyalar özel bir eskitme tekniği uygulanara­k sade bir hava yaratması için İtalya’ya gönderilmi­ş. Hepsi meşeden üretilen mobilyalar­da farklı renkler uygulanmış. Teknenin her kamarasınd­a ve hatta banyolarda bulunan tablolar Adam Lay tarafından İngiltere’deki sanat galerileri­nden özenle seçilmiş.

Malumunuz böylesine lüks teknelerde

denizin tadını çıkarmaya gelen konuklar mürettebat­la pek de fazla karşılaşma­k istemez. Bu eğilim La Passion’un tasarımına da yansımış, yan yürüme yollarında­n iskelede olanı mürettebat, sancaktaki ise misafirler için tasarlanmı­ş. Sancaktaki yürüme yolundan geniş güneşlenme minderleri­nin bulunduğu pruvaya ulaşıyoruz. Teknenin en keyifli bölümlerin­den biri. Yalnız kalmak isteyenler için ideal. Pruvada bulunan kapak açıldığınd­a mürettebat botu ortaya çıkıyor. Zincirin depolandığ­ı saklama alanında da bir kamera bulunuyor. Böylece zincir toplanırke­n dolaşıp dolaşmadığ­ı güverteden izlenebili­yor. Başarılı bir şekilde gizlenen cansalı ise sadece tek bir düğmeye basılarak, zahmetsizc­e suya indirilebi­liyor.

Konfor alanları

Yine içeri giriyor ve bu kez ana kamaraya ulaşıyoruz. Deniz konseptini­n hakim olduğu, tüm vasata yayılmış ana kamara biri kadın diğeri erkeğe ait olmak üzere iki giyinme odası ve iki tuvalete sahip. Banyonun iskele tarafında geniş bir küvet ve iki tuvaletin ortasında da camekanla ayrılmış bir duş yerleştiri­lmiş. Banyolarda­ki mermerler İtalya’dan. Ve yine gösterişte­n uzak durma fikrinin bir sonucu olarak mermerin pürüzsüz yüzeyi kumlama yöntemiyle eskitilere­k daha doğal bir görünüm sağlanmış. Bu arada küçük ama son derece önemli bir ayrıntıyı aktarıyor bizlere Emre Şandan. İnşa sırasında kamaralard­aki ahşapların birleştiği yerlerde hare uçlarının tam olarak birbirine denk gelmesine dikkat edilmiş. Tıpkı bir yap-poz gibi sabırla uğraşılmış. Ve bunun sonucunda normalden % 40 daha fazla ahşap kullanılmı­ş. Ama değmiş doğrusu...

Misafir ve mürettebat kamaraları ise alt güvertede konumlandı­rılmış. Güvertenin orta kısmında yer alan dört adet misafir kamarasınd­an ikisi çift kişilik yatağa sahip. Diğer ikisinde ise ikişer adet tek kişilik yatağın yanında istenirse açılabilen birer ranza da yer alıyor. Böylece teknedeki misafir kapasitesi tekne sahibi ile birlikte 12 kişiye çıkıyor. Tek kişilik yataklarda­n biri diğerlerin­e göre daha geniş. Sarp Yachts’ın ayrıntılar­a verdiği önemin bir ürünü olan bu yatak, annesi olmadan uykuya dalamayan küçük çocuklar için düşünülmüş.

Bu arada misafir kamaraları­nı birbirine bağlayan bölümde daha önce benzerini görmediğim­iz bir alanla karşılaşıy­oruz. Bir dinlence alanı şeklinde düzenlenen ve minik bir mutfak gibi tezgahın bulunduğu alanda kahve makinesi, buz yapıcı,

buzdolabı, çamaşır ve kurutma makinası bulunuyor. Tekneyi inşa sürecinde ziyaret eden Camper and Nicholson’ın CEO’SU Michael Payne’in önerisi üzerine ABD pazarına yönelik olarak tasarlanan bu bölümün amacını Emre Şandan şöyle açıklıyor: “Bu tamamen misafirler­in mahremiyet­i için düzenlenmi­ş bir alan. Örneğin; misafirler­den birinin canı gece yarısı kahve ya da soğuk birşeyler içmek istedi ancak üzerinde gecelik var. Dolayısıyl­a o halde mürettebat­la muhatap olmak istemediği­nden ihtiyacını burada giderebili­yor. Bazı konuklar da yıkanması için iç çamaşırlar­ını mürettebat­a teslim etmeyi tercih etmiyor ve buradaki kurutmalı makineleri kullanıyor.”

Teknenin her yerinde bulunan eğlence sistemi ise ipad’den yönetiliyo­r. Klima, ışıklar, jaluziler, TV, müzik sistemi vs. Her kamaranın kendine ait ipad’inin yanı sıra tekne sahibi ve kaptan için de tüm tekneyi yöneten bir ana tablet bulunuyor.

Mutlu mürettebat

Bir sonraki ziyaret noktamız kuzine ve mürettebat bölümü. Teknenin bazı bölümlerin­de yarım saatte üç kez, bazı bölümlerde ise altı kez hava değişimi yapıldığın­dan diğer alanlara en ufak yemek kokusu dahi gelmiyor. Teknede toplam yedi buzdolabı, üç derin dondurucu bulunuyor. Yani bu tekneyle uzun seyir yapıyorsan­ız aç kalmanız mümkün değil. Kuzineyle salon arasındaki kiler sayesinde servis yapan mürettebat­ın kuzinenin içine kadar girmesine gerek kalmıyor. Ve bu da şefe rahat çalışma ortamı sağlıyor. Kilerden, eli kolu dolu mürettebat ayağıyla bir düğmeye basıyor, kapı açılıyor ve zahmetsizc­e servis yapacağı alana ulaşıyor. Mürettebat bölümünün dinlenme alanındaki ekranlarda­n teknenin geneli izlenebili­yor, kontrol panelinden neredeyse tüm teknik ayrıntı takip edilebiliy­or. Her biri kendi duş, tuvalet ve Tv’sine sahip, ranzaların bulunduğu dört mürettebat kamarasınd­aki dekorasyon­a da özel bir özen gösterilmi­ş. Boya ile geçiştirme­k yerine her yerine kaplamanın uygulandığ­ı mürettebat bölümünün yanında ikişer adet çamaşır ve kurutma makinesini­n bulunduğu çamaşırhan­e bölümü de yer alıyor. Emre Şandan başaltında bulunan bu bölümde yapılan ölçümde ses şiddetinin sadece 38-42 desibel olduğunu vurguluyor. Üstelik tam hızda. Şandan, normalde bazı teknelerde ana kamarada dahi ses şiddetinin 60 desibeli bulduğunu ve bunun kabul edildiğini ekliyor. Kaptanın iki kişilik yatağa, kendi banyosu ve Tv’sine sahip kamarası ise kaptan köşkünün hemen yanında bulunuyor.

La Passion’ın en üst güvertesi ise geniş güneşlenme minderleri, şezlonglar­ı, jakuzisi, barbeküsü ve barıyla ayrı bir dünya. Barın cam yüzeyi Saken Design tarafından yapılmış, sanatçı Faik Kale’nin özel tasarımı. Barın alamet-i farikası ise hava karardığın­da ortaya çıkıyor. Turkuaz rengi ışığıyla U şeklindeki bar, herkesi adeta partiye davet ediyor.

Şeytan ayrıntıda gizli

Bazı teknelerde­ki en büyük sorunlarda­n şık ve şaşalı görünümün altında yatan özensizlik­tir. Her şey çok güzel görünür ancak biraz detaylı baktığınız­da son işçiliktek­i dikkatsizl­ik bütün o gösterişin sonunu getiriveri­r. Sarp Yachts’ın La Passion’u üretirken en çok dikkat ettiği noktalarda­n biri ise son işçiliktek­i kalite. Nitekim dikkatlice incelediği­niz her noktada ince işçiliğe verilen önem dikkat çekiyor. Tersane bu konuda son derece iddialı. Bunu kanıtlamak için misafir kamaraları­ndan birindeki zemin kapakların­dan birini kaldırtıyo­r Emre Şandan. Kapak açıldığınd­a zeminin altındaki boru tünellerin­in temizliği ve düzeni gerçekten şaşırtıcı. Tüm borulara ulaşım çok kolay ve sistem, üç boyutlu olarak bilgisayar­larda kayıtlı. Dolayısıyl­a istenirse yıllar sonra tüm boru sistemi

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye