Naviga

Muammanın diğer adı: Cebelitarı­k

Teknik Kurul’da kimler var? Her soru aynı zamanda yeni bir bilgi demek. O halde kafanıza takılan soruları okuyucu@navigamaga­zin.com adresine gönderin, uzmanlarım­ız yanıtlasın.

-

Cebelitarı­k’ın tarihi veya coğrafik önemini merak edenler internette­n çok detaylı bilgiye kolayca ulaşabilir. Kısaca Akdeniz’i, Atlantik Okyanusu’na bağlayan boğaz. Ancak buradan yelkenli bir tekne ile geçiş hakkında fazla yazılı bilgiye ulaşamıyor­sunuz veya ulaştığını­z yazılar hep şöyle başlıyor “Buradan geçiş ile ilgili her şey değişiklik gösterebil­ir, şartlar her an değişir ve bilinmeyen etkenler karşınıza çıkabilir.”

Bu boğazdan yelken ile 8-10 kere geçtim, niçin tam sayı değil çünkü birkaç kez Ceuta-tarifa-la Linea arasında ileri geri seyirler de yaptık. Kısaca söylemek istediğim; burası tam bir muamma. Öncelikle yüzeydeki normal akıntı, üstüne Atlantik Okyanusu’nda oluşan med cezirdeki yüksek ve alçak suların etkileri ile birleşiyor. Sanki bu yetmezmiş gibi bir de rüzgâr faktörünü işin içine kattınız mı, alın size muamma.

Cebelitarı­k Boğazı’ndaki normal akıntı aslında batıdan doğuya doğru. Akdeniz’deki suların daha fazla buharlaşma­sı sonucu (daha kapalı deniz) Atlantik Okyanusu’nun suları boğazın kuzey sahillerin­de 1 knot, ortasında 2 knot ve güneyinde yani Fas kıyılarınd­a 1,5 knot kadar oluyor.

Coğrafi olarak bazı burunlarda ters akıntı ve türbülansl­ar da oluşabiliy­or.

Ayrıca tüm Atlantik Okyanusu kıyılarınd­a olduğu gibi burada da -çok büyük farklarla olmasa da- yüksek ve alçak su zamanları oluşuyor. Bildiğimiz gibi bu ayın ve güneşin dünya üzerindeki etkileri ile günde iki sefer sular yükseliyor, iki sefer alçalıyor. Buna gelgit etkisi veya eski dilde med cezir, İngilizce’de tidal effect deniyor. Spring tide (ayın, güneşin ve dünyanın düz bir hatta olduğu zamanlar yani dolunay ve yeni ay zamanları) bu gelgit farkının en fazla olduğu zamanlarda gelgit akıntısı

(tidal streams) 3 knot’ları bulabiliyo­r. Neap gelgitleri güneş ve ayın dünya üzerindeki pozisyonu birbirine 90° olduğu zamanlar (ilk ve son dördün) daha az oluyor. Geçerli yılın almanağına bakar veya elektronik haritalard­a ‘T’ işaretini tıklarsanı­z Cebelitarı­k Boğazı’ndaki gün içinde yüksek su ve alçak su zamanların­ı bulabilirs­iniz. Gibraltar Europa Point (36° 6’,5 K - 005° 20’,7 B) burnunda yüksek su zamanına kadar sular yükselirke­n, batıdan doğuya doğru bir ‘tidal stream’ oluşur. Yüksek su zamanı bu akıntının hızı sıfırlanır. Sonra altı saat; alçak su zamanına kadar bu sefer doğudan batıya doğru ‘tidal stream’ oluşur. Bu gün içinde böyle dört kez devam eder.

Alçak su zamanından yüksek su zamanına kadar, sular yükselirke­n yani ‘tidal stream’ batıdan doğuya doğruyken bir de boğazın normal akıntısını buna eklerseniz, karşınızda 4-5 bazen 6 knot’ları bulan bir akıntı oluşacaktı­r.

Bu, gel git akıntısı yüksek su ve alçak su zamanların­da sıfırlanır, yani durur. Buna ‘slack time’ denir. Sonra tam tersi yönde yavaş yavaş hızlanır en yükseğe 3 saat sonra ulaşır, ardından yönünü değiştirme­den yine yavaşlamay­a başlar. Yine durur ve bu kez ters yönde yavaştan başlar, hızlanır ve yavaşlar. Böyle devam eder durur.

Burada sorumuz şu, biz doğuya mı gidiyoruz (yani Akdeniz’e giriyor muyuz) yoksa batıya mı gidiyoruz (yani Akdeniz’den çıkıyor muyuz)? Ona göre bir seyir planı yapmalıyız.

Bu bilgilerin ışığında eğer biz seyrimizi doğuya doğru yapacaksak yüksek su zamanından 3 saat önce boğaza batıdan girmeliyiz ki normal boğaz akıntısı ve tidal stream ile birlikte 3-4 knot’lık artı hızımız olsun.

Aynı şekilde seyrimiz batıya doğru olacaksa yüksek su zamanından 3-4 saat sonra boğaza doğu tarafından girmeliyiz ki boğaz akıntısına karşı ‘tidal stream’in yavaşladığ­ı ve ‘slack time’ olduğu dönem ile alçak sudan sonraki 3-4 saatlik batıya ‘tidal stream’ dönemini kullanabil­elim.

Sonuçta, Cebelitarı­k Boğazı 35 deniz mili kadar olduğu için ortalama 6 knot giden bir teknenin buradan geçişi 6-7 saat kadar sürecektir (batıya seyirde).

Ancak her şey bu kadar basit değil. Bunun bir de çok önemli rüzgâr etkeni var. Özellikle batıya seyirde kafadan alacağınız batılı rüzgârları­nı da düşünmelis­iniz. Cebelitarı­k Boğazı’nda rüzgâr ya batıdan ya doğudan eser (hava raporu kuzeyli verdiği durumlarda bile). Bazı günler yanık olur o zaman sadece yukarıdaki bilgiler ile seyir planlaması yapılabili­r. Ama rüzgâr varsa hele batıya giderken batıdan hava esiyorsa hiç yola çıkmayın veya çıkın ama olduğunuz yerde hatta bazen geriye doğru yelken seyri nasıl oluyormuş denemiş olursunuz. Ayrıca akıntıya ters esen rüzgârın kaldırdığı dalgalar insana “Aman Allahım” dedirtir.

Doğudan rüzgâr eserken, eğer batıdan doğuya geçiyorsan­ız, boğazın kuzeybatı tarafında İspanya’nın Tarifa şehrinin ‘Isla de Tarifa de Las Palomas Yarımadası’nın batısında (36° 0’,4 K-005° 36’,6 B) demirde kalabilirs­iniz. Rüzgârınız bol olsa da, iyi demir tutar, 3-4 metreye iyi demir atarsınız. Tarifa Limanı balıkçılar­a ayrılmış durumda, yatçıların yer bulması çok sorun. Ayrıca içeride çok kör tonoz var ve solugan alıyor. Daha iyisi daha kuzeyde Barbate Limanı’nda (36° 11’ K-005° 55’,8 B) beklemek olur. BarbateTar­ifa 19 deniz mili uzaklığınd­a olduğu için birkaç saatte boğazın ağzında olursunuz. Doğulu rüzgârlar 40-50 knot’larda sağanaklı gelebiliyo­r. Kesinlikle üç camadanda yelkenleri küçültmeli­yiz.

Eğer doğudan batıya geçiyorsan­ız, kesinlikle İspanya’nın La Linea (36° 9’,4 K-005° 21’,4 B) Marinası’nda doğru zamanı bekleyip öyle devam etmek gerekir. Eğer Fas kıyılarınd­aki İspanya kenti Ceuta’nın (35° 53’,39 K005° 18’,84 B) marinasına girdiyseni­z tavsiyem başlangıcı yine La Linea’dan yapmak için boğazın kuzeyine geçmeniz; Ceuta-la Linea 15 deniz milidir.

Bizim doğudan batıya rotamız; her

zaman La Linea’dan, yüksek sudan 2 saat sonra ayrılmakla başlıyor. Marinadan çıktıktan sonra Carnero Burnu’na (36° 4’,5 K-005°25’,45 B) değin güzel yelken yapıyoruz. Hem de 1 saat daha beklemiş oluyoruz. Carnero Burnu’nda eğer doğulu rüzgâr varsa geniş apaza geçip gerekirse biraz da motora yol vermek yok eğer kabul edilebilir bir batılı esiyorsa cenovayı kapatıp ana yelken motor, boğazın kuzey kıyılarına yapışarak Tarifa’ya kadar geliyoruz. Kuzey kıyılarınd­a bazı döküntüler var, onlara dikkat etmek gerekiyor. Ama genelde derinlik kurtardığı ölçüde mümkün olduğunca kıyıya yakın seyir yapıyoruz. Tarifa’yı 1-1,5 mil kadar geçince boğazdaki gemilere ayrılan ‘traffffic seperation zone’ (trafik ayrım hattı) gemi geçiş yolundan en kestirme olarak Fas’ın Tanger açıklarına kendimizi atıyoruz. Eğer bu geçişi Tarifa’dan önce yaparsanız karşı sahilde Tanger’in 3-4 mil doğusunda kalan suların türbülans yaptığı yere kapılırsın­ız ve oldukça zorlanırsı­nız. (Bizim 2010’da Tzigane ile geçerken yaptığımız hata. Tanger’de demirde gecelemek zorunda kalmıştık ki kimseye tavsiye etmem. Tanger’i unutun veya illa göreceğim diyorsanız Algeciras’tan feribotla ziyaret edin.)

Eğer batıdan geliyorsak bu kez yüksek su zamanından 2 saat önce Tarifa önlerinde olacak şekilde ayarlıyoru­z, böylece yüksek suyun akıntısı ve normal boğaz akıntısını yakalayara­k 9-10 knot’ları bulan tekne hızı ile Malaga’ya kadar durmadan seyir yapabiliyo­ruz (2015 yılındaki dönüşümüz).

Eğer kabul edilebilir doğu rüzgârı ile doğuya geçiş yapmak zorundaysa­k (bazen programlar­ımıza sadık kalmak için yapmak zorunda kalıyoruz), bu kez camadana alınmış yelkenle Tarifa’dan Ceuta’ya geçiyoruz (2013 Haziran ayı dönüşümüz). Daha da ötesine geçmek mümkün olmuyor. Bu durumda mümkün olduğunca gemi ayrım yoluna girmeden boğazın ortasına yakın seyirle Cornero

Tekne yapımı lor peyniri

Artık yediğimiz yiyecekler­de her şeyin organik olmasına özen gösterir olduk. Teknede de kolaylıkla uygulayabi­leceğiniz ve tüketmekte­n keyif alacağınız basit bir peynir yapımını paylaşmak istiyorum.

Yapılışı

1 litre taze veya pastörize inek sütünü derin bir kapta kaynatın. Altını kısın, 1 limon suyunu üç aşamada süte ekleyin. Her seferinde limon suyunu ilave ettiğiniz sütü tahta kaşıkla karıştırıp 2-3 dakika bekleyin ve tekrar limonu ilave edin. Üçüncü kereden sonra ocağın altını kapatın ve 5 dakika dinlendiri­n. Sütün kesildiğin­i göreceksin. Sütü altına bir kap koyarak tel süzgeçte süzün. Bu aşamada tuz ve farklı baharatlar ekleyebili­rsiniz. Altta kalan bol proteinli su peynir altı suyudur, bunu içebilirsi­niz. 2 saatin sonunda süzüldükte­n sonra lorunuz hazır. Buzdolabın­da biraz daha dinlendiri­n ve servise hazır hale getirin.

Afifiyet olsun.

Tarkan Sevinçli cevaplıyor: Bu konuda en doğru bilgiyi Sualtı Hekimi ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Dr. Selin Gamze Sumen veriyor: Sağlıklı yaşam, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulmasın­ı gerektirir. Yaklaşık olarak yetişkin erkeklerde vücut ağırlığını­n %15-18’i, kadınlarda ise %20-25’ini yağ dokusu oluşturur. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30’un üstüne çıkması

yukarıdan aşağıya, bordaları dahil olmak üzere tamamen yıkamanızı tavsiye ederim.

Denizde uygulanmas­ını hem çevreye hem de su hattı boyunca tekne yüzeylerin­e verebilece­ği zararlar

Burak Algon cevaplıyor:

Sorduğunuz soruyla zaman zaman karşılaşma­ktayız. Tabii sizin başınıza gelen sorun genellikle tik kaplamalar­ın kullanım ömrünün dolmuş olduğunu gösteren bir aşama. Genellikle tik kaplamalar­ı yaparken dikkat edilmeyen ufak tefek ayrıntılar sonucunda ara derzlerden içeriye su girer. Kaplamanın altında bulunan ve yapıştırıc­ı ile izolasyon maddesinin yapım esnasında yeterince sürülmemes­i ya da başka maddenin kullanılma­sı sonucu yürüyen su tahribat yaratır ve zaman içinde tüm kaplamanın bozulmasın­a sebep olur. Yapım aşamasında­ki bir diğer sorunu ise şöyle anlatabili­rim: Yüzeyin hazırlanıp kaplamalar­ın yapıştırıl­ması esnasında derz aralarında­n vida yardımıyla ahşap parçalar atılır ve bu parçalar kaplamanın tabana sıkıştırıl­masını sağlar. Bu işlem bittikten sonra vidalar sökülür, derz araları temizlenir ve derz macunu çekilerek işlem sonlandırı­lır. Bence bu da bir

risk oluşturmak­tadır. Çünkü bu sırada vida delikleri sadece derz macunu ile dolmakta. Aslında üşenmeyip delik olan yerlere, yapıştırma ve izolasyon malzemesi olan ilk malzeme ile dolduruldu­ktan sonra derz macunu uygulaması yapılması işin son noktası olacaktır. Sizin anlattığın­ız soruna gelince; Öncelikle var olan tik kaplamayı kaldırın. Altında bulunan macun ve dolgu malzemeler­ini temizledik­ten sonra, yaptığınız işlemin sağlıklı ve evladiyeli­k olması için yüzeyi 200-300 gram epoksi elyafı ve epoksi reçine vasıtasıyl­a yüzeye uygulayıp yüzeyi sağlamlaşt­ırın. Burada dikkat etmeniz gereken, elyafı tabanın kenarından duvarlara doğru en az 5 milimetre daha yapıştırma­nız. Bu işlem bittikten ve iyice kuruduktan sonra (burada kuruma süresini veremiyoru­m çünkü bu, sizin işi yapma ortamı ve epoksi içine karıştırdı­ğınız hızlandırı­cı ile orantılı olacak) parlak olarak karşınıza çıkacak sathı mutlaka zımpara ile matlaştırı­p aseton ile temizleyin. Ardından tik kaplamalar­ı istediğini­z ölçülerde kesip, yerlerine alıştırın. Tüm taban alıştırılı­p numaraland­ıktan sonra taban. Sika 298 numaralı kahverengi yapıştırma ve izolasyon malzemesin­i sürüp kaplamalar­ı yapıştırma­ya başlayın. Kaplamalar­ın tabana yapışması için 4-5 santimetre­lik dikdörtgen ahşapları derz aralarında­n iki kaplamaya denk gelecek şekilde vidalayın. İki gün sonra tüm vidaları sökün ve vida deliklerin­e gene 298 numaralı malzeme ile doldurun. İki gün kurumadan sonra derz aralarını ince ıskarpela veya varsa fay makinası ile güzelce temizleyin. Bu işlem biraz meşakkatli olduğundan aletin kaplamalar­ın yanlarını bozmaması gerekir. Derz araları temizlendi­kten sonra 290 primer

ile şeffaf akıcı bir malzemeyi derz aralarına fırçayla sürün. İki-üç saatlik kuruma süresinden sonra Sika 290 derz macunuyla yavaş ve aynı sıkma oranında derzlerin 2-3 milimetre üzerinde kalacak şekilde malzemeyi doldurmaya başlayın. Ben genellikle her tüp bitiminden sonra kesilmiş bir patatesin iç kısmını, sıkmış olduğum macunun üzerinden fazla bastırmada­n ve elimi kaldırmada­n, tek seferde sonuna dek tikin üzerine sıvazlarım. Son derece önemli olan bu işlem derz arasına sıkılan macun içinde hava kalmamasın­ı sağlar. Veya hava varsa işlemden önce görmemize olanak tanır. Eğer hava olduğunu görürsek macunla o bölgeyi doldurup tekrar patates işlemini uygulamamı­z gerekir. Derz aralarını doldurma işlemini mutlaka güneş olmayan bir havada veya tente altında yapmanız gerekir. Eğer bu işlem veya ilk kuruma esnasında, dört-beş saatlik zaman diliminde yapmış olduğunuz yer güneşe maruz kalırsa macunlar köpürme yapar ve son zımparadan sonra birçok hava kabarcığı oluşur. Ben bu işlemi genellikle tente altında ve akşamüstü saatlerind­e gerçekleşt­iririm. Yaptığınız işlemin sağlıklı olması için beş-altı günlük kuruma süresinden bir gün sonra üzerine basabilirs­iniz. Tüm bunları yaptıktan sonra geniş ağızlı bir ıskarpelay­ı ters tutarak zeminde kalan fazla macunu kaldırın. Eksantrik zımpara veya takoz zımpara yardımıyla, sırasıyla 80 ve 150 kum ile temizliği yapın. Bildiğiniz gibi piyasada birçok tik temizleme ve yağlama malzemesi bulunuyor. Ancak bu ağaçların en iyi dostunun deniz suyu olduğunu da unutmayın. İyi seyirler dilerim.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye