“Köpekbalığından değil, aslan balığından korkun”
Kızıldeniz ve Hint Okyanusu kökenli olmasına rağmen üç yıldır tüm Akdeniz kıyılarımızda görülerek canlı türleri için büyük tehdit yaratan aslan balığını araştıran bilim insanları önemli uyarılar yaptı. Umudumuz orfozda!
BM Çevre Programı desteğiyle Türkiye’de ilk kez ‘Aslan Balığı Çalıştayı’ düzenleyen TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, koruma altındaki orfozun yavru aslan balıklarıyla beslenmesinin Akdeniz için büyük şans olduğunu söyledi. İskenderun Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cemal Turan, önceden yaygın olarak görülen birçok balık türünün artık kaybolduğunu ve bunların yerini zehirli aslan balığının aldığını açıkladı. Selanik Üniversitesi’nden Dimitra Marmara da tehlikenin farkında olduklarını belirtirken İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nden Dr. Bengüsu Mirasoğlu “Köpekbalığından korkmayın, aslan balığından korkun” dedi. Bilim insanları ve profesyonel dalgıçlarla Kemer sahillinde aslan balığını incelemek için yaptığımız dalışta bu istilacı türü biz de yakından gözlemledik.
Görünüşü güzel ama ürkütücü
Zehirli dikenleri nedeniyle doğal düşmanı az olan etçil aslan balığı, büyük yırtıcı balıkları bile o dikenleri sayesinde kendisinden uzak tutuyor, balık ve ahtapot yumurtalarını hızla tüketiyor. Kendi boyuna yakın balıklara saldırabiliyor. Hızlı üremesi ve oburluğuyla da diğer balıkların önüne geçen aslan balığı için TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Akdeniz’de tespit edilen aslan balığı, hızlı üreyen, etobur ve yayılımının sınırlandırılması gereken bir tür. Hızlı yayılımı yavaşlatılmalı. Eti yumuşak ve lezzetli bu balığın zehirli yüzgeçleri dikkatlice çıkartılarak sofralarımıza taşınması mümkün. Güney Amerika ve Karayiplerde özel yemekleri yapılıyor. Akdeniz’in en büyük şansı ise bu balığın yavrularını orfozun yemesi. Koruma altına alınan orfoza, aslan balığı nüfusunu kontrol etmesi için büyük iş düşüyor. Yani Akdeniz için orfozun korunması çok önemli” dedi.