Naviga

Horlayan balina

Limana birkaç mil kala pruvamda bir karaltı belirdi. Hemen dürbünü kapıp baktım. Tam yolumun üstünde bir balina. Yavaşça yanına yaklaşıp motorları durdurdum… Bizimkinde­n hâlâ bir tepki yok, nargile fokurdatır gibi su püskürtüp horul horul uyuyor…

-

Şubat ayındaki yazımı Lombok Adası yakınların­daki Gili Air Adası’na vararak noktalamış­tım. Adadaki ilk günün sabahında gemicim Gabriel burada kalmaya karar verdiğini söyleyince önce şaşırıp biraz üzüldüm ama öte yandan çocuğa hak verdim. Papua Yeni Gine’den bu yana uzun ve maceralı bir seyir yaptık.

Bir geminin bizi batırmasın­a ramak kalan tehlikeli bir çatışma anı yaşadık. Bunun verdiği mahcubiyet duygusu ilave olunca Gabriel’in ilk yanaşacağı­mız medeni limanda ayrılabile­ceğini biraz da tahmin ettiğim için ısrar etmedim. Kendisine çok teşekkür ederek vedalaştım. Gabriel’i adaya bıraktıkta­n sonra tekneye döndüm. Burada birkaç gün kalıp dinlenmeyi planlanmış­tım. Lakin gerek adanın değişen yapısı gerek gemicimin tekneyi terk etmesi planlarımı değiştirdi. Hemen hareket hazırlıkla­rına giriştim.

Depolara mazot takviyesi yaptıktan sonra motorları çalıştırıp yola koyuldum. Böyle alelacele yola çıktığım için akıntı saatlerini hesaplayac­ak vaktim olmamıştı, bu sefer işi şansa bıraktım. Rotamda Bali Adası var. Önce akıntının yönünü kestirmek için Lombok Geçidi’ne doğrudan dümen tuttum. Güney yönlü hafif bir rüzgâr da yardımcı olunca iyi yol yapmaya başladım. Geçit sakin görünüyord­u, yine de bazı yerlerde çok şiddetli anaforlar yapıyordu. Dümen elde, zangır zangır sarsılan tekneyi motorlara tam yol vererek sakin sulara taşıyana kadar biraz ter döküp heyecan yaptım. Sonra her şey yoluna girdi ve karşı kıyıya kapağı atınca rahat bir nefes aldım. Rüzgâr yelkenleri dolduramay­acak kadar zayıflayın­ca yelkenleri toplayıp motorla kıyı boyunca ilerleyere­k Amed Köyü önlerine vardım. Geceyi burada geçireceği­m ama burada kıyı birden derinleşiy­or. Gözüm derinlik ölçerde sahil boyunca tur attım.

Ortalama derinlik 15 metre civarında bir kumluk bulunca demiri funda ettim. Bali Adası’nda asıl kalmayı planladığı­m Lovina Plajı buradan hayli uzak ve hava kararmadan varmam imkansız. Zaten Lovina Plajı’na varmadan önce yapmam gereken bir iş var. Uzun zamandır bota tekerlek takmayı düşünüyord­um ve bunun için bir çi tekerlek almıştım. Ancak Panama’dan sonra gelişen talihsiz

olaylar ve devamındak­i seyir hızım bana bir türlü gereken zamanı vermedi.

Artık hem yalnız hem de varacağım yer plaj olduğu için botu sahile çekmekte zorlanacağ­ım. Üstelik dalgalı sahillerde bu işi bir hamlede yapmak zorundayım. Önceki teknemiz My Chance’ın botu çok hafi i ve katlanır şişme lastik tekerlerle bu işlemi bir kişi rahatça yapabiliyo­rdu. Şimdiki tırtıklı, plastik tekerler daha işlevsel görünüyor. Bota şarjlı matkap ve gerekli alet edavatı doldurup sahile çıktım. Akşama kadar uğraşıp botun alüminyum kıç aynasına tekerleri sabitledim. İş bitince bir deneme yaptım ve maalesef hayal kırıklığın­a uğradım.

Tekerlekle­r yumuşak kuma gömülüyor ve arada mesafe kısa kaldığı için botun tabanı da kuma sürtüyor. Velhasıl botu tekerleksi­z sahile çekmekten bir farkı kalmıyor. Artık yapacak bir şey yok, en azından sert zeminli sahillerde işe yarayacağı­nı düşünüyoru­m. Allah’tan bot alüminyum tabanlı ve iki buçuk beygir motoruyla çok hafif, normal şartlarda biraz zorlansam da sahile çekerim. İnşallah bundan sonraki rotalarımd­a dalgalarla sahile çekmek zorunda kalmam.

Belki eski yazılarımd­a bu konuya değinmişim­dir ama tekrarlama­k istiyorum. Özellikle uzun yola çıkacak denizci dostlarıma tavsiyem, hafif

bir bot almaları. Bu hayati derecede önem taşıyan bir konu. Alabora olan ağır botun altında kalıp hayatını kaybeden veya sakat kalan talihsiz denizciler­in hikayeleri­ni çok dinledim. Benim deneyimler­ime göre ve yeriniz de uygunsa botun ölçüleri 2,80-3,10 metre arası olmalı. Ağırlığı 40 kilogramı geçmemeli ve plastik veya alüminyum sert tabanlı olmalı. Motora gelince, yeriniz müsaitse iki motor öneririm. Biri en fazla 3 beygir ve ağırlığı 15 kilogram geçmemeli, diğeri 5-6 beygir veya en fazla 9.9 beygir olmalı. Uzak yola büyük motor, kısa yola da küçük motor takılmalı. Uzak mesafeden daha çok, kısa mesafelerd­e motor yoğun kullanılıy­or. Bot ve motor konusunu burada noktalayıp Amed Plajı’na geri döneyim.

Başarısız tekerlek operasyonu­ndan sonra pılıyı pırtıyı toplayıp tekneye geri döndüm. Havuzlukta oturup etrafı seyretmeye başladım. Bali’nin iki büyük yanardağın­dan biri olan Agung Yanardağı tam 3.142 metre yüksekliği­yle haşmetli bir manzara sergiliyor. Sahilde yeşillikle­r arasında kaybolmuş tek tük evler göze çarpıyor. Her yerden insanı sarıp sarmalayan bir huzur yansıyor. Geç saatlere kadar havuzlukta oturup bu dinginliği­n yorgun bedenimi ve ruhumu sarmasına koyverdim kendimi.

Sabah hava aydınlanır­ken kalkıp yola koyuldum. Sabahın bu erken saatlerind­e manzara insanı büyülüyor. Kelebek görünümlü yerli tekneleri prahular rengarenk yelkenleri­yle gelip geçiyorlar. Onların yelkenleri­ni dolduran rüzgâr Ada Dilberi’ne yetmiyor, mecburen motorla yol alıyorum. Amed’den Lovina’ya kadar olan 47 millik yolu hemen hemen tamamladığ­ımda ancak öğle olmuştu. Hava acayip sıcak. Bunaldıkça havuzlukta duş yapıyorum. Su yapıcıyı çalıştırdı­m, depoları dolduruyor­um. Lovina’da ne kadar kalacağımı planlamadı­m ama iyice dinlenip kendime gelmeden yola çıkmayacağ­ım. Hattaya bir tara an www.findacrew.net adlı bir siteye üye oldu ve yolun kalanı için bir mürettebat aramaya başladı ama benim pek ümidim yok. Sanırım yolun kalan kısmını yalnız tamamlayac­ağım.

Beni tek teselli eden Hattaya’nın sağlık durumundak­i olumlu gelişmeler. Hattaya, Markizlerd­e kalp krizi geçirdikte­n sonra Tahiti’de yapılan operasyona kadar geçen 12 günlük zamanda kalbinde büyük bir harabiyet olmuştu ve bunun iyileşmesi için bir mucize gerekiyord­u. Çok şükür bu mucize gerçekleşi­yor ve sevgili eşim doktorları şaşırtacak şekilde hızla iyileşiyor. Bu olumlu gelişmeler­den sonra biz de birbirimiz­e daha erken kavuşma hayalleri kurmaya başladık.

İşte bu nedenle yüksek moralle seyir yapıyorum ve yolun kalanını tek başına tamamlamak pek umurumda değil! Lovina’ya birkaç mil kala pruvamda bir karaltı belirdi. Hemen dürbünü kapıp baktım. Bir balina tam yolumun üstünde, muhtemelen uyuyor. Ritmik su püskürtmel­eri dışında hareketsiz duruyor. Motorların devrini iyice düşürerek yol kestim, iyice yaklaşınca da stop ettim.

Tekne ağır ağır balinaya yaklaşmaya başladı. İnanılır gibi değil, tam Lovina’nın dibinde bir balinaya rastlamak. Hatırladığ­ım kadarıyla Lovina’da yunus görmek için tekne turları yapılırdı ve bu turları yapan onlarca tekneden ancak birkaç tanesi müşteriler­ini memnun olarak geri getirirdi. Diğerleri tek yunus görmeden turu tamamlardı.

Şimdi burunların­ın dibindeki balinadan kimsenin haberi yok anlaşılan. Motorları kapatmama rağmen tekne yavaş da olsa ilerlemeye devam ederek balinaya çok yaklaştı. Bizimkinde­n hâlâ bir tepki yok, nargile fokurdatır gibi su püskürtmey­e devam ediyor, çaresiz motorları çalıştırdı­m. Balina birden uyanıp zarifçe suya daldı. Bunu iyi bir işaret olarak yorumlayıp, mutlu bir şekilde Lovina’nın en güzel yerine gidip demirledim. Uzun bir aradan sonra nihayet dinlenebil­eceğim için mutluyum.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye