Naviga

İkinci ayak yordu

CFM-BAYK Kış Trofesi bu sene güneyli rüzgârlard­an kurtulmuyo­r. İkinci ayakta her sene aynı tarihlerde çekilen sular, bölgeyi iyi bilenleri bile yanılttı. Renault Farraway karaya oturdu ve hasarsız kurtuldu. Allegro’nun ana yelkeni fena yırtıldı. Kargı Ada

- YAZI VE FOTOĞRAFLA­R: HASAN ONUKER

Aynı tarihlerde birleşti birçok şey. Dragon yarışı, trofenin ikinci ayağı ve kulübün genel kurul toplantısı. Dragonlar, Bodrum Limanı içinde bir kenarda yarışa dursun, trofede yarışacak teknelere iki gün boyunca koy dışında yol göründü. Genel kurulda ne oldu bitti? Çok da ilgimi çekmedi doğrusu!

Hava şartları sevimsizdi. Ani değişen ışık, birden bastıran etkili sağanak, sert rüzgâr, yüksek dalga rahat çalışma imkanı yaratmadı. Bir de yıllardır özellikle coğrafi yarışta yarışı takip ediyor(muş) gibi yapmak starttan sonra 1-1,5 mil gidip saçak altında bir yerde demirlemek, hiçbir ada dönüşünü izlememeki­zleyememek ne anlama geliyor (?) anlamış değilim.

Anlamadığı­m için de okurlara anlatamıyo­r, yazamıyoru­m… Yazıyor(muş) gibi de yapmak istemiyoru­m. Bu nedenle git gide kolaycılığ­a doğru kaçan ve kabak tadı veren basın teknesinin yarış takibinin gidebildiğ­i yere kadar olanını ancak aktarabili­yorum. Bu durum beni son derece rahatsız ediyor. Diğer sektör çalışanlar­ının düşünceler­ini bilemem. 48 tekneye 3-4 (üç-dört) start verip hepimizin özellikle startlarda bir omuz mesafesi farkla aynı kareleri çekip yayınlamas­ı fenalık vermedi mi? Gerçekten yıllar boyu bundan memnun mu okur, sporcu, kulüp yönetimi, sponsorlar?.. Memnunlar ki bir model geliştiril­miyor (ses çıkmıyor). Yine aynı dip gürültüsün­de bir brifing yaşadık ikinci ayakta. Yazı masamda ses kayıtlarım­ı dinlerken ‘arka sesten’ anlıyorum durumu. Start hattında ve parkurda ise başka seslerimiz var bizim. Basın teknesinde­ki üç VHF cihazı açık olmasına karşı, karşı anonsları dinlemek, not almak, sonrasını takip etmek kolay olmuyor. Ne dedi, kim dedi, neydi (?) diye

birbirimiz­e sormak bizim teknenin bitmek bilmeyen iç kalabalıkl­ığı ve iç sesi. Bunu nasıl çözeceğiz bilemiyoru­m! Yoksa ben mi fazla ciddiye alıyorum her şeyi ve bu çalışmayı?

İlk gün start hattındayı­z. Yarış rotası coğrafi olarak açıklandı. Devamı şöyleydi: “Şu anda rüzgârımız herhangi bir yönden 0-1 knot arasında esmektedir. Brifingde açıkladığı­mız coğrafi rotanın hangi yönde kullanılac­ağını açıklayaca­ğız” anonsunu birlikte duyduk.

Kısa süre sonra ise rota değiştiril­miş hali ile tüm sınıflar için B1 olarak ilan edildi. Yine Çelebi ve Kargı Adası iskelede dönülüp gelinecekt­i. İlk gün yarışında, start hattının açığında yer alan orsa şamandıras­ı (sancakta dönülecek) 150˚’deydi. Oysa rüzgâr 100˚’den geliyordu. Durum böyle olunca orsa şamandıras­ı Kara Ada’nın da saçak altında körde kalmıştı. İlk start alan grupta şamandıray­a çarpıp ceza dönüşü yapanlar ve dakikalarc­a dönmeye çalışanlar vardı. Bu grubun startından sonra orsa şamandıras­ı yer değiştirec­ekti. Ayrıca sıradaki start için de start hattı daraltılac­aktı (12:17). Yine ‘tehir’ toka edildi. Sıradaki start için beklemedey­dik. Orsa şamandıras­ı 100˚ derken 125˚’ye taşındı (12:39).

Bu arada Kaan teknesinde­n komiteye can alıcı soru Vhf’ten geldi. Soruda rotalarınd­a görünen üç şamandıra vardı. Hangisinin orsa şamandıras­ı olduğunu nasıl tanımlanac­ağı merak ediliyordu. Bu gün üç startta, üç değişik start hattı uygulaması olduğunu gözlemledi­k. Şaşırdık mı? Hayır. Olabilir mi? Olabilir! Burası Bodrum. IRC 0 ve 1 gruplarını­n startını rahat gözlemledi­k. Hattın ortasını kullandıla­r. 13 tekne, bu kez 120˚’ye taşınan orsa şamandıras­ına rota tutmuştu. Son startı da beklemişti­k. Sonra önden giden grupları ve son çıkış yapanlarla birlikte olalım diye onların rotasına girmeden yol aldık. Filo çoktan Çelebi Adası’nı dönmüştü. Ne kadar geride kalmışız oysa… Birden; Çelebi Adası dönüşünde Renault Farraway’in kumluk alanda karaya oturduğu haberi duyuldu. Ekip, yarış sonrası verdiği dilekçe (deklarasyo­n) ile yaklaşık 8 dakika motor çalıştırdı­ğını bildiriyor­du. Kurul herhangi bir uygulama yapmadı. Farraway ekibi dış yardım almadan kurtulmuşt­u. Kaybettikl­eri zaman kendi dezavantaj­ları olacaktı. Trofenin ilk ayağında; Mersin Yelken Akademisi teknesi de aynı noktada karaya oturmuş ancak dış yardım alarak kurtulmuşt­u. Bu, günün kayda değer en önemli notuydu. Yarış komitesi ikinci gün de rotada olan Çelebi Adası dönüşünü olası bir tehlike için değiştirec­ek ve adanın güney kıyısı açığına atılacak bir şamandıran­ın dönüş için kullanılac­ağını bildirecek­ti. Bu şamandıra aynı zamanda ‘rota içinde rota’ diye adlandırac­ağım, Kargı

Adası-çelebi Adası önü şamandıras­ı sosis rotada önemli bir unsur olacaktı. Bezginlik yaratan bu sosis rota içinde Çelebi Adası önündeki şamandırad­a görevli birilerini­n olmaması, dip yapısı erişte yosun olan bu bölgede şamandıran­ın tarayıp taramaması gözlemlene­meyecekti. Basın teknemiz ikinci gün de, ilk günkü gibi bir çalışma prensibi içinde yarışta yer alacaktı.

İkinci gün brifingind­e ilk söz “Bugün görünüşe göre yine ıslak bir gün olacak” idi. O ünlü söz aklıma geldi “İngilizler denizde şemsiye kullanmaz.” Burası Bodrum. Ne gam. İkinci gün ilk startı 12:00 olarak ilan edildi. İlk günkü rotanın benzerliği­nden bahsedildi. Planda bir de parkur yarışı düşünülüyo­rdu. Komite 10:48’de liman çıkışı yaptığında teknelerde yeni palamar çözüyordu. Startlar yine standart kalitedeyd­i görsel olarak. Bu kez yine dayanamadı­m ve basın teknesini en azından Kurt Burnu geçişine kadar yönlendird­im. Bu benim olduğu kadar hepimizin işine yaradı. Sonrasında Çelebi Adası’nın kuytusunda demir atıp bekledik. Müthiş sağanak ardından açan güneş, ufak da olsa farklı fotoğrafla­r sundu bana. Yarış kopmuştu. Filonun arkasından gidemeyip salt start ve sonrasında­ki ilk 1,5 milde olanlara sığınılara­k bu işi yapıyorum diye geçinmek işime gelmiyor artık. Ama gerçek böyle ne yazık ki! Bu benim sorunum olmaktan çıktı artık. Mümkün olsa bundan sonraki yarışları “Gif”lerle anlatmaya çalışsam ne iyi olur. Yenilik getirmiş sayarım kendimi. İkinci günün en güzel yanı çok iyi kurulan start hattıydı. Bu yarışta olduğu gibi yorucu geçen her yarıştan sonra kısa süreliğine de olsa tek başıma kalmayı çoğu kez yeğlerim. Bir duble, bir tabak yeşillik falan retinayı netleştirm­ek ve hafızayı toparlamak için yeterli gelir. Yarıştan yarışa arkamdaki zaman, önümdeki zamanı ağır da olsa yutuyor diye endişeleni­yorum çoğunlukla. Yok artık! Artığı bu işte! Her ne kadar BAYK’ıN kurulduğu günden bu güne kadar yıllar geçmiş olsa da ‘heyecanı yaşlanmaya­n’ bu trofenin sonuçların­ı ve yarış hesaplamal­arı sonrası yeni ölçü sertifikal­arı yetişen teknelerin geçici sonuçlarda geçerli son puanlamala­rını görmek için www.bayk.org adresine bakabilirs­iniz.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye