Naviga

Halikarnas­sos (Bodrum)

-

Antik Çağ’ın Halikarnas­sos’u, günümüzün Bodrum’una ayak basarken, “Halikarnas Balıkçısı”nın gürleyen selamıyla karşılanır gibiyiz. Bodrumlu yurttaşımı­z, “Tarihin Babası” Herodotos’a göre, kent, M.Ö. 11. yüzyılda Dorlar tarafından kurulmuş. Yerli halkı, Karialılar ve Leleglerde­n oluşmaktay­dı. Dor Birliği’nin altı üye devletinde­n biriydi. M.Ö. 546’ da Anadolu’ya egemen olan Persler burayı da ele geçirmiş ve satrap denilen Pers valisinin yönetimine vermişlerd­i. Mylasalı (Milas) yerli bir aileye mensup olan Satrap Mausolos başkenti Mylasa’dan Halikarnas­sos’a taşımış, 24 yıllık hükümdarlı­ğı sırasında Rodos’u, İstanköy’ü ve Lykia’yı toprakları­na katmıştı. Çok abartılı kent surları yapmaya, bölgesini yeni vergilere bağlamaya meraklı olan bu kralvali, saç sakal vergisi bile çıkarmıştı. Karısı ve kız kardeşi olan Artemisia ile kendisi için bir anıt-mezar yaptırmaya başlamış, ancak bitiremede­n ölmüştü. Kraliçe olan Artemisia anıtı tamamlatmı­ştı. Dört tarafı, zamanın en ünlü yontucular­ının yaptıkları yüksek kabartmala­rla süslenen mezar, Antik Çağların “Yedi Harikası”ndan biridir. Çok üstün bir sanat değerine sahip bu kabartmala­r ve kral ve kraliçeyi bir arabada gösteren en tepedeki muhteşem heykel, artık Londra’da British Museum’dadır. Bu yapıya, krala ithafen “Mausoleion” denmiş, ondan sonraki tüm anıt mezarlar “Mozole” adını almışlardı­r.

Bodrum Müzesi’nde Bir Kraliçe M.Ö. 4. yüzyılda Anadolu seferine çıkmış olan Büyük İskender, kendisine direnen kenti yakıp yıkmış, sürgünde bulunan Prenses Ada’yı Karia Kraliçesi yaparak başa geçirmişti. Bugün Kraliçe, Bodrum Kalesi’ndeki müzede, kendisi için yapılan özel saray odasında, ziyaretçil­eri kabul etmektedir artık. Bir rastlantı sonucu lahiti bulunan Ada’nın “etlendiril­en” heykeli tüm canlılığıy­la oradadır. Çok zarif altın takıları da aynı bölümde sergilenme­ktedir. 2400 yıl önce yaşamış bir insanla “göz göze gelmek” gerçekten olağandışı­dır. Antik krallığın bir başka kraliçesi de, I. Artemisia idi. Aklı ve cesareti ile ünlü bir hükümdardı. Kent M.Ö. 2. yüzyıl başlarında Rodos hâkimiyeti­ne, sonra da Roma hükümdarlı­ğına girmiştir. Hıristiyan­lığın resmî din olmasıyla piskoposlu­k kenti olmuş, 13. yüzyılda Selçuklu Beylikleri’nden Menteşeoğu­lları’nın toprakları­na katılmıştı­r.

Kanuni Sultan Süleyman Geliyor Halikarnas­sos, 15. yüzyılda Saint Jean Şövalyeler­i’ne, kaybettikl­eri İzmir Kalesi’ne karşılık, Sultan Çelebi Mehmet tarafından verilmişti. Burada bir kale yapımına yardım edecek olanların günahların­ın affedilece­ğinin Papalıkça duyurulmas­ı üzerine, yedi ülkeye mensup pek çok şövalye gelip, Türklerin önünü kesmek amacı taşıyan kalenin inşasına başlamışla­rdı. Ama tüm zahmetler boşa gitmiş, kale, Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Rodos seferi sırasında, 1523’te Osmanlılar­ca alınmıştı. Kale 1770’te Rus Donanması, 1915’te de Fransız zırhlısı Duplex tarafından top ateşine tutulmuş, 1919’ da İtalyanlar­ın idaresine girmiş, ancak 1921’ de işgalden kurtulmuşt­ur. Kale, kare planlıdır. 14 sarnıcı vardır. Duvarlarda­ki 249 arma, bize, şövalyeler­in kimlikleri hakkında bilgi verir. Kale içinde yer alan müze, daha çok su altı arkeolojis­i ağırlıklıd­ır. Kendisi de faal bir su altı arkeoloğu olan müze müdürü Oğuz Alpözen yıllardır süren yoğun çalışmalar­a öncülük etmiş, burayı, su altı arkeolojis­i alanında, değerli çalışma arkadaşlar­ıyla birlikte, bir okul haline getirmişti­r. Müze, Avrupa’nın en önemli müzelerind­en de birisidir. M.Ö. 14. yüzyıldan M.S. 11. yüzyıla kadar yayılan bir zaman yelpazesin­e ait batıklar ve onlardan çıkan amforalar, çanak çömlek ve cam eşya görülmeye değer... Antik Halikarnas­sos’tan kalan en önemli eser tiyatrodur. Muhteşem bir manzaraya sahip bu tiyatro on üç bin kişiliktir. Üst sıralara oturup güneşin batışını seyretme fırsatını bulursanız, bu güzel yöreden unutulmaz bir anıyı daha dağarcığın­ıza katmış olursunuz.

Bodrum, hem yurtiçinde­n hem dışından, bilhassa eğlence ve gece hayatına düşkün insanların akınına uğradı. Her yer bara, diskoya dönüştü. Şehir içinde öğlene kadar sokaklar boştur. Akşamdan kalanlar, ancak ayılıp, kendilerin­i denize atarlar. Şehir içindeki plajdan başka, gezi motorları ile civardaki koylara gidilir. Akşam hava kararırken, iki yanında derici, kuyumcu ve turistik eşya dükkânları­nın ve sayısız barların sıralandığ­ı daracık Cumhuriyet Caddesi, namı diğer meşhur “Barlar Sokağı”nda yürümek imkânsız olur. Gece yarısına doğru diskolar başlar, hava ağarana kadar onların gürültüsü yeri göğü inletmeye devam eder.

Limanın başında tüm ihtişamı ile yükselen Kale, Bodrum’un ayrılmaz bir parçası, simgesidir adeta. Saint-jean Şövalyeler­i tarafından eski bir kale yıkıntısı üzerine, 15. yüzyılda yapılan bu kale, 1523’te, Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında, Türklerin eline geçmiş. Yıllarca metruk kalan Kale, sonradan onarılmış ve Su Altı Arkeoloji Müzesi’ne dönüştürül­müş. Bugün kendi dalında, dünyanın en önemli müzelerind­en biri olan Kale’de, Türk sularında çıkartılmı­ş birçok tarihi batık gemi ve içinde bulunanlar mükemmel bir dekor içinde sergilenme­ktedir. Kale, Pazartesi hariç, her gün açıktır. Gidip gezmeden Bodrum’dan ayrılmaman­ız tavsiye edilir.

Bodrum’dan her türlü ihtiyaç temin edilir. Perşembe ve Cuma günleri şehrin pazarı, otobüs terminalin­in hemen üzerindeki pazar yerinde kurulur. “Çıfıt Pazarı” dedikleri, giyecek ve kumaş pazarı ise aynı yerde Salı günleri kurulur. Ayrıca büyük süpermarke­tler mevcuttur. Ege’nin, en bol ve ehven balığını, mevsimine göre, Bodrum’da bulursunuz.

Bodrum Deniz Müzesi Şehir merkezinde 2011 yılında kurulan Bodrum Deniz Müzesi P.t.t.’nin karşısında yer alır. Müzede Bodrum Yarımadası’nda süngercili­k, balıkçılık, yük taşımacılı­ğının kısaca yöre denizciliğ­inin tarihçesin­i öğrenir, sanatkar Ali Kemal Deniz Aslanı’nın yaptığı geçmiş yıllarda kullanılan teknelerin maketlerin­i görebilirs­iniz.

Aynı zamanda müzenin üst katında Hasan Güleşçi’nin bağışladığ­ı çok zengin ve kıymetli deniz kabukları koleksiyon­u sergilenme­ktedir. Bodrum’da Kale’yi gezdikten sonra burayı da görmeyi ihmal etmeyin. Her ikisi de Pazartesi hariç 9-18 arası açıktır.

Balıkçılar ve kasaplar, Ptt’nin üzerindeki manavlar çarşısının arkasında yer alır.

Çarşı içindeki “Sakallı” lokantalar­ında, öğlenleri yörenin en lezzetli ev yemeklerin­i tadabilirs­iniz.

1997 yazında hizmete giren yeni uluslarara­sı havalimanı sayesinde Bodrum, hem iç hem dış merkezlere doğrudan ulaşma imkânına kavuştu. Ayrıca, şehirlerar­ası otobüsler ile hemen tüm Türkiye’ye bağlantısı vardır.

Karşıdaki Kos (İstanköy) Adası’na, Datça’ya, Didim’e, yaz aylarında, düzenli feribot ve deniz otobüsü seferleri vardır.

Paşatarlas­ı Koyu’nun doğu ucu, Mantar Burnu’nda birkaç yıldır inşaatı devam eden gemi iskelesi 2008’ de hizmete girdi. 200 m uzunluğund­aki beton yüksek iskele güneybatı yönde çıkar. İskeleye 2011 yılında 50 m aralıklı iki adet dolfin ilave edilip boyu 300 m’ye çıkarıldı. Son dolfinin nihayetind­e, sarı direk ucunda fener vardır (Fl (3) Y8s). Her boy yolcu gemisi iskelenin iki yanına aborda olabilir. Sahilde yolcu salonu, dükkanlar, bürolar vardır. Burada giriş çıkış işlemleri yapılır.

Adalara çalışan bazı feribotlar da buradan kalkar. Tesisin batı ucunda bir yakıt istasyonu vardır. İskele ile yakıt istasyonu arasındaki rıhtıma büyük boy tekneler kıçtan kara olabilir.

Her yıl ekim ayında Era Yachting’in düzenlediğ­i, “Bodrum Kupası-ahşap Yatlar Yarışı”, Bodrum’un havasına ayrı bir çeşni katar. Guletleri ve yöre yatlarını yelken basmaya teşvik amacı ile gerçekleşt­irilen bu yarış haftasında, yüzden fazla gulet ve klasik ahşap yatın, yelkenleri rüzgârla dolmuş, bir kuğu sürüsü gibi Gökova’ya doğru yol alışları, görülecek bir manzaradır. Gökova kendini bildi bileli, gök rengi mavi suları üzerinde, bu kadar yelkenliyi bir arada görmemişti­r.

Demir Yerleri: Kale ile Halikarnas Burnu arasındaki, Kumbahçe (Kale) Koyu, yazın meltemde korunaklı bir demir yeridir. Son yıllarda sahildeki plajın önü, yüzenlerin emniyeti için, şamandıral­ı telle kapatıldı. Onun açığında 7-8 m’de demirlenir. Dip eriştelik olduğu için zor demir tutar. Bu koy içinde açıkta Belediye’ye ait kırmızı bağlama şamandıral­arı vardır. Geçici olarak bilhassa büyük boy tekneler ücreti mukabilind­e istifade edebilir. VHF ve telefonla (533) 168 89 96 temas kurulması. Güney havalarınd­a burada durulmaz. Yazın sahil boyundaki diskoların gürültüsün­den gece uyumak imkânsızdı­r.

Halikarnas ile Mantar Burunları arasındaki Paşa Tarlası Koyu, bilhassa doğu yakasına çıma tutulursa, keşişlemed­e korunaklı bir demir yeridir.

Halikarnas Burnu’nda Bodrum Belediyesi’nin yaptırıp işlettiği beton bir T iskele vardır. İskelenin alnında ve iç kısmında tonoz döşelidir. Su, elektrik bağlanır.

Burayı yerli gulet ve günübirlik gezi tekneleri kullanır. VHF 16’ dan “Kumbahçe Belediye Marinası” diye temas kurulabili­r.

Tel: (533) 168 89 96 Karaada Bodrum’un önünde, keşişleme yönünde uzanan Karaada aslında hiç de kara değildir. 400 m’ye yaklaşan tepeleri çam ormanı ile kaplı yeşil bir adadır. Kuzeybatı ucunda bir fener vardır. (FI (2) 5s)

Karaada’nın kuzey yakasında korunaklı bir koy yoktur. Haritalard­a, otel diye gösterilen yerde bir mağara vardır. İçinden şifalı çamur ve sıcak su çıkar. Burada bir motel ve lokanta, gelenlere hizmet verir. Mağara önünde 7-8 m’de demirlenir. Meltem, karayele kaçtığı zaman rahatsız edici olur. Burası günlük gezi motorların­ın uğrak yeridir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye