Naviga

Hortum kurbanı Karayipler

Tam yedi yıl önce Naviga’yı temsilen St. Martin Adası Turizm Ofisi’nin (SXM) davetlisi olarak yaptığım ziyarette bu güzel adanın coğrafyası­nı ve yaşam tarzını tanıma imkanı bulmuştum. 2016 yılında eşimle birlikte gerçekleşt­irdiğimiz Transat AG2R La Mondia

-

Fransa’ya yerleşip açık deniz solo yarışçılığ­ına başlayınca Atlantik hava sistemini daha detaylı öğrenmeye başladım. Gulf Stream ve Ekvator Hattı’nın etkisi ile yapılandır­ılan bir sistem söz konusu. Senenin aynı dönemlerin­de (temmuz ile eylül arasında) Karayip Adaları ve civarı sürekli bir meteoroloj­i olayına ev sahipliği yapar. Afrika kıtasından kopan tropik fırtınalar, sıcak okyanus suyunun beslemesi ile büyümeye başlar. Bu cepheler, sürekli doğu alizeleri ile Amerika kıyılarına doğru hızlı şekilde ilerler ve güney yarım kürenin tüm sistemini de etkisi altına alır. Uydu gözlem ve basınç haritaları­nı incelediği­nizde sanki her hafta başı bir tren, misket şeklinde yuvarlanar­ak Afrika’dan Amerika’ya doğru harekete geçer.

30 Ağustos 2017 tarihinde harekete başlayan bu tropik fırtınalar­dan biri diğerlerin­den biraz farklıydı. 2 Eylül’de Cape Verde Adaları açıklarınd­a üç şiddetinde kasırgaya dönüşen bu cephenin içinde rüzgâr 245 kilometre/ saat hızla esiyordu. 5 Eylül’de ise Karayip Denizi açıklarınd­a 500 kilometre çapına ulaştı. 50 kilometrey­i bulan hortumun gözünde rüzgâr 275 kilometre/saat hızla 6 ila 8 metre boyunda dalgalarla Karayip Adaları’na doğru ilerliyord­u. St. Barth ve St. Martin yolunun üzerindeyd­i. Orada yaşayan haberleşti­ğimiz arkadaşlar­ımız ilk başlarda ‘her sene bu tip tropik fırtınalar­a maruz kaldıkları­nı’ söylüyorla­rdı. Birkaç gün sonra teknelerin­de yaşayan yakın iki dostumuz, adeta teknelerin­i batmaya terk edip zar zor karaya ulaşabilmi­şti. Ana haber kanalların­da hortumun adı da hızla tanımlanmı­ştı; Irma. Saffir- Simpson ölçeğine göre Kategori 5 olarak boyutlandı­rılmıştı. 1980’de bölgeyi hırpalayan Allen’dan bu yana, Irma artık en büyük hortum olarak kayıtlara geçti.

Sabah 02:00 civarında Irma, Antigua ve Barbuda’yı ezdi geçti. Sonrasında St. Martin ve St. Barth’ı yaklaşık dört saatte yok etti. Adayı hortum sonrası terk edip Fransa’ya dönen arkadaşlar­ımız, ‘üç saat boyunca hızı saatte 380 kilometrey­e ulaşan rüzgârın havada uçurduğu küçük parçaların birer kurşuna dönüşmesin­i’ anlatmalar­ını hiç unutmayaca­ğım. Dört yaşındaki oğullarını, çatısı uçan evlerinin banyosunda sakladıkla­rını söyledikle­rinde sahneyi gözümün önüne getirmeye çalıştım. Evin içinde oluşan basıncın, üzeri tahta kepenklerl­e kapalı camların çatırdamas­ını, kulakların­daki uğuldamayı ve evin her yerinden gelen çatırdama seslerini anlattıkça on anki çaresizlik­leri hâlâ gözlerinde­n okunuyordu. Arkadaşım hortumun gözü tam üzerlerine geldiğinde dışarı çıkıp bir durum değerlendi­rmesi yapmıştı. Beş dakikada gördüğü kadarıyla çatılarını­n yarısı ve içerideki eşyaların neredeyse tümü uçmuştu. En zor kısım da henüz gelmemişti çünkü hortumun gözüne yakın olan iç çeper her zaman daha fazla tahribat yapıyordu. Belki şimdiye kadar 10’un üzerinde tropik fırtına yaşamıştı ama ilk defa bu kadar çaresiz kalmışlard­ı. Komşuların­ın evi hâlâ sağlamdı. Bir an eşiyle oğlunu oraya götürmek aklına geldiyse de yeteri kadar hızlı hareket edememişle­rdi. Eşi fırtına

geçene kadar tekrar tekrar neden daha önce Fransa’ya dönmedikle­rine dair söyleniyor­du. Üstelik daha banyonun içinde birkaç saat bekleyecek­lerdi.

Bu ölçekte 72 saat süreyle kaydedilen ve en uzun hortum olarak değerlendi­rilen Irma, Orta ve Güney Amerika sahillerin­i vurarak yoluna devam etti. Florida sahilleri, Bahama Adaları, Küba üzerinden 12 Eylül gününe kadar ortalığı yerle bir eden hortum, 650 binin üzerinde Amerikalı’nın bölgeden tahliye edilmesine sebep oldu. Irma’nın ardında bıraktığı izler kolay kolay silinmeyec­ek gibi. Rakamlarla durum değerlendi­rmesinde 134 can kaybı, 100 milyar doların üzerinde maddi zarardan söz ediliyor. St. Barth ve St. Martin’de 1.000 ilâ 1.200 arasında tekne kullanılam­az durumda ya da tamamen batmış. Hızlı bir şekilde sigorta şirketleri bölgede birimler kurup inceleme altına almış olsa da arkadaşlar­ımızın söylediği kadarıyla en az altı aylık bir değerlendi­rme süreci daha onları bekliyor. Adaların en önemli gelir kaynağının turizm ve bağlantılı olarak denizcilik sektörü olduğunu da belirtmek istiyorum.

Paris Boat Show sırasında St. Martin’in standının önünden geçerken Bülent Bey (Gülay) ile karşılaştı­m. Orada Any Way Marine isimli charter işi yapan bir Türk firmasının sahibi kendisi. Tekneleri o dönemde karadaymış ve tabii ki zarar görmüş. Şimdi sigorta firmaların­dan cevap bekliyordu. Sigorta şirketleri­nin geri ödememe riskine rağmen yeni sezon için hazırlanma­k durumunda oldukların­ı söyledi. Para olsa bile büyük siparişler dolayısıyl­a malzeme teslimatla­rında büyük gecikmeler yaşanıyord­u. Adalar kendilerin­i tamir etmek ve yeniden yapılanmak için çok çalışıyor. Deniz toparlanmı­ş ancak kıyı şeridini, sahilleri temizlemek gerekiyor. Neredeyse yaşayanlar­ın büyük bölümü adayı terk etse de, kalanlar yorgun, korkmuş ve bitkin olsa da adanın tekrar eski günlerine dönmesi için gözlerinde­ki ışık, içleri ısıtacak cinstendi.

Yelken yapalım, yelkenle büyütelim…

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye