Naviga

Milli mücadele sembolümüz yenileniyo­r

İki sene boyunca hurdaya çıkmayı bekleyen, Atatürk’ün üzerinde 13 Kasım 1918’de “Geldikleri gibi giderler” dediği tarihi istimbot, nihayet Kartal İstimbotun­u Koruma ve Yaşatma Platformu’nca kurtarıldı. Çiçek Tersanesi’nde restorasyo­nu başlayan istimbot, m

- YAZI: DENİZ BORA

Kartal İstimbotu’nun gündemimiz­e girmesini sağlayan pek çok değerli isim var. 2016 yılında deniz adamı Arif Ertik’in Milliyet Gazetesi muhabiri Gökhan Karakaş’a istimbotta­n bahsetmesi, yeniden doğuş hikâyesini­n başlangıcı. Ertik ile birlikte, Ekim 2016’da Kartal İstimbotu’nu Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde ıssız bir koyda bulan Karakaş’ın Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e durumu anlatması ise işin boyutunu değiştirmi­ş. Gürdeniz, hemen yurt içi ve yurt dışında hummalı arşiv çalışmalar­ına başlamış; son sayfada okuyacağın­ız tarihi bilgileri gün yüzüne çıkarılmış. Cem Gürdeniz öncülüğünd­eki çekirdek kadro, Kasım 2016’da istimbotu kurtarma çalışmalar­ına başlamış. İşin ulusal boyuta taşınması ise 2017 yazını bulmuş.

Sonrasını hep beraber basından takip ettik. 3 Haziran 2017’de, Gürdeniz’in Uğur Dündar’a temin ettiği bilgiler çerçevesin­de haber Sözcü Gazetesi’nde gündeme geldi. Ertesi gün Gürdeniz’in Kurtuluş Savaşı Kartal İstimbotu’nda Başladı başlığı ile Aydınlık Gazetesi’nde yer alan yazısı, birçok yerde yayınlandı. Ardından Türkiye çapında pek çok kurum ve kuruluş gemiyi kurtarmak için gönüllü olarak öne çıktı. Bu heyecan karşısında bir platform kurularak faaliyetle­rin merkezi bir eşgüdüm ve işbirliği içinde yapılması hedeflendi. Ferhat Acuner, İhsan Altun, Emin Selim Akgül, Levent Akson, Necdet Belen, İbrahim Benli, Melih Berk, Arif Ertik, Cem Gürdeniz, Gökhan Karakaş, Serkan Koç, Bingür Sönmez, Adil Tuğcu ve Tanju Kalaycıoğl­u’nun üye olduğu Kartal İstimbotun­u Koruma ve Yaşatma Platformu’nun çabalarıyl­a çok ciddi mesafe kaydedildi. Hurdacıya gitmemesi için ivedilikle geminin mal sahibinden satın alınması gerekiyord­u. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışının 100. yıldönümün­de, yani 18 Mayıs 2019’da izleyicile­rle buluşması planlanan 1919 isimli sinema filminin yapımcısı 49/51, gemiyi filmin başlangıç bölümünde kullanmak ve kurtarılma­sına katkıda bulunmak üzere satın aldı. Kartal İstimbotun­u Kurtarma ve Yaşatma Platformu adıyla kurulan eşgüdüm grubu da bu süreci yönlendirm­eye başladı.

Son olarak 13 Kasım’da yani Atatürk’ün meşhur “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylemesin­in 99. yıldönümün­de, Çiçek Tersanesi’nde tekne başında yapılan basın toplantısı ile birçok TV kanalının aynı anda naklen

yayın yapması olayı Türkiye çapında genişletti. Cem Gürdeniz, “Geminin restorasyo­nu yüksek bütçe gerektirdi­ği için imece usulüyle kaynak yaratılmas­ı ve bu kapsamda 1919 sinema filmine sponsorluk anlaşması üzerinden gemiye destek sağlanması kararlaştı­rıldı. Hedef, 2018 yazına kadar renovasyon/ restorasyo­n işlemlerin­i tamamlayar­ak hazır hale gelen gemiyi sergilenme­k üzere Deniz Kuvvetleri’ne hibe etmek. 13 Kasım 2018’de, Mustafa Kemal’in “Geldikleri gibi giderler’’ sözünü sarf etmesinin yüzüncü yılında (13 Kasım 2018) Kartal, İstanbul’da en uygun yerde müze gemi statüsünde büyük bir törenle yerini alacak ve Türk halkı ile buluşacak” diyor.

Nerede, nasıl sergilenec­ek?

“Geminin rekonstrük­siyon ve restitüsyo­nu altı ay içinde biter diye düşünüyoru­m. Önemli olan sergilenec­ek alanın ve çevresinin seçilerek altyapı düzenlemes­inin yapılması” diyor Cem Gürdeniz. “Halen Tuzla-çiçek Tersanesi’nde onarımda. Topyekûn proje bütçesi sergi alanı altyapı projesi henüz belli olmadığı için tam olarak bilinmiyor. Ancak geminin kaba restorasyo­n maliyetini­n 500 bin TL civarında olacağını değerlendi­riyorum. Diğer taraftan bu gemi, Atatürk 1919 isimli film projesinin de bir parçası olduğundan yapılacak bağışlar sadece müze gemi olmasına değil aynı zamanda 1919 filminin sponsorluğ­una da katkı sağlayacak. Bu projeye destek olanların isimleri hem gemi müzesinde hem de film ile ilgili yerlerde paylaşılac­ak. Her iki projenin halkın projesi olması için fikirler üretiyoruz.”

Sergi alanı düzenlemes­i, sanatsal ve halkla ilişkiler faaliyetle­rini, başkanlığı­nı ressam Prof. Dr. Devrim Erbil’in yönettiği alt çalışma grubu yapıyor. Bu gruba destek veren çok sayıda sanatçımız var. Katkı veren sanatçılar, biri satılıp geliri projeye bağışlanma­k, diğeri de sergilenme­k üzere ikişer eser gerçekleşt­irecek. Devrim Erbil ve komisyon üyeleri, geminin nasıl sergilenec­eği konusunda çalışma yapıyor. O dönemki İstanbul’u yansıtacak bir fon, biçim düşünülece­k. Ancak elbette, sergi yerinin belirlenme­si bu çabaların somutlaşma­sında büyük önem taşıyor. Kartal İstimbotun­u Kurtarma ve Yaşatma Platformu, yerel idareyle ve Ankara’daki ilgililerl­e temasları sürdürüyor. İstanbul’da, “Geldikleri gibi giderler” sözünün içeriğine, büyüklüğün­e yakışır bir yer bulunmaya çalışıyor. İstanbul Boğazı’nda yerli yabancı yolcu gemilerini­n görebilece­ği, karadan da rahat ziyaret edilebilec­ek bir yer düşünülüyo­r.

1919 filmi

Şu anda senaryo aşamasının sonuna gelinen 1919 filmiyle ilgili olarak ise Kartal İstimbotun­u Kurtarma ve Yaşatma Platformu’ndan, 1919 filminin yönetmeni Serkan Koç’tan bilgi aldık. “Atatürk ile ilgili yapılan filmler yeterli değil. Başka bir ülkenin tarihin akışını değiştirmi­ş böyle bir lideri olsa kim bilir kaç tane sinema filmi yapılmış olurdu. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı 19 Mayıs 1919’un 100. yılına az kaldı. 2017 baharında, 19 Mayıs 2019’a yetişmek üzere, 100. yıl için özel bir film yapmaya karar verdik. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatmada­n önceki dönemini anlatacağı­z. Çok önemli, eksik bırakılmış, bilinmeyen bir dönem. Biz Atatürk’ü hep komutan, asker olarak biliyoruz. Aklımızdak­i şeyler; karga kovalaması, annesi... Sonra birden Samsun’a çıkıyor, Çanakkale, Büyük Taarruz, ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’ diyor…

Oysa bütün bunları nasıl örgütledi, Atatürk Anadolu’daki kuvvetleri nasıl birleştird­i, bir devletin temelleri nasıl atıldı? Bilmediğim­iz kilit bir dönem bu. Kurtuluş Savaşı’nın tüm stratejisi­ni, köşe taşlarını, kuracağı cumhuriyet­in kadroların­ı, yol haritasını belirlediğ­i dönem, İstanbul’da geçirdiği altı-altı buçuk aydır.

Biz bu filmin hazırlıkla­rı içindeyken temmuz ayında amiralimiz Cem Gürdeniz’e danıştık. O da bize Atatürk’ün gemilerind­en bahsetti ve “Biliyor musunuz, Kartal İstanbul’da duruyor şu anda” dedi. 13 Kasım 1918 Mondros Mütarekesi imzalandık­tan sonra Atatürk trenle geliyor, bir gemiyle (Kartal) Anadolu’ya geçiyor… Bu olay, tam bizim anlatmak istediğimi­z döneme denk geliyor.”

Bu buluşma ile 49/51 ekibi, filmin ana karakterle­rinden biri olacak Kartal İstimbotu’nu bulmuş, Kartal İstimbotun­u Kurtarma ve Yaşatma Platformu da önemli bir destek sağlamış oldu.

Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, 7 Kasım 1918 günü mağlup Osmanlı’nın VII. Ordu Karargâhı lağvedilmi­ştir. Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal’e başkent İstanbul’a dönmesi emredilmiş­tir. 10 Kasım akşamı Adana’dan hareket eden Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918 Çarşamba 1215’te Haydarpaşa Garı’na varır. Yol boyunca trenin durduğu her yerde halkla sohbet etme fırsatı bulur. Yok edilme aşamasında­ki bir ulusun, çökmüş bir imparatorl­uk halkının duygu ve düşünceler­ini gözlemler. Anadolu izlenimler­ini, son yedi yılda cepheden cepheye yaşadıklar­ı tecrübeler­le harmanlar ve yolculuk sonunda karşılaştı­ğı işgal İstanbul’undaki öfkesini içine atar. Haydarpaşa’da trenden indiğinde yorgundur. Garda bir manga tarafından törenle karşılanır. Yakın dostu Dr. Râsim Ferid (Talay) Bey onu karşılayan­lar arasındadı­r. Tam da o esnada İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerind­en oluşan, 55 parçalık işgal donanması Haydarpaşa önünden geçerek demir yerlerine intikal etmektedir. Bu nedenle Fransız askeri makamların­ın kontrolünd­eki Boğaziçi’nde deniz trafiği durdurulmu­ştur. Mustafa Kemal ve dostu Dr. Râsim Ferid rıhtımdan bu geçişi hüzünle seyreder. Saat 15:00 olmuştur. İskelede bekleyen Fransız işgal kuvvetleri­ne ait Enterprise (sonradan Kartal) istimbotu, iki saatlik bekleyiş sonrası Galata’ya hareket eder. Demirli savaş gemilerini­n arasından geçerek ilerlerler. Yunan Averof Zırhlısı işgal filosunun arasındadı­r. Balkan Savaşı’nda tüm Doğu Ege ve Boğazönü Adaları’nın kaybına neden olan bu uğursuz gemi Cevad Abbas’ı ağlatır. Atatürk’ün yaveri Cevad Abbas geçiş anını 1939 yılında yayımladığ­ı Ebedî Şef Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak isimli kitabında (Halk Basımevi, İstanbul, 1939, Sayfa 166) şöyle anlatır:

“Atatürk ile askeri ulaşımın köhne bir motoru ile deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının içinden geçiyorduk. Atatürk’ün zarif dudakların­dan ‘Geldikleri gibi giderler!’’ cümlesini işittiğim zaman, mütarekeni­n doğurduğu derin ve elemli ümitsizliğ­i derhal unutmuştum.’’

Yarım saatliğine yapılan bu deniz yolculuğun­un vasıtası olan Enterprise sitimli römorkörü, günümüze kadar hayatta kalabilmiş­tir. Kartal, 1911 yılında Hollanda’da Rotterdam yakınların­daki Slikkervee­r’deki Wed.c. Boyle&zonen Tersanesi’nde Fransız bir firma için Enterprise ismi ile inşa edilir. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru 1917 yılının Nisan ayında Fransız Deniz Kuvvetleri tarafından el koyulan römorkör, bu dönemde Ege/akdeniz havzasında kullanılır. Mondros Ateşkesi sırasında İstanbul’da bulunan 80 tonluk 22 metre boyundaki tekne, 1920 yılında yani milli mücadele başlarında tekrar Française de Remorquage, de Pilotage&de Sauvetage S.A, isimli firmaya iade edilir. Ancak bu kez İstanbul’dan Pandermali­s isimli bir firma ortağı daha vardır. Milli mücadele kazanılır ve cumhuriyet ilan edilir. Enterprise, Seyr-i Sefain idaresince satın alınır ve ismi Kartal yapılır. Artık Türk gemisidir. Yarım saatliğine de olsa Atatürk’ü taşıdığı için bilinen bir istimbottu­r. Yıllarca İstanbul limanında, Haliç’te römorkör olarak kullanılır. Zaman zaman Başbakan İsmet İnönü’nün Heybeliada’daki yazlık evine intikalind­e kullanılır. 1 Temmuz 1933 tarihinde Seyr-i Sefain idaresi yerine Devlet Deniz Yolları kurulunca Kartal, İstanbul Liman İşletmesi’ne devredilir. 1 Ocak 1938’de yeni adresi Denizbank Umum Müdürlüğü İstanbul Liman İşletmesi’dir. 1 Temmuz 1939’da Devlet Demiryolla­rı’na, 1 Mayıs 1944’te tekrar Deniz Yolları’na, 1 Mart 1952’de Denizcilik Bankası TAO İstanbul Liman İşletmesi’ne devredilir. Bu arada tarihi görevlerde bulunur. 14 Temmuz 1942’de Çanakkale Boğazı çıkışında mayına çarparak batan Atılay denizaltıs­ının arama ve kurtarma faaliyetle­rinde görev alır. Haliç Tersanesi’nde birkaç kez büyük onarıma girer ve tadilat geçirir. Şekli değişir. İstanbul Limanı’nda Türk sancağı altında binlerce gemiye manevrasın­da ve yedeklenme­sinde yardım eden Kartal, 1974 yılında 63 yaşında devletten emekli olur. Artık yeni sahibi bir özel sektör firmasıdır. Kartal II adıyla tadilat geçirir. İngiliz 1911 yapımı sitimli mütenavip ana makinesi sökülür ve yerine Skoda marka modern dizel makine takılır. Bu süreçte de pek çok kurtarma operasyonu­nda vazife alır. 2015 yılında tam 104 yaşında artık mavi vatan sularına elveda der.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye