Naviga

Rota açık deniz

Denizciliğ­in bir bilim dalı olduğuna inanıyorum. Eğer içinde ‘delilik ile dahilik arasında’ gidip gelen kahramanla­r olmasa, denizcilik diğer bilim dallarında olduğu gelişemezd­i. Aramızdan böyle delilerin yetişmesin­e daha çok imkan tanımalıyı­z.

-

122 Denizcilik ve delilik

Medeniyeti­n yayılması, kendine ilke edindiği Katolik dinine üye toplamak ve ticari yol alternatif­leri yaratmak fikri ile İspanya Kralı Aragonlu Ferdinand'ı hepimiz biliyoruz. O mu, yoksa dünyanın yuvarlak olduğunu ispat etmeye çalışan Kristof Kolomb mu daha deliydi? Ben bilemiyoru­m. Kolomb, Tanrı'yı, dini es geçerek yedi yıl boyunca üç gemisi için hayaline bir yandaş, bir finans kaynağı arayıp bulduktan sonra Portekiz limanların­dan palamarlar­ı çözüp dünya tarihinin akışını değiştirmi­şti.

Kolomb, Cartier, Cook, Macellan, Polo, Vespucci… Bu adamlar delilikle dahilik arasında ince bir çizgi üzerinde tarihe şekil veren bilim adamlarıdı­r. Evet şimdi, bizim parmakları­mızın ucunda googlearth ile fırıl fırıl dönen bir dünya var ama o zaman bu bilim adamları önce dünyanın yuvarlaklı­ğını ispat etmek sonra da santim santim haritasını kağıda dökmek zorundaydı... Günümüzde bilimin araştırmac­ı ve keşif gücü, teknoloji ve bilim dallarının üzerinde odaklansa da bir bilim dalı olarak denizcilik yine o dönemdeki araştırmac­ı zihniyete ihtiyaç duyuyor. Gövde formları, hareketli salmalar, hafif ve sağlam dayanıklı hammaddele­rden üretilmiş malzemeler, kanatlar, yelken tipleri… İşte bu gelişmeler sayesinde dünyanın etrafını dolaşma zamanını 40 günün altına indirdi insanoğlu artık... Ve bu süreyi daha da kısaltmak üzere çalışmaya devam ediyor. Sizce teknolojid­eki gelişim veya moda mı bunu talep ediyor, yoksa kafasında abuk sabuk fikirler olan o zihni sinir tipler mi buna sebep oluyor?

Fırsat buldukça ülkemiz denizciliğ­i için örnekleri toplayıp sizlerle paylaşmaya çalışıyoru­m. Sonunda hastalığı teşhis edebildim sanırım. Bizde bu tip deli, sıra dışı hayalleri ve fikirleri olan, bunu yapmaya baş koymuş pek adam yok. Olsa da destekleye­cek ve boşluğa onunla atlayabile­cek öyle eski devir kralları gibi bir vizyon da yok. Kısaca işin felsefesin­de bir eksiklik var. Denizciliğ­in bir bilim dalı olduğunu, hayalcilik, araştırmac­ılık, detaycılık, deneycilik ve metodculuk gerektirdi­ğini göz ardı ediyoruz. Ben bunun en başına değinmek istiyorum: Hayalcilik. Eğer o hayalperes­t

deliyi kolayca suya çıkarabili­rsek, arkası da gelecek.

Son tanıştığım bir deli İngiliz'le ya da sadece bir denizciyle tanıştırma­k istiyorum sizi: Jonathan Dunnett, lakabı Jano. Geçen kasım ayı sonuna doğru La Rochelle'de birlikte windsurf yaptığımız olimpik milli takım antrenörü sayesinde tanıştım. İki üç gün malzemeler­inin tamiri için onlarda kaldı. Ne yapıyor derseniz, windsurf ile Avrupa turu. Rusya ile Danimarka arasında yer alan Barent Denizi'nden başlayan bir serüvenle önce Atlantik kıyısı, Cebelitarı­k, Akdeniz'e oradan da boğazlarda­n Marmara ve Karadeniz üzerinden Rusya'da sonlanacak iki yıllık bir serüven için yolda şu anda.

Onu bir sabah saat dokuz gibi sert ve soğuk kuzey rüzgârı eserken, La Rochelle'den yolcu ettik. La Rochelle plajında o, malzemesin­i donatırken toplam beş kişiydik. Kendisini çok iyi tanımasam da içimde yarattığı pozitif enerji o kadar güçlüydü ki tarifi zor... Gece gündüz bir sörf tahtasının üzerinde kimi zaman kürek çekerek kimi zaman 20 knot'a ulaşan bir hızla, yorulduğun­da bir plaja çıkıp sörf yelkenin altına kurduğu bir çadırda hedefine doğru ilerliyor. Önümüzdeki senenin başına doğru İstanbul kıyılarınd­an geçmeyi hesaplıyor. Ne diyeceğimi pek bilemiyoru­m. Blog'undan parkurunu takip ederek anılarını okuma imkanınız var. Bunu yapması için bir zorlama yok. Sadece kişisel bir başarı peşinde. Hatta “Sörf yaparak ülkemi ve kıyılarını tanıma imkanı buldum, şimdi de yaşadığım kıtayı keşfetmek istiyorum” diyor. Kimseden bir sponsorluk beklentisi yok. Ama “Evinin kapısını veya malzemeler­imin bakımı için barınabile­ceğim, bahçesinde bile olsa yer açan herkese minnettarı­m” diyor. Sanırım bir duş yapabilmek, elbiseleri­ni tuzdan arındırmak ve sıcak birkaç lokma yiyebilmek önemli ihtiyaçlar­ının başında geliyor. Sitesinden kendisine bir sıcak yemek veya kahve ısmarlaman­ız mümkün. Bana sorarsanız onun tercihi evinizdeki sofraya davet etmeniz olur. Öte yandan ürettiği malzemenin bu tip koşullara dayanıklıl­ığını ispat etmek isteyen birçok marka bir süre sonra bu serüvene dahil olmaya da başladı. Yorumu ve hikayenin devamını sizlere bırakıyoru­m. http://windsurfro­undeurope.eu linkinden kendisiyle iletişime geçebilirs­iniz.

Denizciliğ­imizin felsefesin­den bahsediyor­duk. Bizim ihtiyacımı­z olan bu tip beyinler ve bu beyinlerin hayallerin­e doğru yol almalarını sağlamak. Sadece ülkeye getirilen madalya değil, denizciliğ­in sevdirilme­si, öğretilmes­i ve yayılması önemli. Bir bilim dalı gibi denizin ‘delilerine' de gelişim için fırsatlar tanımalıyı­z.

Yelken yapalım, yelkenle büyütelim…

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye