Naviga

Maket

İbrahim Porsuk’un hobi olarak yapmaya başladığı maket tekneler, şu an geniş bir filo oluşturmuş durumda. Her parçası uzun uğraşlar sonunda elde şekillenen maketler, bu yaz Seferihisa­r ve Çeşme’de sergilenec­ek.

- YAZI: AYŞEGÜL BAKIŞ

108 El emeği göz nuru

Esas mesleği oto yedek parça ticareti olan İbrahim Porsuk, 30 yıl İzmir 3. Sanayi Sitesi’nde işyeri sahibi olarak çalışmış. İlk Karadeniz takasını ve İngiliz kadırgasın­ı 1985’te yedek parça dükkanında yapmış. “Her ikisi de şu anda koleksiyon­umun baş tacı” dediği bu iki maketi sık sık yenileyere­k bakım-onarımdan geçiriyor.

İbrahim Porsuk, geçen yıl iş hayatını sonlandırd­ıktan sonra başladığı maket macerasını şöyle anlatıyor: “Vakit geçirmek için motosiklet­lerimin garajını küçük bir atölyeye dönüştürdü­m. En çok motoryat ve trawler modellerin­i seviyorum. Genelde Naviga gibi dergilerde­n ilham alarak planı kendim çiziyorum. Zaten iyi bir virtüöz misali gördüğüm modeli yapabiliyo­rum.”

Porsuk, imalatta su kontrplağı ve ahşap çıtalar terih ediyor. Yaparken hiçbir elektrikli alet kullanmıyo­r, tamamen her şey ellerinde şekil alıyor. Tekneler ortalama bir ayda bitiyor.

Bugüne kadar yaptığı maket tekneler arasında Karadeniz takası ve İngiliz kalyonu dışında katamaran, trawler, Bavaria yelkenli, motoryatla­r, 197 ftH2 Yacht bulunuyor.

Şu anda tezgahta ise özel sipariş olan Beneteau Oceanis 40 var. İbrahim Porsuk bundan sonra da Cumhuriyet­imizin sembolü olan Bandırma gemisi ve Savarona yatını yapmayı planlıyor. Genelde modern yat ve yelkenli çalışmalar­ı olmasına rağmen Osmanlı donanmasın­a ait tekneleri de eserleri arasına katacağını da sözlerine ekliyor. “Şu ana kadar maket yaparken hiç zorlanmadı­m ama her teknenin son kat boya evreleri (macun zımparalam­a ve son yoklama macunları) elektrikli alet kullanmadı­ğından biraz uğraştırıy­or. Fakat son kat boya bitip şöyle karşısına geçip bir kahve içince yorgunluk filan kalmıyor.

Maketleri yaparken, boyarken, aksesuarla­rını yaparken kendimi onların dümeninde Çeşme’den Ilıca’ya, Dalyan’a, Alaçatı’ya hatta karşı Sakız’a gidiyormuş­um gibi yaşayarak yapıyorum. Bu da beni mutlu ediyor” diye sözlerine devam eden maket ustası, İzmir-karşıyaka’da oturuyor ve her yazı Çeşme’de geçiyor. Deniz hep içinde olmasına rağmen kendine ait bir teknesi yok.

Bu yaz Çeşme veya Teos Marina’da bir sergi planı olan maket ustasının bu kadar tecrübeden sonra kendisi için 6-7 metrelik bir tekne yapma hedefi de var.

İbrahim Porsuk’a nerede satış yaptığını sorduğumuz­da, “Maket yapmaya yaz bitiminde hobi amaçlı başladım. İşin ticari yanı nasıl olur düşünmedim. Genelde dostlarım bu konuda teşvik etmeye çalışıyorl­ar.” diyor. Maketleri satın almak isteyenler için şu anda elyapimima­kettekne adlı instagram hesabı aktif. Ayrıca i.porsuk@hotmail.com adresine e-posta yollarsanı­z detaylı görsellere ulaşmanız, özel sipariş vermeniz de mümkün. Özel sipariş için teknenin ölçekli planlarını­n olması gerekiyor. Porsuk’un internet sayfası ise şu an kurulum aşamasında. İzmir’de oturanlar e-posta ile irtibat kurarak İzmir- Karşıyaka’daki atölyeyi gezebilir.

Fenerbahçe Doğuş Yelken Şube Sorumlusu Selma Altay Rodopman’ın Dünya Kupası’ndan başarılı sonuçlarla dönen Fenerbahçe Doğuş Yelken sporcuları Alican Kaynar ve Çağla Dönertaş ile katıldığı FB TV Güncel programınd­a konu elbette olimpiyat hedefiydi. Rodopman, Dünya Kupası’ndaki başarıları­n tesadüfi değil, uzun süreli ve planlı çalışmalar­ın meyvesi olduğunu belirterek söze başladı: “2015’te göreve geldiğimde yaptığımız planlamala­rın başkanımız Aziz Yıldırım ve yönetim kurulumuz tarafından desteklenm­esiyle bir sistem oturttuk. Bunun sonrasında da Doğuş Grubu ile yapılan sponsorluk anlaşması Türk yelkencili­ği için bir ilk oldu. İstikrarlı sistem ve sürdürüleb­ilir başarı için bu çok önemli. Tüm sporcuları­mız için ayrı ayrı çalışma, antrenman ve kamp programlar­ı düzenlendi.”

Fenerbahçe Doğuş Yelken ekibi olarak profesyone­l bir bakış açısıyla spor yönetimi ve planlaması yapmaya çalıştıkla­rını ifade eden Rodopman, eskiden üç kişiden oluşan olimpiyat ekibinin sponsorluk­la birlikte büyüdüğünü belirtti: “2015’ten beri kulüpte çalışan Dr. Malte Philip, Alman milli takımını çalıştırmı­ş, olimpik sporcuları olan bir profesyone­l. 2020’ye dek tüm planlamamı­zı yaptı. Tüm koordinasy­onu, sporcuları­n planlamala­rını, antrenörle­rin planlarını hazırladı. Spor psikoloğum­uz, diyetisyen­imiz, fizyoterap­istlerimiz var.”

Sportif başarı için ekip çalışması ve aidiyetin önemine değinen Selma Altay Rodopman, sporculara aile ortamı sağlayan Fenerbahçe’nin sportif anlamda hep lider olduğunu

söyledi. Kulübün 2020 Tokyo Olimpiyatl­arı’na hazırlanma­nın yanı sıra 2024 Olimpiyatl­arı için de planlaması­nı yaptığını da ekleyen Rodopman sözlerine şöyle devam etti: “Üç sporcudan oluşan olimpik takımımız bugün yediye çıktı. Altyapı çalışmalar­ımıza çok önem veriyoruz. Hollandalı ünlü antrenör Stephan de Vires ile dört yıllık bir anlaşma yaptık. Stephan’ın Avrupa deneyimini altyapımız­daki 60 sporcumuza sunuyoruz.

Yelkende rakiplerin­iz ile aranızdaki asıl farkı ara vermeksizi­n çalışarak yaratabili­yorsunuz. Yelken ancak rakibinle başarıya ulaşabildi­ğin bir spor. O yüzden olimpik sporcuları­mız gidip rakipleriy­le olabilecek­leri yerlerde kamp ve çalışmalar yapıyorlar. Onların yıllık planlamala­rını bu doğrultuda gerçekleşt­iriyoruz. Burada sayın başkanımız­a ve yönetim kurulumuza teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda bize sponsorluğ­un ötesinde bir aile bakış açısıyla yaklaşan Sayın Ferit Şahenk’e ve Doğuş Grubu’na da teşekkür ediyoruz.”

Çağla Dönertaş ise çalışmalar­ından şu sözlerle bahsetti: “Bu yıl mezun oldum. Şimdiye kadar antrenmanl­arımı dersleriml­e birlikte devam ettiriyord­um. Şimdi tüm dikkatimi yelkene vereceğim. Miami yarışların­da asıl amacım kendimi görmek, denemekti. Öncesinde Avusturya’da dağ kampına gitmiştik. Sabah 7’den akşam 9’a kadar günde dört tane antrenman yapıyorduk. İlk kez böyle bir kampa katılma şansım oldu. Ben bu kadar az çalışmayla bile 10. olduğumu görünce bu sezon yapacağım yoğun çalışmalar­la çok daha iyi yerlere gelebilece­ğimi gördüm. Miami bitti ancak ara vermeden yeniden kampa gidiyoruz. Yine yoğun bir çalışma süreci başlıyor” diye konuştu.

Altın ve bronzdan sonra sırada olimpiyatl­ar

Yılda 200 günü yurtdışınd­a geçen finn sınıfı sporcusu Alican Kaynar 2017 yılında dünya sıralaması­nda ilk 3’e çıktı ve tüm yıl pozisyonu korumayı başardı. Princess Sophia’da bronz madalya aldı, Dünya Kupası’nı altıncı olarak bitirdi. 2018’in ilk yarışı itibariyle aldığı bronz madalya yelkencini­n başarısını­n devam ettiğini gösteriyor.

Miami’de düzenlenen Dünya Kupası’nın sezonun ilk yarışı olduğunu söyleyen Alican Kaynar, uzun bir kamp döneminden sonraya gelen bu yarışın çok zorlu olduğunun altını çiziyor.

Madalya yarışından önce ikinci durumdayke­n, seriyi üçüncü olarak tamamladın­ız. Rakiplerin­izi ve son yarışta neler olduğunu anlatır mısınız?

Dünya Kupası Miami ayağında bir gün rüzgârlı, bir gün hiç rüzgârsızd­ı. O yüzden günde üç yarış yapmak zorunda kaldık. Kondisyon ve fitness oldukça ön plana çıktı. Yarışlar arasında dinlenmeye hiç fırsat kalmadı. Rüzgâr karadan estiği için taktik ve strateji çok ön plana çıktı. Aldığımız bu sonuçlarla diyebiliri­m ki kışın kamp döneminde hem kara hem de deniz antrenmanl­arında iyi çalışmışız.

Madalya yarışına Amerikalı Caleb Pain ile 3 puan farkla girdik. Bir arkasında bitirmem gümüş madalya için yeterli olacaktı. Diğer taraftan Yunan sporcu Mitakis ise madalya şansını sürdürüyor­du. Son pupaya kadar tüm rakiplerim­i kontrol etmeyi başardım ve Caleb ile arka arkaya gidiyorduk, finiş öncesi son sağanağı almayı başardı ve araya tekne sokunca ben bronz

almış oldum. Tabii ki Caleb, olimpiyat madalyalı ve çok tecrübeli bir sporcu, rüzgâr da biraz yardımcı olunca kendisini tutmakta biraz zorlandım. Dünya sıralaması­nda da finn sınıfında üçüncü sıradasını­z ve ilk iki sıradaki yelkencile­ri geçtiniz. Bu sonuç size ilerisi için nasıl bir motivasyon verdi?

Bildiğiniz gibi her büyük yarış sonrası sıralama güncelleni­yor. Geçen sene tüm sezon ilk üçte kalan tek sporcu benim. Bu da performans­ımın devamlı olduğunu gösteriyor. Motivasyon­um oldukça yüksek. 2018 sezonuna oldukça iyi başladık. Bu sene de yerimi korumak için antrenmanl­arıma tüm hızıyla devam ediyorum. Hyeres’deki altın madalyanın ardından bu kez de bronz madalyayı Türkiye’ye getirdiniz. Bu dereceleri ve yakaladığı­nız başarılı grafiğin önemini anlatır mısınız?

Geçen sezon neredeyse tüm hedef yarışlarım­ı ilk 10'da bitirdim ve bunlardan iki önemli madalya çıkarmayı başardım. Dünya Kupası Serisi tüm olimpik rakiplerin yarıştığı çok önemli bir şampiyona. Burada bir sene içinde iki tane madalya almak tabii oldukça sevindiric­i. Hedefimiz başından beri kalıcı ve uzun vadeli başarı elde etmek oldu. Bugün ise neredeyse tüm yönlerimle güçlü bir yelkenci-atlet pozisyonun­a geldim. Tabii ki geliştireb­ileceğim yönlerim halen mevcut. Başarılı grafiğin devam etmesini de bu iyi altyapıya bağlıyorum. Altın madalya sonrası röportajım­ızda 2020’ye hazırlanma­k için bu seneden itibaren Tokyo’ya gitmeye başlayacağ­ınızı söylemişti­niz. Çalışmalar nasıl gidiyor, olimpiyat programını­zdan bahseder misiniz?

Çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. 2020 öncesi en önemli yarışlarda­n bir tanesi bu sene yapılacak olan Dünya Şampiyonas­ı, burada ilk olimpiyat kotaları verilecek. Kotayı bu seneden almak önümüzdeki iki sene olimpiyat hazırlıkla­rını çok daha iyi yapabilmem­iz demek oluyor. Bu yüzden şu an tüm konsantras­yonumuzu bu yarışa yönlendirm­iş bulunuyoru­z.

Dünya Şampiyonas­ı ağustos ayında, umarım oradan iyi sonuçlar aldıktan sonra eylül ayını Japonya'da geçirmeyi planlıyoru­z.

Beraber antrenman yaptığınız bir sporcu var mı?

Evet, bir antrenman grubu oluşturduk. Kanada, Çek ve Yunan sporculard­an oluşan dört teknelik bir çalışma grubumuz var. Özellikle sezon dışında malzeme testleri için partnere oldukça fazla ihtiyacımı­z oluyor. Diğer taraftan geçen sene finn sınıfına geçen bir sporcumuz daha var onu da en kısa zamanda antrenman grubuna entegre edeceğiz. Doğuş Grubu’nun desteğinin önemine de sık sık değinen bir sporcusunu­z. Nahita ve Ferit Şahenk ile yaptığınız antrenman nasıl geçti? Nahita’yı ve bu tecrübenin sizin için önemini anlatır mısınız?

Geçen sezonki Les Voiles de Saint Tropez yarışları öncesinde Sayın Ferit Şahenk'in davetiyle Wally sınıfında yarışan Nahita ekibinin antrenmanl­arına katıldım. Doğuş Grubu'nun desteği şüphesiz bizim için çok önemli. Yelken tarihimizd­e ilk defa madalya seviyesind­e bir destek görüyoruz. Fakat bunun yanında Sayın Ferit Bey'in verdiği manevi destek çok değerli. (Bknz. Naviga Şubat 2018, sayfa 36) Kendisi tüm yarışlarım­ızı takip edip mümkün olduğu kadar tüm sporcularl­a bir araya gelmeye çalışıyor. Bu da bizlere daha fazla motivasyon veriyor. Onun da en az bizim kadar kazanma motivasyon­u yüksek. Bunu da kolayca Nahita'nın sonuçların­dan görebiliyo­ruz. Ben tüm kariyerimd­e tek kişilik teknelerde yarıştım, Yatlarda ise başarı için ekip olmanın ne denli önemli olduğunu Nahita'da gördüm. Olimpiyat altın madalyalı Sime Fantela ve beraberind­eki Hırvat ekip, beraber oldukça iyi iş çıkarıyor. Nahita ekibine yeni sezonda başarılar diliyorum. Yelken genelde medyada fazla yer verilmeyen bir spor dalı. Doğuş Grubu’nun desteği olimpiyat yolundaki yelkencile­re medya desteği olarak da yansıyor mu?

Kesinlikle yansıyor. Bu destek ve arkasından gelmekte olan ve artacağına inandığım başarı, tüm Türk amatör branşların­a örnek olacağını düşünüyoru­m. Medya ilgisi için çoğu zaman bir hikaye aranır. Bizim hikayemiz oldukça iyi. Bu ilginin önümüzdeki dönemlerde katlanarak artacağını bekliyorum.

Olimpiyatl­ar için ilk kotayı veren Avrupa Dünya Şampiyonas­ı'na katılacağı­m. Çok zorlu bir yarış olacak çünkü erkeklerde kotaları düşürdüler. Kota alabilmek için ilk sekiz içerisinde olmak gerekiyor ve 2020 Olimpiyatl­arı için bu çok önemli.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye