Eğitim
Başak-ömer Öcel çifti dünya seyahatine çıkmadan önce Kanarya Adaları, daha sonra da İngiltere’de çeşitli eğitimler alarak sertifikalarına kavuştu. Binlerce mili geride bıraktıkları şu günlerde Atlantik başta olmak üzere okyanuslara açılmaya karar verenler
100 Eğitim şart
45 yaşında, eşim Başak sayesinde tanıştığım yelken dünyası, tıpkı motosiklette olduğu gibi beni içine çekiverdi. 2004 Temmuz ayında aldığımız 31 feet Bavaria ile hem yelken konusunda hem de motor bakımtamiri gibi diğer konularda kendimi hep geliştirmeye çalıştım.
Bu işi sevmenin kaçınılmaz bedeli de herkesin gönlünde yattığı gibi dünya seyahati idi. 2020 Mayıs ayında başlamayı düşündüğümüz seyahatimizden önce illa ki gelgitli sularla tanışmak istiyorduk. Bir önceki yıl Kanarya Adaları-fuarteventura’da Rya’dan aldığımız daha çok tatil tarafı ağır basan eğitimden sonra ben ‘competent crew’, Başak ise ‘coastal skipper’ oldu.
Başak’ın ‘yachtmaster’ seviyesine çıkabilmesi için gelgitli sularda seyir yapmayı öğrenmemiz gerektiğine karar verdik. Bunun en güzel yolunun ise İngiltere’de seyir yapmak olduğunu Kanarya Adaları’ndaki eğitmenimizden öğrenmiştik. Bu nedenle ve bir de Başak’ın, worldspilot.com sitesini hayata geçirmek için yaptığı çalışmalarının ödülü olarak 2017 yaz tatilimizin tamamını RYA eğitimine ayırdık.
Temmuz sonu, bir akşam vakti İngiltere-gosport Marina’ya vardığımızda tepeden tırnağa ıslanmıştık ve bu, feribottan inip marinaya ulaşmamız arasında geçen beş dakika içinde olmuştu. Gosport Marina’ya girer girmez, ilk dikkatimizi çeken şey muhteşem Volvo Ocean Race ve Clipper Round the World yarış tekneleriydi.
Oraya gitmeden yaklaşık bir ay boyunca online kursları tamamlamış olmak, İngilizce denizcilik terimlerine aşina hale getirdi. Geçen yıl Kanarya Adaları’nda karşılaştığım dil sorununu yaşamayacağımı düşünüyordum ki zaten de öyle oldu. Önce benim beş gün sürecek ‘day-skipper’ eğitimim olacaktı ve Başak da gelgitli sularda yapması gereken millerini tamamlamak için bize misafir olarak katılacaktı. 44 feet Bavaria ile eğitmenimiz Edd, biri kadın-
ikisi erkek üç kursiyerle birlikte toplam altı kişi halatlarımızı çözüp Gosport Marina’dan Solent Denizi’ne çıktık. Online eğitimde görüp kullandığımız harita ve simülatörden çok farklı bir dünyanın bizi karşılayacağından habersizdik.
İlk gün Gosport Marina’nın ve Portsmouth Limanı’nın da içinde bulunduğu deniz kuvvetlerinin eğitim alanı olan koyda, ekip olarak birbirimizi tanıdık ve seviyelerimizin farkına vardık. Günün sonunda gelgit akıntısının izin verdiği -neredeyse- son anlarda, bizim karayollarında sis için kullandığımız demir çubuklara benzeyen yeşil ve kırmızı renkli çubuklarla işaretlenmiş nehri takip ederek Port Solent Marina’ya doğru motor seyrine başladık. Öyle ki biraz daha geç çıksak ve sular biraz daha çekilse, salmayı takmamız içten bile değildi. Dümende ben vardım ve salmanın altına ayarlı derinlik göstergesi, nehrin en sığ yerinde sıfırı gösterdiğinde çok çok ağır yolla yolumuza devam ettik. Bu deneyim, eğitmenimizin amaçladığı, gelgit gerçeği ile yüzleşmemizi tam anlamıyla sağlamıştı.
Port Solent Marina’nın girişine geldiğimizde ise bizi bir sürpriz bekliyordu. Marinaya tıpkı Panama Kanalı’nda olduğu gibi kaldıraç sistemi (Lock System) ile giriliyordu ve bu muhteşem bir deneyimdi. Arkamızdaki kapılar kapandı, önümüzdekiler açıldığında ise yaklaşık 4 metre yükselerek marinaya giriş yaptık. Bu da suların en alçak olduğu seviye ile en yüksek olduğu seviyedeki farka eşit bir miktardı. Yine daha sonra alışacağımız bir özellik olan marinaya girişte, bağlanırken ya da ayrılırken, botla veya ponton üzerinde herhangi bir görevlinin bırakın yardım etmesini, hazır dahi bulunmaması, bu ilk deneyimde bizi oldukça şaşırttı.
Gelgit olduğu için tonoz ya da demir atıp kıçtankara sisteminin uygulanamadığı marinalarda tekneler, U şeklindeki iki teknelik yüzer pontonlara aborda oluyor. Pontonlar, gelgite göre aşağı inip, yukarı çıkıyorlar. Marinalar nehir içlerinde olduğundan marinaya giriş ve çıkışlarda gelgit hesabı hem karaya oturmamak hem de 1 knot’ı 17 knot rüzgâr kuvvetine eşit akıntıyı dikkate almak için çok önemli.
Eğitim boyunca her gün bir kursiyer, skipper pozisyonunda olmak üzere kendisine verilen hedefe gelgit, rüzgâr ve dalgayı dikkate alarak tekneyi götürmek ve bağlamak zorundaydı. Vakit buldukça marinalardan defalarca çıkıp, tekrar girip bağlandık. Güzergah üzerinde bulunan şamandıraları defalarca alıp bıraktık. Sayısını hatırlayamayacağım kadar motorla ve yelkenle ‘denize adam düştü’ çalıştık. Tekne orsa alabanda eğlendirildi. Gece seyri sırasında, ışıklı kardinal ve diğer işaretler kullanılarak seyir yapılıp hedeflere ulaştık, ‘line ve transit’ tabir edilen işaretler kullanılarak sığ nehir ve marina girişlerine sorunsuz vardık. Her zaman 20 knot’a yakın esen rüzgârda demir atıp camadan vurup çözdük.
Başlangıçta bizi en çok tedirgin eden Solent Denizi’nin, Southampton ve Portsmouth limanlarının yoğun gemi trafiğine sahip olması nedeni ile neredeyse her an bir geminin yolu üzerinde olmak ve buna karşı gerekli manevrayı düşünmeliydik. Ancak bir sonraki hafta, yüzlerce yelkenlinin katılacağı Cowes Week etkinliği yaklaştıkça, bu etkinliğe katılmak için gelen ve antrenman yapan tekne sayısı da arttı. Bizim sularımızda, yarım mil ötemizdeki tekne ya da gemi için verdiğimiz tepkiyi 50 metre ötemizdeki tekne veya gemi için vermeye eğitmenimiz sayesinde biz de alıştık.
Eğitim sırasında, Port Solent Marina’dan sonra, East Cowes Marina, Beaulieu River, Swanwick Marina, Wooton Creek ve Newtown River arasında seyirler yaptık.
Gelgit hesaplama konusunda tecrübe sahibi olduk, gelgit ve etkileri ile yüzleştik. Özellikle akıntı varsa, teknenin üzerinde yolun eksik edilmemesi gerektiğini, kursiyer arkadaşlardan birisi, tekneyi marina çıkışına yaslayarak hepimize uygulamalı olarak gösterdi. Yaklaşık 45 dakika 44 feet tekneyi her iki yan baş, kıç ve bordasından değişik yerlere bağlamak suretiyle en az zararı vererek nasıl kurtarılacağını, teknenin zarar görmüş olduğunu öngördüğü için panik olsa da bize belli etmemeye çalışarak, eğitmenimiz gösterdi. Neticede day-skipper olarak tekneden ayrılırken, eğitmenimiz ve diğer kursiyerlerle iyi ilişkiler kurup onları Gökova’ya çağırmayı ihmal etmedik.
Başak’ın yachtmaster eğitimi
İki günlük Londra tatilinden sonra, Başak’ın yachtmaster eğitimi için yeniden Gosport Marina’ya döndük. Bu kez bizi Bavaria 38’i ile eğitmenimiz Simon karşıladı. Ben beş gün sürecek eğitim ve 24 saat sürecek sınav süresince teknede misafir olacağımdan Başak’a nazaran çok daha rahattım. Başak’ın kursiyer arkadaşlarından her ikisi de motoryatta yachtmaster olmuşlar, şimdi yelkenli için eğitime gelmişlerdi. Birisi İngiliz donanmasından ayrıldıktan sonra ticari gemilerde çalışıyordu, diğeri ise Yeni Zelanda’da bir süperyatta görevliydi. Yani rakipler bayağı sağlam görünüyordu.
Bir önceki hafta, benim eğitimim sırasında Solent Denizi’ni tanıma fırsatı bulmamız ve eğitmenim Edd’in yachtmaster eğitim ve sınavı ile ilgili verdiği bilgiler, ikinci hafta çok işimize yaradı. Beş gün boyunca misafir sıfatımın gerektirdiği ölçüde geride dursam da aktif olarak eğitimin bir parçası oldum. Başlayan Cowes Week etkinlikleri nedeni ile had safhaya ulaşan trafik içinde seyir yapmak çok öğretici idi. Bu kez yelkenle ‘denize adam düştü’ manevrası yapmak ve tonoz almak, tekneden pontona adım atmaksızın kemereden açmaz alıp, sonrasında tekneyi başından ve kıçından bağlamak, uzun gece seyirleri, benim teorimi, Başak’ın ise tecrübesini oldukça geliştirdi. Etrafımızda, Volvo Ocean Race tekneleri camadan vurulmuş yelkenleri ile antrenman yaparlarken, aynı şartlarda seyir yapmak bize büyük keyif verdi.
Bu eğitim sırasında, bir hafta önce seyrettiğimiz yerlere yeniden gittik ve onlara ek olarak Langstone, Bembridge, Lymington Yacht Haven ve Royal Southampton Yacht Club’a da gittik.
Eğitimin en ilginç olayı ise eğitmenimiz Simon’ın marina ücreti ödenmediği için East Cowes Marina’dan satın aldığı 1990 yapımı, 21 ton ağırlığındaki, 43 feet, Rainbow Dancer isimli alüminyum teknesini, motor ve dümeni olmaksızın, bizimle birlikte Haslar Marina’ya yedeklemesi idi.
Eğitimin başında, East Cowes Marina’da bir tekne aldığını ve oraya gittiğimizde bize göstermek istediğini söyleyen eğitmenimiz, hava şartlarının şimdi bu işi yapmak için çok uygun olduğunu, eğitim bittikten sonra ise daha zor hava şartları ile karşılaşacağını belirterek, eğer istersek teknesini şimdi yedekleyebileceğimizi söyledi. Hep birlikte neden olmasın dedik ve işe koyulduk. Önce tekneye aborda olup baştan ve kıçtan bağlayıp açmazlar aldık. Tekne, marinanın nehir kıyısına en yakın pontonunda idi. Bu nedenle de pontondan çıktıktan sonra geriye doğru gitme şansı yoktu.
Eğitmenimiz, normal şartlarda dahi girip çıkmanın maharet istediği bu yerden, birbirine bordalamış iki tekneyi akıntıyı kullanarak, tereyağından kıl çekercesine öyle bir çıkardı ki ağzımız resmen açık kaldı.
Cowes Nehri’ne çıkardığımız birbirine bordalı iki tekne ile bizi gören diğer teknelerden, sözlü ve işaretli takdir görmek de emsalsiz bir duyguydu. Bu arada nehri tramola ata ata çıkan bir teknenin, Rainbow Dancer’ın bastonunu yalayarak tramola atması yüreğimizi ağzımıza getirse de heyecan verici bir an olarak hatıralarımızdaki yerini aldı.
Rainbow Dancer’la borda bordaya nehirden Solent Denizi’ne çıktıktan sonra, Rainbow Dancer’ın iskele başından, bizim iskele kıçımıza ve onun sancak başından, bizim teknenin sancak kıçına halatlar aldıktan sonra, tekneleri bordalamakta kullandığımız baş ve kıç halatları ile açmazları kontrollü bir şekilde boşlayıp, tekneyi yaklaşık 10 mil kadar arkamızda çektik.
Haslar Marina’nın girişine geldiğimizde, tekrar kontrollü şekilde Rainbow Dancer’a aborda olduk ve marinanın herhangi bir yardım veya gözetimi olmaksızın U şeklindeki iki teknelik marina pontonuna her iki tekneyi bağlamak suretiyle yedekleme işini bitirdik. Sanırım bu arıza veya kaza gibi bir zorunluluk olmaksızın çok az kişinin yaşayabileceği bir deneyimdi ve bu deneyimi yaşadığımız için kendimizi çok şanslı hissettik.
En sonunda beklenen an geldi ve eğitmenimiz Simon yerini RYA merkezinden sınavı yapmak için gelen Nigel isimli emekli deniz subayına bıraktı. Yaklaşık 24 saat boyunca Nigel’ın istekleri doğrultusunda her üç kursiyer de skipper olarak istenilenleri yerine getirmeye çalıştı. Bu sırada hava 36 knot’a kadar çıktı ve rüzgâr ile gelgit akıntısının karşı karşıya geldiği zamanlarda deniz inanılmaz şekilde kabarık ve çalkantılı hale geldi. Sürekli sağanak altında geçen sınav neticesinde, gökkuşağına şahit olmamızın müjdelediği gibi Başak yachtmaster oldu. Tekneden indiğimizde, tarifi olanaksız bir mutluluk yaşadık.
Karada da denizcilik üzerine ziyaretlerde bulunarak Greenwich Royal Observatory ile National Maritime Museum ve Cutty Sark yelkenlisini ziyaret ederek İngiltere macerasına nokta koyduk.