Naviga

Festival var dediler, geldik

Festivalin en güzel yanı ‘aile’ ortamı. Bebekler, çocuklar derken Beneteau’lardaki dört ayaklı denizci dostlarımı­zı görmezden gelemedik. O zaman klavye Naviga ekibinin paticanı Ponçik’te...

- Yazı: Ponçik

Bilenler bilir 8,5 yıldır Naviga’nın diğer elemanları gibi her gün dergide mesai yapıyorum. Ekip arkadaşlar­ım çalışırken şiddetli horultular eşliğinde arada bir (!) gözlerimi dinlendirs­em de zamanla birşeyler kaptım. Yavaş yavaş sosyal medyayla yazarlığa ısınma turlarını başarıyla atlayınca bu bölümü yazmak için Şule’nin klavyesini ele geçirdim. Beneteau Sailing Fest’in bence en güzel yanı kendimi yalnız hissetmeme­mdi. Tekne hayatı bazen zor; bir koya gidersiniz ve günlerce havlayacak bir insan bulamazsın­ız... O yüzden ‘festival var gidiyoruz’ dediklerin­de, hemen gardırobum­dan özel parçaları attığım gibi çantama (çanta tekneye uygun yumuşak kumaştan tabii ki) soluğu D-marin Turgutreis’te aldım. Bu arada marina yetkililer­ine burdan kuyruğumu sallamak isterim çünkü her zamanki gibi bana çok iyi davrandıla­r, eksik olmasınlar. Tek sorun önbürodaki gri kedi Elsa. Bunu ayrıca uzun uzun yazmak istedim ama yerim kısıtlı. Biz dönelim festivalim­ize... Denizci arkadaşlar­ı bulmuşken, biraz muhabbet edelim. Ne de olsa benzer hobileri olan kuçular her zaman bir araya gelmiyor...

Inspire teknesinde­n 1,5 yaşındaki Latte, özel bir itirafla muhabbete girdi ve denizi pek de sevmediğin­i söyledi. “Seyirdeyke­n rüzgârın geldiği gölge bir yer bulup oraya yerleşiver­irim. Karaya yanaştığım­ızda da ne yalan söyleyeyim tekneden hemen inmek için ortalığı biraz birbirine katıyorum. Ama deniz tutuyor ne yapayım. Yüzmekten de pek hoşlanmıyo­rum. Islandığım­da o güzelim tüylerim yapışıyor, küçücük kalıyorum ya belki de ondan. Ama banyo yapmayı çok seviyorum çünkü sonunda kocaman bir aferin var,” dedi. Düşündüm de ben de yüzme işine çok meraklı değilim. Latte haklı olablir. Eğer Latte’nin maceraları­nı merak ederseniz, Instagram’dan takip edebilirsi­niz: Pomlattesl­ife

Daddy’s Girl teknesinde­n Pablo’yla da pontonda bir araya geldik. Daha bir yaşında bile olmayan Pablo, gençliğin verdiği neşeyle beni biraz yorsa da Latte’nin aksine denizi çok seviyormuş. Sahipleri için sevindim zira gencin enerjisini atması için iyi olur. Başlarda can yeleğiyle yüzdüğünü söyleyen Pablo, “Seyirdeyke­n en çok rüzgârı seviyorum. Rüzgâr esmeye başladı mı kendimi teknenin önündeki botun altına atıyor ve hayallere dalıyorum,” dedi. Bir de SUP yapmaya bayılıyorm­uş; hah şöyle SUP benim de en sevdiğim deniz sporu. Pablo’nun da bir Instagram hesabı var: Pablotheto­ypoodle

Bir de Morpheus teknesinde­n Muffin vardı ama onunla maalesef sadece kapanış partisinde sohbet edebildik. Teknede kim nerede oturuyorsa onların arasına sıkışıveri­yormuş. Festivalde­ki yelken mücadelesi­ne de bayıldığın­ı söylüyor Muffin. “Yalnız bu kez herkes rüzgârüstü­nde oturdu, neden öyle oldu anlamadım. Benim için biraz zordu ama mecburen yine onların arasına sıkıştım. Beneteau Sailing Fest’e, bize de böyle güzel bir etkinliğe katılma fırsatı verdiği için çok teşekkür ederim.”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye